|
|
Ortaöğretim sınavlarının son 20 yıldaki maratonu
Merkezi sistem sınavları tarihi süreçte her zaman adil olmuştur, olmaya da devam edecektir. Sınavı zorunlu kılan nedenler hiçbir zaman sınavı kaldırarak çözülemez.
1985'den bugüne orta öğretim kurumlarına öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinin nasıl gerçekleştirildiği bilgisi tarafımdan istendiğinde başlangıç noktasının daha eski tarihler olması gerektiğini düşündüm. Kendi doğum tarihim, iş yaşamıma başladığım yıllar, sınavların dünü ve bugünü diye düşününce, sahip olduğum deneyimlerle tarih olmuş olduğumu da fark ettim. Bu düşünce bana hem mutluluk hem de hüzün verdi açıkçası. İş yaşamım açısından önemli bir deneyimi hatırlattığı için mutluluk, orta yaşın üzerine çıkmanın arifesinde olmuş olan bir insan içinse hüzün.
TALEBE GÖRE SINAV Bu çalışmayı yapmak amacıyla geriye gittiğimizde 1980 yılının önemli bir dönüm noktası olduğunu görüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı orta öğretim kurumlarına giriş için merkezi sistem sınavları yapma kararı alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı bu noktaya nasıl geliyor? Bu sorunun cevabını aramak için 1950 li yıllara dönelim öncelikle. İlkokul zorunlu eğitim süreci. İlkokulu bitiren öğrenciler diledikleri ortaokula kayıtlarını yaptırıyorlar. Ancak önemli bir çoğunluğu İstanbul'da olan yabancılara ait özel okullar, belirli bir kesim tarafından talep ediliyor. Talep, okulların alabilecekleri öğrenci sayısından fazla olmaya başlayınca okullar, kendi imkanlarıyla başvuran öğrencileri sınava alıyorlar ve sınavdaki başarıya göre okullarına kaydediyorlar. Her okulun kendi belirlediği bir sınav tarihi var. Veliler çocuklarını okutmak istedikleri okul ya da okulların sınavı için başvuruda bulunuyorlar.
MERKEZİ YERLEŞTİRME Milli Eğitim Bakanlığı 1955 yılında seçenek olması için İstanbul, İzmir, Eskişehir, Diyarbakır, Konya ve Samsun'da "Maarif Koleji" adıyla toplam 6 okul açıyor. Bu resmi okullar, 1975 yılında Anadolu Lisesi adını alıyor. 1980 yılına kadar her okulun kendi sınavını yaptığı bu dönem devam ediyor. Bu okullarda okumak isteyen öğrenci sayısının yıldan yıla artması, her okulun sınavını kendisinin yapmasının zorluklarını artırmaya başlıyor. 1980 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bu okulların tümüne öğrenci almak üzere merkezi sınav sistemine geçileceğini duyuruyor. 1980 yılından itibaren ilkokulu bitiren öğrenciler Anadolu Liselerine ve Özel okullara yerleşebilmek için tek bir sınava girmeye başlıyorlar. O dönemde Türkiye'deki Fen Liselerine baktığımız zaman çok az sayıda okulu görüyoruz. İlk Fen Lisesi 1964 yılında Ankara'da açılmış. Sadece birkaç ilde varolan fen liselerine ise özel olarak başvuru yapılıyor ve sınavla öğrenci alınıyor. Bu düzen yedi yıl boyunca devam etti. 1988 yılına gelindiğinde sınava giren öğrenci sayısında önemli artışlar meydana geldi. 2005 yılında MEB kayıt sürecini daha hızla gerçekleştirme düşüncesiyle sınav sonrasında tercih alma ve kesin yerleştirme yapma kararı aldı. Bu doğru bir karardı ancak; özel okul sınavlarının ayrı yapılıyor olması, velilerin ve ilköğretim okulu yöneticilerinin bilinçsizliği ne yazık ki birçok Anadolu Lisesi'nin kontenjanlarının dolmaması sonucunu doğurdu. Anadolu Liseleri sayısında son 10 yıldaki artış 9 kat, Anadolu Liseleri kontenjanlarındaki son 17 yıldaki artış 12 kat, Sınava giren öğrenci sayısındaki son 17 yıldaki artış yaklaşık 4 kat olarak gerçekleşmiş. Merkezi Sistem Sınavlarının başladığı 1980 li yıllarda yabancı dilin ön planda olduğu resmi okul sayısındaki azlık, talebin özel yabancı okullara yönelmesini beraberinde getirmiştir. 1990 lı yılların başında nitelikli Anadolu Liseleri'nin sayısının artışı yavaş yavaş talebin bu okullara kaymasına neden olmuştur. Her ne kadar çok büyük bir hızla Anadolu Lisesi sayısının artması okulların nitelikleri konusunda sıkıntı yaratmışsa da, sekiz yıllık temel eğitime geçiş sürecinden sonra Anadolu Liselerine olan talep daha da büyümüştür. Son iki yılda bu okulların sayısındaki artış aslında artık Anadolu Liselerinin kuruluş amacının ortadan kalkmış olduğu gerçeğini de ortaya koymaktadır. Hazırlık sınıflarının kaldırılması ve yabancı dil öğretiminin azaltılması bunun en önemli sonucudur.
|