|
 |
 |
 |
  |
|
Basmadan dünya markasına
Bodrum katlarda Alman ev kadınlarına basma üretmekle işe başlayan tekstilciler artık yurtdışında aktif moda ve marka pazarlayan devler haline geldi.
Tekstİl ve konfeksiyonun Türkiye'de 4 ana evre geçirdi. 1970'lerde küçük atölyelerde sığ üretim yapıyordu. Sektör Alman kadınlarının evde giydikleri basma üzerine baskılı poplin kumaş ve önlük üretiyordu. Bodrum katlarda yapılan üretimde 3 marka satılıyordu. 1980'li yıllarda ise ihracat yapan firmalar fason üretim yaptırdıkları firmalara makine alarak teknolojiden yararlanmaya başladı. Böylece kalite kavramı da takstile girmiş oldu. Bayrampaşa, İkitelli, Kasımpaşa, Çağlayan ve Zeytinburnu semtlerindeki atölyeler tekstilcilerin yardımı ile makinelerini yenileyip onlara kazandıkça borçlarını ödüyordu.
SERMAYE FASONLA BİRİKTİ 1990'lı yıllarda sermaye birikimi sağlayarak finansal yapısı güçlü olan firmalar kendi atölyelerini kurmaya başladı. Büyük gruplara bağlı tekstil firmaları kendi konfeksiyon atölyelerini kurmaya başlayınca daha kaliteli ürüler üretilmeye başlandı. Çünkü fason atölyelerde istenen kalite elde edilemiyordu. Avrupa'nın artan talebi karşısında atölyeler büyüdü. 1996'da Türkiye Gümrük Birliği'ne girince AB'ye olan kotalar kalktı ve büyüklerin yanında orta ölçekli firmalar da kendi fabrikalarını kurdular. Bu atölyeler Merter gibi tekstil bölgelerinde kurulmasını beraberinde getirdi.
AB'NİN TALEBİ ARTINCA 1997'den sonra ABD pazarındaki duraksama ve başta Çin olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinin dünya ticaretinde yer alması uluslararası rekabeti artırdı. Tekstil ve konfeksiyon üreticileri azalan karlar karşısında inatla üretime devam eden firmalar kar edebilmek için araştırma geliştirme ve marka yaratmayı keşfettiler. 2005'te ise kotalar kalkınca yurtdışında aktif marka pazarlama yöntemiyle ihracatta yeni evreye daha geçti.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|