kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Karları aştım da geldim Beyaz'ım
Karları aştım da geldim Beyaz'ım
Beyaz'ın evi de beyaz
Ne yani sen kendi filmini izlemedin mi?
Birtakım gerekli-gereksiz notlar
Ekmek arası çilek

Gençken çileği ekmek arasına koyup yerdim

Rahşan Gülşan karlar arasında bir saat yürüyerek Beyaz'la konuşmayı başardı!.

Beyaz orman içinde saklı bir villada yaşıyor. Hakkında gerekli gereksiz pek çok şey öğrendim. Mesela 10-12 yaşlarında pazara gittiğinde biraz ıspanak biraz pırasadan para artırıp çok sevdiği çileği alır, bitmesin diye de ekmek arasına koyup yermiş.


Karları aştım da geldim Beyaz'ım

Beyaz'ın yaşadığı ormana kar küreme cihazlarının giremediğini öğrenmem, yeni aldığım zincirin benim otomobilime bir boy küçük olduğunu öğrenmem ile aynı zamana rastladı.

Korku filmlerinde bazı kırılma noktaları vardır. Bir takım anahtar diyaloglar, özellikle filmde erken ölecek olan şişman, çirkin, zenci, fazla meşhur olmayan karakterin sonunu hazırlayan olaylar silsilesini ateşler. İşte benim hayatımı tehlikeye atan olaylar silsilesi de böyle talihsiz bir cümle ile başladı: "Beyaz evinde mahsur kaldıysa ben ona giderim. Bende cip yok ama üstün pilotajımla Uludağ'a bile çıkarım evelallah!". Zaten böyle bir filmde oynasam ilk ölecek olan gruptaki şirin şişman rolünü bana verirler. Ben de hala sınırları zorluyorum.

VIRÇ VIRÇ
Beyaz'ın yaşadığı ormana kar küreme cihazlarının giremediğini öğrenmem, yeni aldığım zincirin benim otomobilime bir boy küçük olduğunu öğrenmem ile aynı zamana rastladı. Önce orman yolunda arkamda 15 otomobillik bir konvoy ile ilerlemeye çalıştım. Ancak bir süre sonra kaderime razı olup bin bir dua ile, gözümün nuru, dünyadaki tek dikili ağacım otomobilimi ormanın bir yerlerine bırakıp yürüme kararı aldım. Fotoğrafçı arkadaşım, gerçek bir "fotoğrafçı arkadaşım" gibi giyinmişti. Süper botlar, mükemmel bir mont, harika bir şapka. Ben de gerçek bir "ben" gibi su geçiren botlarım (Ama çok şıklar, imaj herşeydir susuzluk hiç bir şey!), ince ama "seksi" kazağım ve ne hikmetse yanımda olan düzgün bir kaban ile ormanda ilk ölen olmaya hazırdım.Bir omuzumda çantam, bir elimde de Beyaz ile birlikte fotoğraf çekiminde kullanmayı planladığım "Hacivat Karagöz" şapkaları ile bata çıka karlarda ilerlerken nedense bir yandan annemi düşünüyordum. Annem benden bir bardak su istese ya getirmem ya da uzun uzun söylenirim. Oysa tüm tembelliğim ve ben karlara bata çıka, uzaklardan gelen köpek ulumaları eşliğinde Bahçeköy ormanında ilerliyordum. Kafama ise üşümesin diye Hacivat'ın şapkasını takmıştım. Tam bir buçuk kilometre yürüdük. Artık ayak parmaklarımı hissetmiyordum. Hayatım ise gözlerimin önünden film şeridi gibi geçiyordu. Ancak şerit yer yer donmuştu. Beyaz'ın oturduğu villanın kapısına geldiğimizde paspası öpmek geldi içimden. Ama bunun yerine botlarımı kuytu bir yere saklamayı tercih ettim. Kapıyı açan bayan beni beyazın olduğu yere götürürken çoraplarımdan çıkan "vırç vırç" sesleri son bir saattir çektiğim acının tek kanıtıydı.

EZEL BİR AY KONUŞMADI
İşte beyaz ile evinde yaptığım söyleşiden alıntılar: - Hacivat Karagöz'ü çekimleri yapılacağını gazetede okuyunca bu evde, bu koltukta (eliyle gösteriyor) allahım bu rol bana teklif edilse dedim. Ama Şahan ile görüşüldü, Ata Demirer denildi ve bir gün akşam üstü yönetmen Ezel Akay aradı beni. İştahım kabardı hemen koştum görüşmeye. Bana filmi anlattı. Ve bu zor bir işti aslında. Sonra Haluk abi (Bilginer) geldi. İşin havasına girdik. Bir de senaryoyu okudum ve çok sevindim. Çünkü ben tarih manyağı bir adamım. - Haluk abi ile ilk çekimlerde acayip eğlendik. Her şey süper görünüyor. Ancak çekimlerin bir ayı geçti Ezel Akay bana bir şey söylemiyor. Meraktan çıldırıyorum. Çekim aralarında çaktırmadan gidip yanına oturuyorum belki bir şey söyler diye.. Ama çıt yok. Sonra bir gün Ezel yanıma geldi ve "Çok iyi gidiyorsun" dedi. Meğerse hiçbir oyuncusuna böyle şeyler söylemezmiş. Ama bana bunu söylemesi moralimi çok düzeltti. - İlk film deneyimim Nihavend Mucize'de sadece radyocuydum. Ve hiçbir şeydim. Ama on yılda oyunculuğumun çok geliştiğine inanıyorum - Bugüne kadar yaptığım tüm programlar evimde var ama ben kendimi seyredemiyorum. Birkaç kez seyretmeye çalıştım ve "Aa ne yapmışım ben yaa. O an komik gelmiş demek ki bana. Nasıl komik gelir? Ben bir daha bu işi yapmayayım" psikolojisine girdim. Bir sonraki programda elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemedim.

RAHŞAN GÜLŞAN

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Şehrin zavallı çocukları
 Nasıl beslendiği çok önemli
 Keşke Cem yaşasaydı ve maNga'yı tanısaydı
 Satır Arasında Kalanlar
 Ünlü yıldız hamilelik bunalımını yazdı
 Vietnam sendromundan korktum
 Madonna'nın gençlik sırrı
 Doğal yollarla hormon tedavisi
 Versace Miami'ye geri döndü
 Modada Afrika rüzgarları
 Büyükçekmece'de kuğular avlanıyor
 Bırakın saati o düşünsün
 Telefonlar bile moda kurbanı
 Griple savaşta kalsiyumdan yararlanın
 Farkında olmadan yaşıyoruz
 Anne beni taşısana
 En çok Cazdan ilham alıyorum
 Müzik tarihine yolculuk
 Sezen Aksu da panelist olacak
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
SEDEF ECER
Büyük ustanın objektifinden 20. asır
Fotoğraf dünyasının...
ALİ POYRAZOĞLU
Hal ve gidiş
Herkes şikayetçi memleketin hal ve...
PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA
Şişmanlık ve yeşil çay
Geçen hafta yeşil çayın...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Emziğime dokunmayın!
Bebeklerin doğdukları andan...
SUNAY AKIN
Cin Ali ile Berber Fil
"Cin Ali, babası, kardeşi Suna...
'Bize neden kıydılar Hacivatım?' 'Ah bir bilebilsem'
'Bize neden kıydılar Hacivatım?' 'Ah bir bilebilsem'
Ne şaşırtıcı, ne tuhaf, ne sürprizli bir film... Adından veya...
Bir bilgisayar oyunundan beyazperdeye
Bir bilgisayar oyunundan beyazperdeye
Bu film de yıllar önce çok popüler olan bir bilgisayar oyunundan...
Şarap dolabında ayran satılmaz
Mehmet Yalçın şarap ve viski hakkında kitapları olan yıllardır bu...
Bursa'nın iskenderine hamsili yorum
Karadeniz mutfağıyla Güneydoğu mutfağını buluşturan Laz Dürümcü hamsi...
Türk müzisyen Afganistan'da okul açıyor
Fransa'da yaşayan kadın orkestra şefi Sera Tokay, dört yıl uğraştıktan sonra...
Çin'e okumaya gitti fotomodel oldu
Ankara Üniversitesi öğrencisi Bengü Ergin Çince'sini geliştirmek için gittiği...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.