|
|
Kızım anaokuluna başladı
Ve işte benim 3.5'luk kızım daha önceki başarısız girişimlerimizden sonra nihayet geçen hafta anaokuluna başladı. Kararlı olmanın faydasını bu kez gerçekten gördüm. Eğer bu kez de "anne gitme" dediğinde onu alıp yuvadan çıksaydım vicdan azabı duyacaktım. Elbette gaddar biri değilim; sürekli ağladığını ve mutsuz olduğunu bilsem biraz daha bu fikri erteleme yoluna gidebilirdim. Ancak onun okulda kısa bir süre ağladığını ve sonra öğretmenini çok sevdiğini, faaliyetlere katıldığını öğrendim. Biraz inişli çıkışlı bir hafta da olsa sonuç olarak ilk etap başarıyla tamamlandı. Son gün hasta olmasını saymazsak tabii. Anaokuluna başlamak iyi bir gelişme ama beraberinde hastalıkları da getiriyor. Anne babalar bu işten felaket korksalar da; doktorlar bunu pek önemsemiyorlar. "Çocuk hastalanacak ki bağışıklık sistemi güçlenecek" diyorlar. Tabii de; geçen hafta evin içinde koşturan bir küçük insan daha okula başlar başlamaz faranjit olunca; şuruplar, acayip bir ses, tuhaf bir öksürük, buz gibi eller ve akan bir burunla evde hayalet gibi dolaşınca hangi anne babanın içi sızlamaz? Bir yanda kızımın okuldan getirdiği ilk şey; kendi boyadığı bir ahşap çerçeve içindeki Atatürk; diğer yandan süzülen bir yüz ifadesi. Yine de kararlığımızı sürdürmek durumundayız; ne de olsa ben de herkes gibi dışadönük, arkadaş edinen, dinleyen, oynayan, öğrenen, gelişen, kendi kendine yemek yiyen, vücuduna bakmayı bilen, dişlerini fırçalamanın sorumluluğu kendisinde olan, hayatta bir tek yakın akrabaların olmadığını bilen bir çocuk istiyorum... Konuyla ilgili bir kitap Optimist Yayınları'ndan yeni çıktı. Anaokulu ve Kreş İçin Anne Baba Rehberi'ni yazan deneyimli bir psikolog olan Ayşe Güner. Kendi anaokulu da var. Sorular ve yanıtlarıyla tam bir rehberlik hizmeti veriyor Güner. Okul fiyatlarından okul donanımlarına, derslerden, okula gitmek istemeyen çocuklara, uygun yaştan hastalıklara kadar pek çok soruya pek çok yanıt... Açıkçası benim bu dönemde çok işime yaradı bu kitap... Optimist Yayınları, 2005, 167 sayfa.
|