Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'nin borç yükünde Maastrich kriterlerinin 2006-2007 yıllarında yakalanabileceğini söyledi..
Bakan Babacan, kamu net borç stoğunun GSMH'ya oranının yüzde 91 iken, yüzde 56-57'ye düştüğünü belirterek, faizler ne kadar yüksekse borç stoğunun o kadar riskli olduğunu söyledi.
Faizlerin yüzde 66'lardan yüzde 13'lere indiğine işaret eden Babacan, ''Maastrich anlamında yüzde 63-64'lerde borç stoğu. 8 puanlık Maastrich kriterini Türkiye 2006-2007'de yakalar'' diye konuştu. Cari işlemler açığında sadece 7 milyar doların enerji fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını vurgulayan Bakan Babacan, 8 milyar dolar seviyesindeki makine ithalatının
da 20 milyar doları aştığını hatırlattı.
Babacan, ''Onlarca yıl sürdürülemez ama 5-7 sene cari açığımız yüksek sürecek. Bundan tedirgin olmamak lazım. Ama kontrollü de olmak lazım. Cari açıklarla ilgili riskler gerçekte yüksek olsa döviz fiyatları artar. 60 milyar dolar borsaya ve devlet iç borçlanma senetlerine yatırım yapan yabancı var'' dedi.
İSTİHDAM
Tarımdan diğer sektörlere işgücü geçişinin sağlıklı bir gelişme olduğunu, bunun zamanla tarımdaki verimliliği artıracağını ifade eden Babacan, artık Türkiye'de istihdamın sektörden sektöre kaydığının görüleceğini, bunun sosyal maliyetleri olacağını ve bu geçişi kolaylaştırmak için tedbirler alınması gerektiğini anlattı.
ABD'nin sektörler arasındaki istihdam geçişlerini kolaylaştırmak için 70 milyar dolarlık kaynak ayırdığına dikkat çeken Babacan, Çalışma Bakanlığı'nın bununla ilgili çalışmalar yaptığını, Dünya Bankası ile birlikte istihdam odaklı bir reform paketi üzerinde çalışıldığını, ilk taslaklarında iki ay önce ortaya çıktığını bildirdi.
ENERJİ FİYATLARI
KİT gelirleri ve faiz dışı fazladaki azalmanın enerji fiyatlarından kaynaklandığına işaret eden Babacan, enerji fiyatlarındaki artışı fiyatlara aynı oranda yansıtmadıklarını, çünkü sanayinin daha yüksek maliyete katlanamayacağını düşündüklerini söyledi.
Babacan, ''Kur da bize yardım etti. Doğal gazda Botaş'ın dengeleri sarsılmadıkça zam yapmadık. Enerji KİT'lerine, (Biz sizden kar beklemiyoruz) dedik. Geçen sene kar eden KİT'ler belki bu sene kar etmeyecek. Ama bunların hepsi faiz dışı fazlada dikkate alınmış durumda'' diye konuştu.
SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI
Sosyal güvenlik kuruluşlarının tek çatı altında toplanması ve genel sağlık sigortasının herkesi kapsaması, kişinin ne kadar katkıda bulunduysa o kadar emeklilik hak etmesini sağlayacak reform paketinin TBMM gündeminde olduğunu hatırlatan Babacan, ''Sosyal güvenlik açığınıilk 10 yılda yüzde 1 düşecek, 30 yılda da sıfırlayacağız'' dedi.
Nüfusu artmayan ülkelerde sosyal güvenlik sisteminin iflasa sürüklendiğini, Türkiye'de ise prim ödeyen nüfusun arttığını anlatan Babacan, bunun büyük bir şans olduğunu, ancak bu noktada eğitimin büyük önem arz ettiğini vurguladı.
''HALKIN SATINALMA GÜCÜ ARTTI''
Borçlanma ve hisse senedi piyasasına giren sermayenin 2,6 milyar dolardan 11,7 milyar dolara ulaştığını, cazibenin sadece faiz değil, risk ve getirinin dengesiyle oluştuğunu kaydeden Babacan, şöyle devam etti:
''Türkiye zor dönemlerden geçti ve halkımızın beklentileri de çok yüksek. Geçen yıl gıdada enflasyon yüzde 4, giyimde eksi. Halkımızın gelirine baksak, emekli maaşları enflasyonun üzerinde arttı, memur maaşları yine aynı, asgari ücret öyle. Halkımızın satınalma gücü artmıştır, artmaya devam ediyor. Türkiye 2004'te satın alma gücü paritesine bağlı kişi başına gelir Bulgaristan ve Romanya'yı yakalamış durumda. 2005'te geçmişiz. Emekli maaşıyla taksitle otomobil almak mümkün. Sokaktaki vatandaşımızın şikayetleri çok büyük değil.''
Satın alma paritesine göre kişi başına 10 bin dolar gelir hedefinin birkaç senelik bir yol olduğunu belirten Babacan, bunun 5 sene alabileceğini, önemli olanın ekonomide kayıt dışı sorununu çözmek olduğunu vurguladı.
''İŞGÜCÜ MALİYETLERİ ARTMAYA DEVAM EDECEK''
Türkiye'de işgücü maliyetlerinin artmaya devam edeceğini, asgari ücretlerin 50-100 dolar olduğu ülkelerle rekabet etmenin söz konusu olmadığını belirten Bakan Ali Babacan, serbest kur rejiminde devalüasyonun teknik olarak mümkün olmadığını, zor durumdan iyi duruma geçen bütün ülkelerin paralarının değer kazandığını, uzun vadede bunun normal olduğunu söyledi.
Tekstil toplantısında ''bizi kur bu hale getirdi' diyen hemen hemen kimse olmadığını ifade eden Babacan, ''Kur artsa enerjinin, pek çok girdinin fiyatı artacak. Türk parasının değerlendiği bir dönemde ihracat üç yılda iki katına çıkmış. Yatırım yapıyor, yeni kapasite oluşturuyor ve ihracatlarını artırıyor pek çok ihracatçımız...'' diye konuştu.
''TEKSTİLDE O KADAR ÖNEMLİ AVANTAJLARIMIZ VAR Kİ''
Türkiye'nin dünyanın bir numaralı markalarına üretim yaptığına dikkat çeken Ali Babacan, şunları söyledi:''Tekstilde o kadar önemli avantajlarımız var ki... Giyim perakendeciliği değişti. Avrupa'da 15 günde raflar değişiyor. Bunu yapan perakendeciler dünya genelinde çok başarılı. Rakipleri İspanya, Portekiz, Kuzey İtalya olarak görüyoruz. İşgücü maliyetlerimiz yükselse de kısa sürede AB ortalamasına ulaşamayacak. Devlet olarak en çok önem vermemiz gereken konu eğitim. Diğer konularda sektörler kendileri uyum sağlayacaklardır.''