|
|
Artık insanların beni sevmesi ve onaylaması umurumda değil!
25 yaşına bastığı akşam Tuba Ünsal'ın evindeydik. Yeni filmini, oyunculuk iddiasını ve şarkıcı Yalın'la ilişkisini yeni yaşının heyecanıyla anlattı: Eskiden insanların bana saygı duyması en büyük idealimdi ama şimdi birilerinin beni onaylaması hiç umurumda değil! Daha önce yaptıklarımla ilgili kimse beni yargılayamaz, çocuktum. Artık bilinçlenme dönemimdeyim.
* Birçok dizi ve sinema filmi projesinde ilk akla gelen isimlerden oldunuz artık, en usta isimlerle oynadınız. Bunu başarmak zor mu oldu, kolay mı? Ben bu hedefi 8 sene önce koymuştum kendime. Ben hayaller kuruyorum, bu hayalleri de gerçekleştiriyorum! Hatırlar mısın, zamanında 'Yılmaz Erdoğan'ın figüranı bile olurum' diye röportaj vermiştim ve arkasından onunla 'Vizontele Tuuba'yı çektim ve başrolünde oynadım. Şimdi de hayaller kuruyorum ama bunu basınla paylaşmıyorum! (gülüyor)
* Bir tekini bile mi? Tamam! Mesela Osman Sınav'la çalışmak hayatta en çok istediğim şeylerden biri. Sonra Hollywood'daki bağımsız filmlerde rol almak istiyorum. Daha gerçekleşmeden konuşmak yanlış olur ama orada görüşmeler yapıyorum. Bir aydır Los Angeles'taydım, inşallah güzel olacak.
BEN
SAHİDEN ŞANSLIYIM!
* İki sene kadar NTV'de sinema programı da yaptınız. 'Sinemaya yatırım yapıyorum'u göstermek mi istediniz? Bu geleceğe yatırım yapmakla ilgili ama daha çok şöyle açıklayabilirim; donanımlı olmak istiyorum. İyi oyuncunun, oyunculukla ilgili eğitiminin dışında altyapısının da sağlam olması gerekiyor. Üniversiteye giriş nedenim, üniversitede kalmak için çabalamam, devam zorunluluğu olan bir okulda okumak istemem, gidip eğlence programı sunmak yerine sinema programı sunmamın nedeni bir şeyler öğrenmeye çalışmak, altyapıyı daha sağlam ve dolgun yapmak. Oyunculuğun eğitimi olur mu olmaz mı tartışılır. Bence olmaz; bir insan oyuncu doğar, tekniğini öğrenir ama genel kültürün, altyapın sağlamsa eğer daha başarılı olabilirsin. Ama bir Zuhal Olcay, Demet Akbağ olmadıktan sonra oyuncuyum demek zor!
* 'Oyuncuyum' demek için kriteriniz ne peki? Bu işi iyi yaptığınızı düşündüğünüzde mi, usta isimler tam not verdiğinde mi, çok popüler, çok para kazandıran işlerde yer aldığınızda mı? Popüler işlerde olunca ben iyi oyuncuyum demek yanlış! Aslında hepsi birleşince oluyor. Yani iyi isimlerle oynuyor olmak, iyi isimlerin seni kabul ediyor olması, senin yeteneğini onaylıyor olmaları, çalıştığın yönetmenlerin seni beğenip ikinci, üçüncü projelerine istiyor olmaları, bunların hepsi iyi oyuncu olduğuna işaret ediyor. Ama ben hakikaten şanslı olduğumu düşünüyorum bu konuda. Hem iyi projelerde, hem de iyi isimlerle oynadım.
* Aşklar, ayrılıklar, boşanmalar genç yaşta bir kız için daha dikkat çekici olabiliyor. Yani çalkantılı özel yaşamınız; bu emekleme dönemini geciktirdi mi? Olabilir. Bu aslında 'Neden sinema programı yapıyorsun, neden böyle bir filmde rol alıyorsun' sorusunun cevabı olabilir. Maalesef istemediğim şekilde o popüler kültürün bir parçası olduğum için, en azından kendi inisiyatifimde olan işlerde daha altı sağlam olanları seçmek istiyorum. Kendi dışımda gelişen olaylar yeterince pop!
* Popüler kültürün içinde istemeden olabilir misiniz? 16 yaşımda başladım ben bu işe, hiçbir şey bilmiyordum. Sen 16 yaşındaki halini hatırlıyor musun? Hiçbir şey bilmiyordum. Ama şu anda sorarsan; evet, eğer doğum günümü arkadaşlarımla dışarıda kutlayacaksam arka kapıdan çıkmayı akıl ediyorum ya da erkek arkadaşımla poz vermemeyi, özel hayatımla ilgili konuşmamayı tercih ediyorum. Seçimlerimi daha bilinçli yapmaya çalışıyorum. Onun öncesiyle ilgili insanlar beni yargılayamazlar çünkü çocuktum. İnsanların daha okula gittiği, ailelerinden bağımsız yaşamanın hayalini bile kuramadıkları dönemde İstanbul'da hayat mücadelesi veriyordum; o yüzden biraz savruk davranmış olabilirim. Ama çalkantılı bir hayatım olmadı. Boşanmamı soruyorsan, evet bir kere evlendim, bir kere de boşandım. Daha önce evlenmediğim için nasıl davranılması gerektiğini bilmiyordum ama bir daha olursa, bak gör! (Kahkahalar) Her şey bir tecrübe.
GERÇEK TÜRKİYE TV'DE
* Sıradan insanların da yaşadığı pek çok şeyi şöhretli olanlar yaşadığında hayatları çalkantılı, marjinal görünüyor. Her insan evlenir, boşanır, bir şeyler yaşar, sevgili değiştirir. Bununla yaşamak, 25 yaşındaki bir insan için zor değil mi? Kadın programlarını ben özellikle izliyorum ve beni eleştiren insanlara da özellikle izletmek istiyorum! Çünkü orada gerçek bir Türkiye var. Karısını en yakın arkadaşıyla aldatan, kocasının arkadaşıyla kaçan, üç erkekle aynı anda beraber olan... Biz görünürde olduğumuz için abartılıyor. Tabii ki dikkat etmek zorundayız, çünkü bu hayatın ne kadar zorlukları var gibi görünse de hayatımızı kolaylaştıran yönleri de var.
* Şöhret neyi kolaylaştırıyor? Amerika'da 1 ay kalınca yurdumu öyle özlemişim ki (kahkaha)...
* Şöhreti özlediniz yani! Şöhreti özlemek değil; insanların sana duyduğu sempatiyi özlemek! Beni hep sempatik, sıcak bulurlar, sokakta kadınlar yanağımı sıkarlar, bu yüzden tabii ki hayatımı kolaylaştırıyor. Filmlerimi izleyen bir adam havaalanında bavulları taşımama yardım ediyor, 'abla yardımcı olayım' diyor. Bu çok güzel bir şey.
* Amerika'da kendinizi öksüz mü hissettiniz? Evet, hissettim (gülüyor). Bir gece kulübünün ya da restoranın kapısından girerken mesela, bir kilometre kuyrukta beklemeyeyim yani...
ŞİRİN SEVER
|