MUHARREM Atik dostumdu benim.. En yakın dostlarımdan biri.. Büyük güreş, büyük spor adamı, büyük insan olmasının yanında büyük dostumdu.. Bir başka dost, Tahsin Albayrak aramış, not bırakmış, "Muharrem Hoca'yı kaybettik. Bu öğle Bursa'da toprağa veriyoruz" diye.. Bursa'ya ışınlanamazdım ki..
Muharrem Atik.. Bulgaristan, Razgrad doğumlu bir Türk.. Son hücresine kadar Türk.. Orada kendisine büyük imkânlar vaad edildiği halde, Türkiye'ye, Türk sporuna hizmet için göçen adam.. Türk Güreşinin ilk diplomalı hocası.. Yüksek Spor Akademisi mezunu.. Antrenörlüğün her dalında eğitim almış..
"Hıncal Bey" dedi bir gün.. Ne dediysem onu "Bey" ve siz hitabından vazgeçirememiştim.. "Hıncal Bey, ben şu anda bir futbol takımı da çalıştırabilirim. Hem de çok bilimsel çalıştırabilirim. Para da orda, biliyorum ama, ben güreşe âşığım!.." Türkiye'de görev istedi.. Sandık ki koşup boynuna sarılacaklar.. Ne gezer.. Tam tersi bir Alaylılar çetesi vardı o sıralar ipi ellerinde tutan.. Diploma lafından nefret eden.. Muharrem'i saf dışı bırakmak için ellerinden geleni yaptılar..
Ankaralı genç spor yazarları olarak, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'nü bastığımızı bilirim, Muharrem'e destek olmak için..
İte kaka görev verdirmiştik, Hoca'ya..
Milli Takım Hocalığı zaferlerle doludur. 10'da 10 bir Akdeniz Oyunları var, tek mağlubiyetsiz mesela.. "A milli takım onların olsun.. Bana gençleri verin" diye yalvardı, kenara itilince.. Verdiler.. Genç takımı Avrupa Şampiyonu yaptı Bursa'da.. Ordaydım..
Gene yaşatmadılar.. Bilim virüsü girerse güreşe, onların ipliği çıkarsa pazara, kebap parası bulamazlardı ki..
Kulüplerde büyük başarılar kazandı.. İnat olsun diye, serbest takımı ile Greko Romen Türkiye Şampiyonası'na girdi, birinci oldu, öylesi..
Tofaş Sas vardı Bursa'da.. Yalçın İpbüken büyük başkanı.. Güreşe tapar. Bilime tapar.. Hocayı getirdi Tofaş'a.. Türk Güreşi için umuttu.. Ama o Tofaş'ı da yaşatmadılar..
Bir gün telefon etti.. Diyarbakır'dan..
"Buraya yerleştim Hıncal Bey" dedi.. "Bana hocalıktan ekmek yedirmeyecekler. Üniversiteye girdim. Çocuklarımı okutmak için devamlı bir gelire ihtiyacım var, başka çarem kalmadı.. Burada gençlere bildiklerimi anlatacağım.." Doktor oldu. Doçent oldu, ama çekildi piyasadan.. Kaybettirdi kendini.. Güreşimiz her gün biraz daha geriler yok olurken dahi polemiklere katılmadı, tek laf etmedi.. "Ben demedim mi" demedi..
Birkaç ay evvel aramıştı, Bursa'dan.. "Galiba hocalığa dönüyorum Hıncal Bey" demişti.. Yunanistan milli takım hocalığı teklif etmiş.. "Görüşeceğim.. Beni ülkemde çalıştırmadılar. Şimdi en ezeli rakibimiz istiyor.. Ne yapmak lazım bilemiyorum!." "Git hoca" dedim.. "Git konuş. Kabul et. Çalış.. Sen güreş hocalığı yapmazsan ölürsün.." Bilmiyordum. O da bilmiyordu o sırada herhalde.. Meğer kanser içini kemirmeğe başlamış bile.. Ölüyormuş zaten..
Çok sevdiği, en sevdiği Bursa'da öldü, Muharrem Hoca..Nur içinde yatsın!.. Bursa onu hatırlatacak bir şey yapar elbet!..
Yayın tarihi: 19 Nisan 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/19//haber,EC3461E5D38D4BF0B0277EE03EEB1A41.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.