Bir 12 Eylül filmi... Hikâyede CIA var, Türkiye üzerine oynadığı oyunlar var, suikast, ihanet, entrika var... Ancak "Başbuğ" Alparslan Türkeş yok... MHP yok... Hem de Kemal Türkler cinayetini 'gerçeklere' dayanarak anlattığı iddiasında bir filmde... Biz hatırlatalım; cinayetten iki ay sonra sanıklardan Yılma Durak Yakacık, Alparslan Türkeş'in huzurunda olup bitenleri "Genel Başkan DİSK'i kastederek, eliyle ot biçer gibi bir hareket yaptı. Ben bu hareketten DİSK yöneticilerinin yok edilmesini istediği kanaatine vardım," diye anlatmış, dönemin MHP yöneticilerinden Celal Adan da 'ot biçme' dahil aynı şeyi tekrarlamıştı. İfadeler işkence altında alındığı gerekçesiyle reddedildi. Sanıkların pek çoğu 'delil yetersizliğinden' beraat etti. Ancak her ikisi de MHP üyesi olan iki sanık Abdülsamet Karakuş ve Aydın Eryılmaz, mahkûm edildiler... Hani "Topun ateş almaması için 36 sebep var, ilki barut yok!" derler ya... İşte Zincirbozan'ın senaristi Avni Özgürel, barutu olmamasına rağmen bu türden 'atışlarını' film boyunca sürdürüyor... Ülkücü gençler o kadar cinayetten, bombadan sonra sırtlarının sıvazlanmasını beklerken hapis, işkence ve idam karşısında sadece "Devlet sağcıları da solcuları da kullandı" diyorlar. Bu yüzden Ülkücülerin 12 Eylül'deki şiarı 'Kendi zindanda, fikri iktidarda' asla Zincirbozan'da geçmiyor! Türk sağcısının bilinç altına yerleşen 'komünist militan kız' imajı da Zincirbozan'da çok çirkin sırıtıyor. Nihat Erim cinayetinden sonra, yasadışı Devrimci Sol hücresinden bir kıza arkadaşını öldürme emri veriliyor; kız suratı asık arkadaşının yanına dönüyor. Arkadaşının, sorumlunun yanından gelen kıza ilk sorusu "Neden canın sıkkın, bakire miydin yoksa?" gibi bir şey... Yani militan kızlar her tür 'emri' yerine getirmek zorunda. Hem de pek çok cinayet dışında, 'ahlaki' nedenlerle gözünü kırpmadan militanlarını öldüren, katı bir örgütte... Zincirbozan'da bu türden pek çok 'küçük' sinek dolaşıyor... 12 Eylül'ün CIA'nın operasyonuyla hızlandırıldığı iddiasındaki Zincirbozan, bunu kimsenin bilmediği bir gerçeği ilk kez duyuruyor gibi aktarıyor. Dosyalar, isimler, öldürülen polis müdürleri vs. Tek bir farkla, MHP olmadan! Filmde MHP olmayınca, 1977'de Alparslan Türkeş'le darbe girişiminde bulunacağı için emekli edilen Orgeneral Namık Kemal Ersun da yok! Darbeyi 'hızlandırmak' için komando kamplarında eğitilen 'seçkin' ekibin 1977'den itibaren giriştiği Doğan Öz, Ümit Kaftancıoğlu gibi cinayetler ve Maraş, Çorum gibi katliamlar da... Filmin tek iyi yanı senarist Avni Özgürel'in Türk sağcısının kötü senarist olarak başarılı bir portresini ortaya koyması.