kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Nisan 2007, Pazar
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Islahevi değil okul
ECE KOÇAL
Çocuk hükümlülerin barındığı İzmir Çocuk Eğitimevi, çocukların yeniden topluma kazandırılması için çalışıyor. Bu eğitimevinde gündüzleri okula gitmek, halı saha maçı yapmak veya satranç oynamak olağan görüntüler arasında..
Çoğu hırsızlık, gasp veya kapkaç gibi suçlardan hüküm giymiş 18 çocuk... Hemen hepsi aile hayatında bulamadığı ilgiyi, 'dört duvar arasında' tadıyor. Onlar İzmir Çocuk Eğitimevi'nin; halk arasında bilinen adıyla Buca Islahevi'nin geçici konukları. Yaşları 12 ile 18 arasında değişiyor. Kiminin tahliyesine bir ay var, kiminin yedi yıl. Ama hiçbirine, orada suçlu oldukları için kaldıkları hissettirilmiyor. Öyle ki görevliler bile çocuğun ne sebeple orada olduğunu bilmiyor. Hatta Eğitimevi Müdürü Mustafa Koçer, "Kendi çocuklarımıza sağlayamadığımız olanakları onlara sağlıyoruz. Burası bir okul, onlar da öğrencilerimiz," diyor. Çocuklar da müdürle hemfikir. Aralarında "Tahliye zamanımın gelmesini istemiyorum, eve dönünce yine eski 'ben' olabilirim," diyenler var.

NEDEN KAÇMIYORLAR?
İzmir Çocuk Eğitimevi'nde iki hekim, iki öğretmen, iki psikolog, bir sosyal hizmet uzmanı, bir müdür, iki müdür yardımcısı, bir sayman olmak üzere 11 görevli var. En önemli özelliği ise açık cezaevi statüsünde olması. Buraya cezası kesinleşmiş; yani tutuklu değil hükümlü çocuklar geliyor. Amaç, bu çocukları yeniden topluma kazandırmak. Bu nedenle çocukların gündüz saatlerinde okula veya meslek edindirme kursuna gitme imkânları var. Zaten bir hükümlü çocuk ilköğretime giderken, bir tanesi de liseye gidiyor. Tabii yanlarında koruma olmadan. Yol ve yemek masrafları için günde 6 YTL harçlık alıyorlar. Ayrıca eğitimevinin kapısında da güvenlik yok. "Neden kaçmıyorlar?" sorusunu Sosyal Eğitim Uzmanı Ayşe Cengiz, şöyle cevaplıyor: "Dışarı çıktıklarında kendi ayaklarının üzerinde durabilme donanımına sahip olduklarının farkındalar. Üniversite sınavını kazanıp, psikoloji bölümünde okuyan çocuk bile var." Dışarıdaki meslek edindirme kurslarına gidenler de var. Örneğin iki çocuk aşçılık, bir çocuk da kaynakçılık kursuna gidiyor. İlgiye bağlı olarak kuaförlük, marangozluk veya motor bölümlerine gidenler de olabiliyor. Hatta bu çocuklar staj yaparak, asgari ücretten para kazanıyorlar. "Eskiden ailemi üzerdim, şimdi onlara para gönderiyorum," diyen çocuklar var.

21 YAŞINDA OLAN DA VAR
Yaşı 18'den büyük olsa da eğitim kurslarına devam ettiği için 21 yaşına kadar burada kalmaya devam edenler olabiliyor. Örneğin 21 yaşındaki bir hükümlü genç aşçılık kursuna gittiği için yetişkinler için olan cezaevine kaydırılmamış.

HAFTADA BİR YÜZME
İzmir Çocuk Eğitimevi'nde kalan çocukların tek aktiviteleri okula veya kursa gitmekten ibaret değil. Her birinin toplumsal hayata adapte olması için çeşitli sosyal ve kültürel etkinlikler de yapılıyor. Düzenli olarak sinemaya ve tiyatroya gidiyorlar. Haftada bir Ege Üniversitesi'nin yüzme havuzuna giderek spor yapıyorlar. Yıl içinde çeşitli geziler düzenleniyor. En son Efes'e gittiler. Tüm bunlar yapılırken çocuklara infaz koruma memurları eşlik ediyor. Ama dışarıdan anlaşılmaması için sivil kıyafetle... Eğitimevinin en hareketli saatleri maç izlerken yaşanıyor. Digiturk'ün de bulunduğu eğitimevinde müdürlerden infaz koruma memurlarına kadar hep birlikte maç seyrediyorlar. 4 bin kitabın bulunduğu kütüphaneleri de var. Bu kütüphaneye destek beklediklerini ısrarla söylüyorlar. 18 kişilik nüfusu olan eğitimevinde çocuklar üç odaya bölünmüş durumda. Her birinde üç ranza var. Çocuklar yaşlarına göre ayrılmış durumda. Ama tüm odaların ortak yanı rengârenk döşenmiş olması. Her bölümü cezaevinden çok yurda benzeyen bu eğitimevinin odalarında birden hüzün karşılıyor sizi. Canlı renklerle gizlenen bir hüzün... Fotoğraflar, posterler ve limandan ayrılmakta olan bir geminin resmedildiği resim belki de çocuk hükümlülerin iç dünyalarını yansıtıyor.
Haberin fotoğrafları