|
Dünyanın gözü bizde, biz göremiyoruz
|
|
Türkiye, yatçılık dünyasının ilgi odağı olmaya devam ediyor. En ünlü yelkenciler ve en ünlü yat markaları ülkemize geliyor.
Ülkenin denizcilikle ilgili potansiyeli ortada. Üstelik birileri, bunun daha da gelişmesi için çırpınıp duruyor. İşte size bunun iki farklı örneği: Dünyanın en ünlü kadın yelkencilerinden biri olan Dee Caffari Türkiye'ye geliyor. İkinci haber ise dünyanın en popüler ve pahalı yat markalarından biri olan Swan'in ülkemizde temsilcilik açması. Önce birinciden başlayalım. Dee Caffari gibi büyük bir sporcunun ülkemize gelmesini ben çok önemsiyorum. Çünkü bu sadece "Basar parayı getirirsin, o da gelir konuşur," şeklinde değerlendirilebilecek bir olay değil. Bu kadar büyük sporcuların sponsorları da organizatörleri de gidecekleri yerle ilgili bir ön araştırma yaparlar. Göreceği ilgiyi, dinleyiciyi ciddi biçimde araştırırlar.
MARKA KONFERANSI Elbette bu organizasyonun ilk şartı Türkiye'deki iş dünyasının hareketliliğidir ama ülkemizdeki yelkencilik yeterli düzeyde olmasa bambaşka biri konuşmacı olarak seçilir... Dünyayı ters yönde, yani akıntılara, dalgalara ve fırtınalara karşı tek başına yelkenle dolaşan ilk kadın Dee Caffari, bu büyük macerayı Marka 2006 Konferansı'nda anlatacak. Ev sahipliğini Aviva Hayat ve Emeklilik ve Aviva Sigorta'nın üstlendiği Dee Caffari konferansı 8 Aralık 2006 günü Çırağan Oteli'nde gerçekleşecek. Swan yatlarının ülkemizde temsiline gelince; Bu olay da "İşte bir marka geldi, tekne satacak," olarak değerlendirilmemeli. Swan'in temsilciliğini yapacak olan Kuğu Denizcilik en az satış kadar bu yatlara servis vermeyi de hedefliyor. Akdeniz'de sayıları 400 ila 1000 arasında değişen Swan'ların ülkemizde bakımlarının, kışlamalarının yapılabilmesi büyük bir döviz gelirine neden olacak, katma değer yaratacak.
MARİNA GEREKLİ Peki bunu nasıl yapacağız? Ekip var da, bu kadar yata nerede hizmet vereceğiz? 300-500 yeni yatı nereye koyacağımızın cevabını bugüne kadar yapılacak marina yatırımlarını engelleyenlere sormak lazım? Sadece bürokratları, maliyecileri filan da kastetmiyorum. Bugün, tek tekne koyacak yeri olmayan Bodrum'un yapılacak marinayı belediye meclisi kararıyla nasıl engelledikleri aklıma geliyor da, serinkanlılığımı kaybediyorum. İnsanlar kendi ülkelerinin, kendi insanlarının geleceğini nasıl böyle engelleyebilirler anlamak mümkün değil. İşin tek umut verici yönü, bütün engellemelere karşın, birilerinin ısrarla bu ülkeye bir şeyler yapmaya çalışması. Onun için de Swan'ı ülkemizle tanıştıran Hasan Denizkurdu ve arkadaşlarına da Caffari'yi davet edenlere de gönülden teşekkür etmek istiyorum...
|