Bebelere fotoğraf
Doğum anında çektiği fotoğraflarla Türkiye'yi yeni bir konseptle tanıştıran Mehtap Us Terzi, şimdi de yeni projesiyle dikkat çekiyor. Ülkemizde yaşayan Müslüman, Hıristiyan ve Musevi ailelerin doğum geleneklerini ve çocuklar için yaptıkları törenleri görüntüleyen Terzi, "Hepsinin amacı bebeği koruyup kutsamak. Doğumla ilgili hissedilen tüm duygular aynı, aslında hepimiz aynıyız," diyor.
'Her bebek dinsiz doğar'
Adını 'doğum fotoğrafçısı' olarak duyuran Mehtap Us Terzi, şimdi de üç büyük dine özgü doğum geleneklerini resimliyor. Terzi, bu projesiyle "Farklı din ve ırka sahip olsak da hepimiz biriz ve aynı heyecanları paylaşıyoruz," diyor.
Türkiye'de 10 yıldır bebeklerin doğum anını görüntüleyen Mehtap Us Terzi, artık Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Musevilik'te doğum sonrasında çocuklara ilişkin ritüellerin de fotoğraflarını çekiyor. Terzi, mevlit ve sünnet fotoğraflarından vaftiz törenine, Museviler'de doğumun 31. gününde ailenin ilk erkek bebeğine yapılan 'pidyon' adlı törenden kız bebeğine isim verilen 'vijola' törenine kadar birbirinden farklı anları ölümsüzleştiriyor. Kendisi de anne olan 36 yaşındaki fotoğrafçı, "Farklı dinlerde ve geleneklerde olsak da aslında törenler birbirini andırıyor. Hepsinin amacı çocuğu kutsamak, korumak. Doğumla ilgili hep aynı şeyler hissediliyor. Hepimiz doğduğumuzda dinsizdik, bebekler dinsiz doğar. Aslında aynıyız ve birbirimizi anlamaya çalışırsak, önyargıları kırarız," diyor.
İlginç gelenekler İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği'nin bitirdikten sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğraf ve Video Bölümü'nden birincilikle mezun olan Terzi, bu proje sayesinde ilginç geleneklerle tanışmış. Müslümanlarda sünnet ve mevlüt okutmanın dışında, kulağa isim okuma, yatağının altına buğday ve ot serpiştirme, annenin çocuğunu korumak için başına kırmızı kurdele takması gibi adetler bunlardan bazıları... Museviler'de ise 'faşadura' denilen bez kesme adeti olduğunu anlatan Terzi, bunun anlamını ve diğer gelenekleri şöyle anlatıyor: "Hamileliğin yedinci ayında, kadınlar bir araya gelip patiskaya benzer bir bez kesiyor ve bebeğin ilk kıyafetini dikiyorlar. Bebeği koruyacağına inandıkları bu giysi, doğar doğmaz giydiriliyor. Kız bebeğe 'vijola' denilen törenle isim konuyor. Ailenin ilk erkek bebeğine de doğumun 31. gününde 'pidyon' denen tören yapılıyor. Ancak, çocuğun mutlaka normal doğumla dünyaya gelmesi gerekiyor." Sergide, fotoğrafların altına açıklama yazısı koymayacağını belirten Terzi, nedenini ise şöyle açıklıyor: "Kimi fotoğraflarda hangisinin Müslüman, Musevi ya da Hıristiyan olduğu anlaşılmıyor. Özellikle, bu ayrımı yapmak istemedim. Birbirimizi ne kadar iyi tanırsak, önyargılarımızdan o kadar çok sıyrılırız. Çatışmanın bu kadar yoğun olduğu bir dönemde, sanatçı olarak böyle bir çalışmaya imza atmaya mecbur hissettim kendimi."
Keyifli ama zor Çalışma alanları; tanıtım fotoğrafçılığı, gezi-doğa, belgesel, deneysel, portre ve stil-life olan sanatçı, 2004 Ocak ayında Doğumdan Ölüme adlı fotoğraf albümüyle ismini duyurmuştu. Bu sergiyi şimdi beş yaşında olan kızı Melissa'nın üç ve 10 aylık dönemlerinde çektiği fotoğraflarla açan Terzi, bu son projesinde yer alan fotoğraflarla da ileride bir sergi açacak. Yaptığı işten büyük bir mutluluk duyduğunu belirten fotoğraf sanatçısı, "Doğum anında o odadaki heyecanı yaşamamak mümkün değil. Öyle bir hava esiyor, öyle mutlu anlar yaşanıyor ki her defasında iliklerime kadar hissediyorum. Daha önce hiç tanımadığım insanların, hayatlarındaki en önemli anlarını paylaşıyorum. Taburcu olduklarında, evlerinde ya da kendi stüdyomda çekimler de yapıyorum. Doğum fotoğrafçılığı yapmak keyifli olduğu kadar zor. Doğumhanede hem çok kısa vaktiniz var, hem de o karmaşa arasında insanları yönlendirmek zorundasınız. Herkesi memnun edecek fotoğraflar olmalı. Çünkü en önemli anlarını ölümsüzleştiriyorsunuz. Çektiğim tüm bu fotoğrafları hem albüm olarak veriyorum hem de www.dogumfotografi. com adını verdiğim sitede de yayınlıyorum."
PERVİN METİN-MERKEZ / İSTANBUL
|