Zico'nun teknik açıdan yetersizliğinden dolayı bu sezon futbol olarak beklenenin altında bir performans gösteren F.Bahçe'de puan kayıpları fazla olunca
yönetim paniğe girip ortalığı yangın yerine çevirdi. Futbolcuların da sinir sistemleri altüst oldu. Önemli derbi öncesi yapılacak tek iş yeni bir kimliğe bürünmekti. Yönetim sesini kesecek, futbolcularla sıcak işbirliği içinde topluca motive olunacaktı.
Maçların sahalarda kazanıldığı beyinlere işlenecekti. Derbi galibiyetinin en önemli etkeni kısa sürede F.Bahçe'nin bunları başarması oldu. Kupa rövanşından sonra meydana gelen olaylar F.Bahçe'nin büyüklüğüne yakışmadı. Denizli maçında da yayıncı kuruluşun kablolarının kesilmesi bir dizi yanlışın üstüne tuz biber ekti. Rahat kazanılması gereken
Denizli maçının 2 farklı skor avantajından sonra berabere bitmesi bence Tanrı'nın sopasıydı. Bu maçın sonunda vicdanlarıyla başbaşa kalan F.Bahçe yönetimi ortalıktan kayboldu. Tek çıkar yol kendilerine bir öz eleştiri yapıp yeni bir hava yaratıp zorlu maç trafiğini başarıyla tamamlamaktı, onu da yaptılar.
F.BAHÇE BEŞİKTAŞ'TAN ÜSTÜN F.Bahçe, kadro kapasitesi ve kolektif açıdan Beşiktaş'tan daha üstün. Kupa maçlarını göz önüne getirirsek bu gerçek açıkça görülüyor.
Cumartesi gecesi
F.Bahçe, maça kendinden emin kazanacağına inarak başladı. Tigana'nın çağ dışı ofsayt taktiğini erken bir golle değerlendirerek moral olarak da güçlendi. İkinci yarıda tamamen savunmada kalmalarına rağmen, rakibin yetersizliğinden dolayı fazla sıkıntı yaşamadan 3 puanı kazandı. En sivrilen isimler Tümer ve Deniz'di.
Ben bilhassa zorluk derecesi yüksek maçlarda gününüz futbolunun ilkelerini göz önüne alarak Kezman, Alex ve Tümer üçlüsünün uzun süre bir arada oynamasına karşıyım. Hele 90 dakika sahada kalmaları mantığımla bağdaşmıyor. Geçen haftaki köşe yazımda da bu konuya değinmiştim. Bu kadro yapısıyla derbide kazanmanın zor olacağını belirttim. Ancak
"İmkansız değil" dedim. Alkmaar rövanşını örnek gösterdim. Alkmaar ilk maçtaki büyük avantajını düşünmeyip F.Bahçe'yi küçük görüp oyun disiplinine özen göstermeden tüm riskleri alıp ofansif futbol sergileyince 2 gol yedi. Eğer Zico yorulan yıldızların yerine iki diri oyuncuyu ikinci yarıda sahaya sürseydi F.Bahçe şok yaşayan rakibi önünde farklı kazanıp turu geçerdi.
BEŞİKTAŞ BURSA'DA KAZANAMAZ Beşiktaş ofsayt taktiğinden 1 gol hediye etti. F.Bahçe ikinci yarı defansa çekildi, yorulan yıldızları yüzünden baskı yedi, kontratak ortamı da bulamadı. Ama
Beşiktaş, Alkmaar gücünde olmadığından Zico'nun bu hatası cezalandırılamadı. Zico'nun
Tuncay'ı mecburen çıkarırken Selçuk'u oyuna alması inanılır gibi değil. Skor avantajına sahipsin ve savunma yapıyorsun. Düşünülecek tek isim Önder'in önüne Serkan. Çabukluğuyla hem rakibi bozacak hem de ileriye driplingleriyle takımın karşı alana geçmesini, rahatlamasını sağlayacak. Zico tercihini Mehmet Yozgatlı'dan yana kullansa yine eleştirirdim ama bir yere kadar. Aylardır oynamayan Selçuk'u koymasını anlamak mümkün değil. Bu değişiklik kupa rövanşında uzatma bölümünde takım 10 galipken en kritik anda Olcan'ı sahaya sürmesiyle eşdeğer yanlıştır.
G.Saray'ın da Antalya beraberliğinden sonra F.Bahçe artık iyice rahatladı. Önünde 2 tane çok zor maçı var. Bu maçlar da işler ters de gidebilir ancak fizik ve moral açıdan iyice çöküş içine giren
Beşiktaş'ın, kupa finalinin de yorgunluğuyla Bursa'da 3 puan kazanacağına hiç inanmıyorum.
Yayın tarihi: 8 Mayıs 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/08//haber,39C87615E2A24024A58073ED9CE961D0.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.