Geç gerçekleşen hayalin buruk tadı
Pek romantik bir başlık oldu... Kerime Nadir romanı adı gibi... E, konumuz bu, ne yapalım? Efendim, saçma sapan, hiçbir zaman zaman gerçekleşmesi mümkün olmayacak hayaller kurmak benim için tıpkı, cebimde param olmadan alışveriş merkezinde dolaşmak gibidir... Boşa zaman kaybı... Hayal kurmayı da, alışverişi de severim oysa... Ama tatlı tatlı dalınan hülyalardan ve yorgunluktan dizler titreyene kadar dolaşılan mağazalardan, elimde kalan ne olacak? O önemli... Yalnızca gerçekleşme ihtimali olan hayalleri kurmak aslında bir nevi plan yapmak mı acaba? Olabilir... Ben yine de yaşayamayacağım mutluluğun fragmanını kafamda oynatmamayı tercih ederim. Acı verir çünkü... Midesi kazınan tavuğun, kendisini darıların içinde yuvarlanırken görmesi kadar acıklı bir durumdur bu... İnsanın hayalleri de haddini bilmeli! Hayal kurmak başkaaa, hayal âlemine tüpsüz dalmak başka...
* Peki tam tersine ne demeli? O daha kırmızı biberli bir hal değil mi? Şahane bir hayalin ve bu hayali gerçekleştirmek için tüm imkanların mevcutken vuslata erememek. Rüyanda koşmak isteyip de koşamamak gibi... Ayşe Arman'ın Rahmi Koç röportajını okudunuz mu? Şöyle diyor bir yerinde: - Çocukken de hep bir yelkenliniz olsun ister miydiniz? - Evet, isterdim. Hayalimdi. - Peki babanız bu hayal için ne derdi? - Ne diyecek, tasvip etmezdi. Zaten vefat edinceye kadar müsaade etmedi. Babamız vefat etti, ekonomik kriz o bu derken, 75 yaşına geldik. Yoksa, ben bunu 15 sene evvel yapacaktım. Ama sağlık olsun, şimdi de dünyayı gezen en yaşlı adamım! Orada da birinciliği aldım. - Neyi kanıtlıyorsunuz dünya seyahati yaparak kendinize? - Gençliğimizde buna çok heves etmiştik, yerine getirmiş olduk.
* Rahmi Koç, "Sağlık olsun, şimdi de dünyayı gezen en yaşlı adamım! Orada da birinciliği aldım," diyor ama, insanın kanının damarlarında en coşkuyla aktığı zamanda tüm dünyayı bir yelkenlide gezmesi var, bir de 75 gibi yorgun bir yaşta... Hayaller insana lazım. Kurmaktan vazgeçmemeli... Ama olmayacak duaya amin demek ne kadar abesle iştigalse, gözünün önünde, bir uzanma mesafesinde olanları da ertelememeli. Bir de tabii 'ertelettirmemeli'!
|