| |
Liderlikte dürüstlük
"Dürüst karakterin ödünsüzce ön planda tutulması, yönetimdeki içtenlik ve ciddiyetin kanıtıdır. Bu her şeyden önce yönetimin 'insanlarla' ilgili kararlarına yansımalıdır. Liderlik karakterle icra edilir. Karakter, başkalarının örnek aldığı ve öykündüğü öğedir. İnsanları karakter konusunda aldatmak olanaksızdır. Bir iş teklifini değerlendirirken genel müdürün ve üst düzey yönetimin karakterini dikkate alın. Dürüst insanların safında yer tutun."
"Karizma bugünlerde revaçta. Herkes ondan söz ediyor. Fakat karizma arzusu aslında politik açıdan bir intihardır. 20. yüzyıl, daha önceki yüzyıllarda hiç görülmemiş sayıda karizmatik liderin ortaya çıkışına tanık oldu ve daha önce hiçbir lider dünyaya 20. yüzyıla damgasını vuran dört büyük lider kadar zarar vermedi. Stalin, Mussolini, Hitler ve Mao. Önemli olan karizma değildir. Önemli olan liderin doğru istikamete götürüp götürmediğidir. 20. yüzyılın yapıcı başarıları hiç karizmatik olmayan insanların eseriydi. 2. Dünya Savaşı'nda müttefikleri zafere götüren iki asker Eisenhower ve Marshall'dı. İkisi de son derece disiplinli, oldukça yetenekli ve müthiş derecede sıkıcı insanlardı. Örgütünüzdeki en yetkin insanları, karizmatik olup olmadıklarına bakmaksızın araştırıp bulun."
"Bir profesyonelin başta gelen sorumluluğu 2 bin 500 yıl önce Yunanlı hekim Hipokrat'ın yemininde açıkça ifadesini bulmuştur: Primum non nocere, yani 'her şeyden önce bilerek zarar vermemek.' Hiçbir profesyonel, ister doktor ya da avukat ister yönetici olsun, müşterisine iyilik yapacağına dair söz veremez. Söyleyebileceği tek şey, elinden geleni yapacağıdır. Bununla birlikte, bilerek zarar vermeyeceği konusunda söz verebilir. Karşılığında müşteri o profesyonele kendisine bilerek zarar vermeyeceği konusunda güvenebilir. Primum non nocere, 'bilerek zarar vermemek' profesyonel ahlakın, kamusal sorumluluğa ilişkin ahlakın temel kuralıdır."
"13 yaşımdayken beni çok etkileyen bir din dersi öğretmenim vardı. Bir gün sınıfta, çocukların her birine 'Nasıl hatırlanmak istersiniz?' diye sordu. Tabii, hiçbirimiz cevap veremedik. Gülümseyerek şöyle dedi: Zaten cevap verebileceğinizi ummuyordum. Ama 50 yaşınıza bastığınızda bu soruya hala cevap veremiyorsanız, o zaman hayatınızı boşa geçirmişsiniz demektir. Ben bu soruyu kendime her zaman soruyorum. 'Neyle hatırlanmak istiyorsun?' Bu sizi kendinizi yenilemeye iten bir soru, çünkü kendinizi farklı bir insan -olabileceğiniz insan- gibi görmeye itiyor. Şansınız varsa size bu soruyu ahlaki otoriteye sahip bir insan yaşamınızın ilk çağlarında soracaktır. Siz de bu soruyu düşünmeye başlayacaksınız. Şimdi bu soru üzerinde düşünün: Neyle hatırlanmak istersiniz?" (Yukarıdaki aktardığım parıltılı düşünceler, Kasım 2005'te 95 yaşında ölen, 35'ten fazla kitap yazmış, yazarlık, öğretim üyeliği, felsefecilik, gazetecilik ve danışmanlık yapmış, fikirleriyle modern şirketleri muazzam etkilemiş ünlü düşünür Peter. F. Drucker'den alınmıştır.)
|