|
 |
 |
 |
 |
| Türk işi Rollswagen...
|
|
Koca minibüsle yolda giderken Rahşan'a saydırıyorum. "Taşlıtarla-Rami hattında mı çalışacağız. Bunda benim ne işim var?" diye.
Bu köşede otomobil deneyeceğimi zannediyordum. Genelde öyle oldu ama bu hafta Rahşan Gülşan sayesinde 'koltuk ve televizyon' denemecisi olduk. Rahşan üç haftadır anlatıp duruyor, "Şükrü Okçu bir Volkswagen yapmış. Aman şöyle, aman böyle" Ben de ona diyorum ki, "Kızım biz sürülecek otomobilleri test ediyoruz. Tamam çok güzel ama biz napalım". Fakat sonunda dayanamadık. Minibüsümüz' test için kapımıza geldi. Benim şoförüm falan yok. Geçtik direksiyona. Şoför mahalli bildiğin VW Transporter minibüs. En lüksünden Caravelle. Ama sıradan. Tek farkı bir kahve makinesi var. Sürücü bölümüne Yıldız Gemisi Enterprise'ın kumanda odası havası veren bir müzik sistemi. Ama emin olun ki, açmayı bile beceremedim. Galiba açabilmek için iki yıllık meslek yüksek okuluna gitmek gerekiyor. Koca minibüsle yolda giderken Rahşan'a saydırıyorum. "Taşlıtarla  - Rami hattında mı çalışacağız. Bunda benim ne işim var?" diye. Ama aslında gayet de iyi gidiyoruz. 170 beygirlik dizel motor eskilere oranla bayağı yüksek bir tork ve beygir gücü veriyor. Minibüs 180 kilometre saat hıza kadar rahatça çıkıyor. İçerde bir dizel gürültüsü falan da yok. Virajlarda başarılı. İkinci gün Rahşan sabahtan damladı. "Hadi test edelim," diye. Test edeceğimiz şey aslında arkadaki koltuklar ve televizyon başta olmak üzere bir grup 'oyuncak'. Bir arkadaşımızdan şoförlük yapmasını rica ettik ve geçtik arkaya. Vay vay vay... Rahşan hayatında ilk kez haklı, ben hayatımda ilk kez böyle bir şey gördüm.
AKLA ZİYAN İMALAT
Rolls Royce ve Porsche Design birleşseler ortaya ancak böyle bir şey çıkar. Hem ultra lüks, hem ultra kullanışlı,  hem ultra konforlu. Arkada dört adet tekli koltuk var. Her biri öne arkaya hareket ediyor. Her biri ısıtmalı ve sıkı durun her birinde masaj yapma özelliği var. Her koltukta bir kumanda, sırtınıza, belinize, bacağınıza masaj yapıyor. Ama bu daha başlangıç. Arka sağ koltuğun yanında bir kumanda ünitesi. Camları açıyorsunuz. Sürücü bölmesiyle yolcu bölmesini ayırma görevi gören 29 inç televizyonu indirip kaldırabiliyorsunuz. Ortadaki çalışma masasını katlayıp çıkartabiliyorsunuz. Ve lüksün son noktası: Şampanya soğutucusunda bulunan şişeyi soğutma bölmesine alabiliyor veya dışarı çıkartabiliyorsunuz. Bunun dışında yanda bir Amerikan bar var. İçinde her türlü nevale. Hemen karşısındaki kapaklı bölmede ise kristal kadehler. Bitti mi? Bitmedi. İki koltuğun ortasında bir buzdolabı. Bir buz makinesi. Üzerinde özel yapım bir humidor (puro kutusu).  Patron koltuğunun yanında bir gümüş puro küllüğü. Koltuğun üzerinde bir düğme ve puro kokusunu emip dışarı atan ve milletin rahatsız olmasını engelleyen bir gizli havalandırma.
VE HÂLÂ BİTMEDİ
Karşıda 29 inç bir televizyon. İsterseniz teknelerdekine benzer bir uydu alıcısıyla uydudan televizyon izleyin, isterseniz Play Station'da oyun oynayın. Yol uzunsa takın bir DVD izleyin. Ya da minibüsün dört tarafına yerleştirilmiş kameralardan yolu ya da navigasyondan haritayı. Bu arada otomobilin sürati de yanda yazıyor. Şoför çok mu hızlı gitti? Yandaki ahizeyi elinize alıp "Yavaş git. Canımızı yolda bulmadık," diyebiliyorsunuz. Ayrıca bluetooth klavyeli bir bilgisayarı ekranda görebiliyor, yazınızı yazıp ofisinizle uydu üzerinden bağlantı kurabiliyorsunuz. Yazdıklarınızı kâğıda dökebileceğiniz bir printer da bardak dolabının altında gizli. İçerde kullanılan malzeme süper kaliteli. Karbon  kevlar, karbon kevlarla çok uyumlu özel dokuma bir kumaşla kaplı tavan ve direkler ve masa. Siyah ahşap kaplama. Yemin ediyorum akla ziyan bir imalat. Zaten VW yetkilileri de otomobilin kalitesini ve uygulamanın şıklığını görünce çok etkilenmişler. Hele hele Caravelle'in orijinalinde bulunmayan bir özellik olan sol camın açılabilir hale gelmesine çok şaşırmışlar. Ama Şükrü Okçu'nun bu sistemin patentini aldığını öğrenince daha da büyük fenalık geçirmişler. Bu 'sefanın' bedeli ise çok da yüksek değil. Minibüs 35 bin avro. Mevcut full opsiyonlu haliyle 45 bin de ekstrası var. Tamamı 90 bin avro. Bu konforu bu fiyata bulmak mümkün değil. İstanbul trafiğinde zaman kaybeden işadamları için inanılmaz bir rahatlık. Hatta bu minibüs varken galiba ofise falan da gerek yok.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
