Camaltında devr-i alem
Şahmaran, Ortadoğu ve Anadolu halk inancında başı kadın, gövdesi yılan biçiminde olan, insan gibi konuşan, olağanüstü ve efsanevi bir varlıktır, yeraltı aleminde yaşayan bir ejderha; daha doğrusu yılanların şahı. Hikayeye göre Danyal Peygamberin, ölümüne yakın Camasb adında bir oğlu olur. Odunculuk yapan Camasb, bir gün dağdan odun getirirken arkadaşları ile yağmura tutulur ve içinde bal kuyusu bulunan bir mağaraya sığınırlar. Kuyudaki balı çıkarıp satarlar; dibinde kalanı da çıkarmak için Camasb, kuyuya iner. Fakat arkadaşları Camasb'ı kuyuda bırakıp giderler. O da kuyuda bir delik görür, buradan geçerek bahçelik bir yere ulaşır. Burası, insanların gazabından kaçarak gizlenen Şahmaran'ın ülkesidir. Pera Müzesi, bugünlerde bir Şahmaran ülkesi... Başta "Şahmaran" olmak üzere, camın arka yüzeyine toz boya, guvaş, yağlıboya ve akrilikle yapılan ve Antik Çağlar'dan bu yana uygulanan resim tekniği yapılan camaltı resimleri, dünyanın dört bir yanından toplanan örnekler ile "Camaltında Devr-i Alem" başlığı altında Pera Müzesi'nde sergileniyor çünkü... Neveser Aksoy, sergi kataloğunda, bu ülkenin fotografisini şöyle çıkarıyor: "20. yüzyılın ortalarına kadar çok yaygın olan bu resimler, evlerin dışında mescit, tekke, türbe gibi dinsel mekanlarda, kahvelerde, şekerci, kasap ve berber dükkanında sık sık kullanılmıştır. Bugün ise ancak çok az sayıda, bazı eski mahallelerdeki dükkanlarda, dinsel yerlerde ve köy evlerinde görülebilmektedir. Canlı ve parlak renkleriyle göze hoş gelen ve bir zamanlar çok moda olan bu resimlerin çoğunlukla dinsel olan konuları, zamanla bunlarda insanı nazara, hastalıklara karşı koruyucu bir güç bulunduğuna ve bulundukları yere bereket, bolluk getirdiklerine inanılmasına yol açmıştır." Serginin dikkate değer bir özelliği de Türkİslam sanatında "suret" yasak olduğu için, hat sanatının olağanüstü güzellikte, adeta bir resim olarak camaltına yansıması; buna karşılık Avrupa ve Amerika'da yapılanların klasik resim anlayışıyla paralellik göstermesi... Bu, bir anlamda iki farklı kültürün, iki ayrı dünyanın cama yansıması... Neveser Aksoy'un şu görüşüne de katılmamak mümkün değil: "Camaltı resimleri çok az araştırmacıyı ilgilendirmiştir. Müzelerimizdeki paha biçilmez tarihi eserlerin yanında sanat tarihçi ve araştırmacıları vitray ve diğer cam işlerine gösterdikleri ilgiyi camaltı resimlerine göstermemişlerdir. Müzelerimiz de camaltı resim koleksiyonu bakımından zengin olmadığı gibi, olan yapıtlar da pek sergilenmemektedir." 8 Ocak 2006 tarihine kadar zamanınız var. Pera Müzesi'ni gezin ve kimi camaltı resimlerinde yer alan aynaya bakarak hem geçmiş ve geleceğinizin, hem "Şahmaran" ın ülkesinde keyifli bir geziye çıkın. Kendinizle birlikte, Türk halk sanatının önemli bir dalını ve özelliğini de keşfedeceksiniz.
MELİH CEVDET'E SAYGI Geçen yıllarda kaybettiğimiz şair, romancı, deneme yazarı Melih Cevdet Anday yarın akşam 19.00'da, Beşiktaş Belediyesi'nin Akatlar Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ustalara Saygı" etkinliğinde anılıyor. Faruk Şüyün'ün sunacağı geceye İsa Çelik, Arif Damar, Atilla Şendil, Deniz Gökçer, Yıldız Kenter, Doğan Hızlan, İlhan Selçuk, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Orhan Kahyaoğlu, Özen Yula, Turgay Fişekçi, Zeliha Berksoy, Zeynep Oral katılacak, ben de Anday ile ilgili anılarımı anlatacağım.
BOYNER'DEN BARIŞ MESAJI Boyner Mağazaları'nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle düzenlediği "Dünyada Barış İçin Mesajım Var" yarışmasında Murat Mete, "Her yarışın bir galibi vardır. Ama savaşın asla... 'Barış İçin Yarışın'. Asla Yenilmezsiniz..." mesajı ile birinci oldu. Murat Araş'ın ikinci, Ceyda Mete'nin üçüncü olduğu yarışmada seçici kurul Hande Öz, Kaan E. Bilge ve Jale Aytaçoğlu'nu da jüri özel ödülüne değer buldu.
|