|
Suç baronları onun peşinde
|
|
Kapkaç dünyasının en hızlısı olarak tanınan ve tesadüfen kurtarılan 12 yaşındaki çocuk, suç ağının bütün şifrelerini SABAH'a anlattı....
Diyarbakırlı bir muhtarın oğlu olan ve ilköğretim 6'ncı sınıfta okurken çetelerin eline düşüp yankesicilik ve hırsızlıkta uzmanlaştırılan bir çocuk, uçağa binerken şüphe üzerine yakalandı. Refakatçisi ise kaçtı.
Çalışma yöntemi: Dayak, tehdit, şantaj Henüz 12 yaşında olan bu çocuk, polise çetelerin çalışma sistemlerini, yönetim şemalarını, çete evlerini, karanlık ilişkileri açıkladı. Çocukların tehdit, şantaj, işkence ve uyuşturucuyla nasıl suça alıştırıldıklarını bir bir ortaya döktü.
Çocuk dolu evde çivilerle işkence Çetelerin hedefinde olduğu için sıkı koruma altında tutulan çocuğu SABAH buldu: "Tarlabaşı'nda bir eve götürdüler. Ev kaçırılan kız ve erkek doluydu. Hortumla, kemerle dövdüler. Çivileri sırtlara batırdılar..."
İlk kapkaç Japon turiste İşte anlattıkları: "İki haftada bana beş-altı ders verdiler. İlk işimde dört turistin çantasını çaldım. 4 bin 500 dolar çıktı. İşlere üç kişi çıkıyorduk. Çanta çalamayana her türlü işkence yapılıyor. Yakalananı çıkınca sakat bırakıyorlar..."
Suç cehenneminden ana baba kucağına
Kapkaç çeteleri 'hava köprüsü' kurdu. Güneydoğu'dan kaçırıldıktan sonra suç makinesi yapılan çocukların en gözdesi uçak kapısında yakalandı, polise çetenin şifrelerini ve işkencelerini anlattı. Olay onları bile dehşete düşürdü.
Diyarbakır Havalimanı polisinin dikkatli tavrı son yılların en büyük çocuk çetesini ortaya çıkardı. İstanbul uçağına binmek üzere havaalanına gelen küçük çocuğun davranışlarından kuşkulanan polis, çocukla konuşmak isterken refakatçisi panik içinde kaçtı. Avukat, psikolog nezaretinde konuşulan küçük çocuğun önce susup daha sonra bütün detaylarıyla anlattıkları hem dinleyenleri dehşete düşürdü hem de İstanbul'u kasıp kavuran çocuk kapkaç çetesinin tüm şifrelerini çözdü. Soruşturma derinleşince başta Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu'dan zorla kaçırılan ve İstanbul'daki çete evlerinde eğitilip suça itilen çocukların nasıl işkence gördükleri, tehdit, şantaj ve eziyetle nasıl kullanıldıkları ortaya çıktı.
AY PARÇASI SURATLI Az sonra, nefesimizi kesecek gerçek bir öykünün detaylarını da anlatacak o bize. 'O' yani Diyarbakır Çınar ilçesi Halıören köyü muhtarı Şeyhmuz'un oğlu. Henüz 12 yaşında bir çocuk. Ama İstanbul'da kapkaç, hırsızlık, yankesicilik, uyuşturucu kuryeliği, torbacılık yapan çocuk çetelerinin baronları bu ufacık çocuğun peşinde. Niye? Çünkü o çocuk bir prens. Akıllı, cin gibi zeki, cesur, eli çabuk, hızlı koşucu, ağzı sıkı ve ay parçası yüzünden masumiyet akan bir çocuk. Çetenin eline düştükten hemen sonra acemi bir erkete olmaktan bir numaralı hırsız kapkaççı olması için 5-6 ders (!) ve 2 hafta yetmiş. "İşe çıktığı" ilk gün ayrı ayrı 4 olayda bir Japon bir Fransız ve iki İtalyan turistten kapıp kaçtığı çanta ve cüzdanlardan 4500 dolar çıkmış.
KUZU YOKTUR KURT VARDIR Gelin bu kabus öykünün başına dönelim. Diyarbakır'ın 65 kilometre ötesinde, Karacadağ eteklerinde bir köyde eski adı Harı Barı yeni adıyla Halıören Köyündeki evinde o çocuk anlatıyor ben dinliyorum... "Babam bu köyün muhtarı. Durumumuz iyi. Ben Diyarbakır Merkez'de okula gidiyordum 6.sınıfa. Köylümüz F adlı bir çocuk dedi ki; "Gel İstanbul'a gidelim orası çok güzel." Paramı da o çekti, kaçtık. Sıkıldımdı. İstanbul'da Tarlabaşı'nda bir eve geldik. Orada bir yaşlı teyze. Üç dört adam bir genç kız, 15-20 tane çocuk vardı. İki gün hep gezdirdiler. Gömlek aldılar giydim. Geldiğimizden üç gün sonra F. Diyarbakır'a geri döndü. O gittikten sonra çok bağırtılı davranmaya başladılar. Böyle yatıp yemek yemekle olmaz çalışman lazım. Biz sana iş öğreteceğiz dediler. Ben de bulaşıkçılık yaparım, kuzu koyun otlatırım dedim, burası İstanbul burada kuzu yoktur, ya kurt vardır ya da tavşan. Sen kurt olacaksın, tavşanları yakalayacaksın dediler, güldüler. Sonra evdeki çocuklardan üç tanesiyle işe gideceksin onlar çalışacak sen kenardan bakacaksın" dediler.
|