HU
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?HU
Bağışlayın!..
Bugün yazamıyorum, Sevgili Dostlarım.. Bugün yazamıyorum.. Bu kadar acı üst üste gelince, beynim düşünmez oldu. Parmaklarım klavyeye gitmiyor.
Kazım Baba'yı da kaybettik.. O ya.. Pazar Neşelerinin neşesi, Kazım Baba.. Los Angeles..
Amerika'dan geliyordu, çantasında sizler için derlediği yığınla fıkrayla.. Pazar akşamı maç saatinde telefon etmişti.. "Sor bakalım çocuklara buradan bir istedikleri var mı" diye.. "Sen gel yeter, Kazım Baba" demiştik hep birlikte, ama ben gene de uyarmıştım.. "Fıkraları unutma ha.."
Salı akşamı Ertekin'de toplanacaktık, "Hoş geldin" demek için.. Toplandık.. Ağlamak için..
Uçaktan inmiş, taksiye binmiş.. Yolda fenalaşmış.. Şöför anlamış durumu, hemen en yakın hastaneye çekmiş, Levent'te.. Ama daha içeri alırlarken..
Kalbi vardı, ameliyat olmuştu. Çok dikkat ederdi kendine.. Ama Los Angeles İstanbul.. Uzun yol.. Bir de kavuşma heyecanı eklenince.. Boş laf.. Bu kadarmış yazısı..
Saadet, sevgili eşi, ağlayarak sarıldı boynuma.. "Hıncal bu nasıl adalet?.. Evine 500 metre kala ölür mü insan, binlerce kilometre geldikten sonra.."
Ogan ordaydı geçen hafta.. Birlikte çok güzel gezmişler Los Angeles'te.. İki gün önce döndü o..
"Kızını çok özlemişti, ona kavuşmak için heyecanlanıyordu" dedi.. Kavuşamadı.. Melis geçen yazdan beri İstanbul'da.. Aile dönüş kararı alınca, ilk uygulayan o olmuştu. Burada işe girmişti..
Kazım çeyrek asırdır Los Angeles'te.. Oğlunun hastalığına Türkiye'de çare bulamayınca işi gücü bırakmıştı. Ailece Los Angeles'e taşınmış, Cem'i yaşatmayı başarmışlardı uzun yıllar, ama iki yıl önce kaybetmişti.. Evlat acısı çok sarsmıştı onu.. "Artık burada kalmama sebep yok, Hıncal" demişti.. "Ama şunun şurasına birkaç ayım kaldı emekliliğe.. Bu Amerikalılara hediye etmeyelim, 25 yılın hakkını.."
Yıl başında emekli oldu. Bu gelişinde kesin dönüşün son hazırlıklarını yapacaktı, öyle diyordu bana telefon konuşmalarımızda..
Ama böylesi kesin, ebedi kesin bir dönüş aklımdan geçmiyordu..
Tanıyan herkesin sevgilisiydi.. Ama herkesin.. Bizim maç ve Salı gurupları için ilahtı.. Herkes Kazım Baba derdi ona, ondan yaşlı olanlar dahil.. Öyle babayani, öyle sevecendi çünkü..
Kazım, sevginin yaşayan adıydı, hepimiz için..
Bu yazının ardından Levent Camisi'ne gideceğim.. Veda.. Sonra Antalya'ya uçuyorum. Geçen hafta sözümüz vardı Akdeniz Üniversitesi'ne.. Hastalık erteletti. Aslında şimdi de gidecek halim yok, ama düşündüm ki, değişiklik olur. Üzerime basan bu kâbusu, belki biraz aralarım. Belki de iyi gelir.. Geçen yıl son tatilimizi beraber Kazım Baba ile Antalya'da yapmıştık.. Oralara bakarım bir..
Yasoş'un durumu benden iyi değil, ama Allah'tan hazırlıklı.. Seyahat günlerimde eski yazılarımdan seçiyor ya.. Biriktirmiş.. "Bugün ve yarın sen devralıyorsun gene" dedim.. Bugün ve Cuma, Yasemin'in arşivden seçtikleri var, köşede..
Cumartesi buluşuruz inşallah..
Bağışlayın lütfen!..
Yayın tarihi: 26 Nisan 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/26//haber,AFF6A1C3CC2C4C29A4177790A62B1B4B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.