Dün Sabah Spor sayfasının manşetinde, spor gazeteciliği tarihimizin en sorumsuz yazılarından biri
Ahmet Çakar imzasıyla yayınlandı.
"Operasyonun kodları!.." Açık söylüyorum, ben genç Serdar kardeşimin yerinde spor editörü olsam, o yazıyı sayfama almazdım.
Genç kardeşim almış ve ok yaydan çıkmıştır.. Şimdi görev Cumhuriyet Savcılarına düşüyor.
Bu yazı ve içindeki iddialar derhal savcılıkça soruşturulmalı ve hızla sonuca bağlanmalıdır.
"Savcılıkça" diyorum..
Çünkü iddia, doğabilecek sonuçları ile federasyon boyutlarını aşmış, tribünlerde, hatta sokaklarda "Kan dökülmesi"ne yol açacak düzeye ulaşmıştır. İkincisi, itham edilen, zaten federasyonun kendisidir. O zaman, bu kurumun yapacağı soruşturma ve alacağı kararlar zaten kamuoyunu tatmin etmeyecektir.
Ahmet Çakar, bana kalırsa son zamanlarda fazla Erman Toroğlu kompleksine kapıldı ve onun gibi
"Çok şey bildiği, iyi haber aldığı" zehabını yaratmak için, hiçbir bilgi ve belge vermeden "Ben biliyorum.. Bir konuşursam.." demeye başladı.
Ne var ki, bu yazısında o ölçüyü de kaçırdı.
Kaleme aldığı senaryo içindeki ithamlar müthiş.. Sonuçları korkunç!..
Çakar
"Federasyon içinde bir gurup Aziz Yıldırım'ı yok etmek için, Fenerbahçe'nin 100. Yılda hem Türkiye Kupası'nı, hem de Süper Lig'i kaybetmesine karar verdi" diyor.
Bunun yolu da hakemler.. Fenerbahçe maçlarına onun yolunu kesecek hakemler atanacak. Fenerbahçe'nin rakibi Beşiktaş'a da tam tersine yol açacak hakemler verilecek. Plan yürürlüğe konmuş. Bu haftaki
İsmet Arzuman (Fener) ve
Bülent Yıldırım (Beşiktaş) atamaları bu kararın sonucu..
Oyunu rahat uygulamak için Merkez Hakem Komitesi Başkanı
Mustafa Çulcu pasifize edilip devre dışı bırakılmış. Hakem atamalarını ne o, ne de komite yapıyormuş artık. Çakar'ın "Kınalı" kod adını verdiği bir isim, tüm işleri tek başına bitiriyormuş.
Bu Kınalı işte, Fenerbahçe'yi ve dolayısı ile Aziz Yıldırım'ı bitirecek kişi.
Herşeyi bilen Çakar'ın Kınalı'nın kim olduğunu bilmemesi mümkün değil. Ama onu yazmamış, yazısında.. Daha başka şey yazmış.. Daha korkunç, resmen, alenen "Sokağa dökülün, vurun, kırın" daveti yerine geçen bir şey..
"Önümüzdeki altı hafta içinde bir Fenerbahçe maçında öyle bir penaltı olayı yaşayacağız ki, Türk futbolu günlerce o düdüğü konuşacak.." Çakar gibi bir hakemin, doktorun, gazeteci ve yorumcunun bu sözlerinin sonucunun nereye varacağını tahmin etmemesine imkan var mı?.
Diyelim oldu.. Diyelim bir penaltı ile Fener maçı ve şampiyonluğu kaybetti.. Saraçoğlu tribünlerinden boşalacak insanları Bağdat Caddesi'nde durduracak hangi güç var söyler misiniz?..
Ya da bu korkunç satırların etkisinde kalan hakemler, Fenerbahçe lehine hatalar yapıp, Beşiktaş'ın yolunu keserlerse, bu defa Çarşı'yı kim tutacak?.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, derhal işe el koymalı, en acar savcısını, en hızlı sonuç alma kaydı ile bu soruşturma ile görevlendirmelidir.
Sorumsuz kulüp yöneticileri ve onların dümen suyundaki Kutsal İttifak medyası zaten her gün ortamı gererken, ligin bitmesine altı hafta kala, sinirler kopma noktasına gelmişken, futbolda şiddet "Geliyorum" diye bas bas bağırırken yangının üzerine benzin döken bu iddialar soruşturulup, sonuca bağlanmazsa, dökülebilecek kanların bir sorumlusu da Adalet sistemimiz olacaktır.
Cumhuriyet Savcılığı'nın olaya bugün, hemen, şimdi el koyduğunu duymak istiyorum.
Bugünkü Tüm Yazıları
İstanbul Cumhuriyet Savcısı göreve..
Yayın tarihi: 19 Nisan 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/19//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.