kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Nisan 2007, Çarşamba
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri
Yeni AKM nasıl olmalı?..
AKM yıkılmalıdır. İstanbul adına bir simge olamayan dış görünüşü ve asla işlevsel olmayan, yetersiz ve kalitesiz iç yapısı ile AKM yıkılmalıdır. Bunu tartışarak vakit geçirmenin alemi dahi yok.. Yerine, İstanbul'un en az camileri kadar simgesi olacak çağdaş bir mimari eseri yükselmelidir. Devrimci, çağdaş Atatürk'ün ve genç cumhuriyetin adına yakışır.. Ve de işlevli..
Bilbao adlı pek de kimsenin bilmediği bir İspanyol kasabasındaki Guggenheim Müzesi'nin buradaki yaşam kalitesini nasıl değiştirdiğini, nasıl bir turizm merkezi olduğunu görünce, Valencia kollarını sıvadı. Orada muhteşem bir Kültür Parkı yaptılar. Görenler anlata anlata bitiremiyorlar. Ben de ilk fırsatta gideceğim.. Sayfamda Valencia Kraliçe Sofia Gösteri Merkezi binasının resmi var. Bu köşeye pek resim koymam ama, ne demek istediğim anlaşılmalı.. Sydney Opera binası, nasıl kentin, ülkenin, hatta kıtanın simgesiyse, Valencia da şimdiden efsane gibi konuşulmaya başlandı.
İstanbul, bin yılın kültür ve sanat merkezinin niye böylesi bir gurur binası, çağdaş simgesi olmasın..
Sözü bana bu fotoğrafları yollayan Prof. Mimar Aygen Toruner'e bırakıyorum. Kanada'dan yazmış.. Ve de ne doğru şeyler yazmış..
Teşekkürler, hocam.


AKM'nin ve Muhsin Ertuğrul Tiyatrosunun yıkılması konusunda size ve yıkılmasını isteyenlere hak veriyorum. 48 yıllık mimar ve Kuzey Amerika'daki büyük üniversitelerden birinde mimari tasarım profesörlerinden, ayrıca gösteri sanatları konusunda özel ilgi ve bilgisi olan bir kişi olarak, konu beni yakından ilgilendiriyor.
AKM'nin daha ilk günden ana rahmine sakat düşmüş olmasından kimse söz etmiyor. Her gösteri türünün normları vardır. Bir konser salonunun, bir oda müziği salonunun, bir opera, bir tiyatro salonunun akustik gereksinmeleri çok farklıdır. Salon eğimi çok farklıdır. İdeal oturuş şekilleri çok farklıdır. Koltuk sayıları da farklıdır. Baleden söz etmedim çünkü gerek sahne büyüklüğü gerek akustik gereksinmeleri operayla uyuşum halindedir.
Nasıl, hem limuzin, hem kamyon, hem otobüs, hem de Formula 1 yarış arabası nitelikleri olan bir oto olamazsa, hem opera, hem tiyatro, hem de senfonik müzik için tek salon yapılması düşünülemez. Böyle bir şey olamaz, olmamalı.
İki çözüm var.
1-Gerçek bir Atatürk Kültür Kompleksi. Newyork'taki Lincoln Center gibi. büyük bir meydan çevresinde 3 ayrı işlevdeki, üç ayrı bina. Newyork'ta opera, konser salonu ve tiyatro binalarının her biri dünyanın o dönemdeki sayılı mimarlarınca tasarlanmışlardır. Plazanın altı, çok katlı otopark olarak 3 binaya birden hizmet etmektedir. Lincoln Center'de meydan birleştirici unsur olmanın dışında, çeşitli gösteriler için gelenlerin özellikle güzel havalarda, ortadaki yüksek jetli büyük havuzun şırıltısı ve yaydığı serinlik ortamında boy gösterdikleri, orta yerde kurulu çeşitli seyyar barlardan aldıkları içkileri yudumlayarak sohbet ettikleri bir yürüyüş, dolaşma yeridir. Kentsel bir alandır ayrıca.
2-Geçtiğimiz ay. İspanya'nın Valencia kentinde açılışı yapılan Kraliçe Sofia Gösteri Merkezi. Simgesel tek binanın olağanüstü şaheserlerinden birisidir. Ünlü İspanyol mimar Calatrava'nın tasarımı Sidney Operası'nın gücünü aşmakta, Bilbao Müzesi'nden sonra Avrupa'nın en olağanüstü mimarisini sunmaktadır. Şeklen akıl almaz orijinallikte ve sembollerde olmasının yanında bu binanın Yeni Atatürk Kültür Merkezi'ne örnek olması gereken işlevsel özelliği aynı binada toplam koltuk sayısı 4900'u bulan, üç büyük bir küçük salonun olmasıdır.
Tek binada 4-5 ayrı işlevi apayrı mekânlarda bir araya getirebilen ve kesinlikle unutulmaz bir simge olan bu merkez Kültür Bakanlığı'nca ve konuyla ilgilenen kişilerce mutlaka incelenmesi gereken bir yapıdır.
Aslında sırf bu binayı görmek için İspanya'ya gitmeye değer.