Barbaros'un mezarının hikayesi
Kahveye geldim! Bürokrat Esat Bey günlük tarih tersine başlamış. Balkondan Barbaros Hayrettin Paşa'nın türbesini göstererek anlatıyor. Beni görünce "Bu mezar kimin?" diye sordu. Benden önce Cabbar lafa atladı; "Kızıl Korsan Barbaros!" Kore kahramanı, Kıbrıs Gazisi Eyüpp Bey eliyle göstererek "Barbaros Paşa'mızın orada mezarı, biraz ileride heykeli var" dedi ve ekledi "Oruç başıma vurmadan konuyu anlatayım da bilgilenin." "Bu mezar aslında Yedi Sekiz Hasan Paşa'nın mezarıydı..." Etrafta çıt yok! Filo komutanı Ahmet Albay bir meslektaşı hakkındaki konuşmadan etkilendiğini belirtmek için "Harbiye'de bana bu öğretilmedi" dedi. Cemal, Erul Efendi, Albay Gündüz, Gazeteci Salih, enişte ve elbette Koreli Eyüp hemen sus işareti yaptılar. Bürokrat Esat Bey devam etti; "İngiltere Kralı Edward Türkiye'ye geldiğinde Atatürk'e demiş ki 'Sizin o ünlü amiralinizin mezarını ziyaret etmek istiyorum.' Atatürk, Salih ve Kılıç Ali'yi yanına alıp Barbaros'un mezarına gitti ki durum felaket... Bir toprak yığını ve o yığının başında bir taş. Biraz ileride ise harika bir mezar. Türbe gibi yapılmış. Atatürk sordu; 'Bu mezar kimin?' Yaver Salih cevapladı; 'Yedi sekiz Hasan Paşa'nın mezarı!..' Hani Çırağan vakasında eline geçirdiği bir odunla ihtilali önleyen kabadayı bir adamın mezarı... Gazeteci Ali Süavi'nin de kafasına odun vurarak öldüren kişi..." Bürokrat Esat Bey tarih dersi veren bir öğretmen gibi elleriyle kollarıyla anlatıyor; "Padişah Abdülhamit ihtilali önleyen bu adamı bir günde Paşa yapmış... Okuma yazma bilmediğinden adını sadece yedi ve sekiz rakamları ile yazıyormuş." Ahmet Albay "Şu mezar meselesini bir anlat" dedi. Atatürk "Kaldırın şu paşa efendiyi başka bir yere... Getirin bu gece amirali bu mezara" demiş. Esat Bey lafını bağladı; "Atatürk ertesi gün Kral Edward'ı yanına almış, 'İşte bizim amiralimizin mezarı burası..." demiş. Sohbetin sonunda çöreklerle gelen Yedi Sekiz Erdal Paşa içeri girmez mi? Fırıldak Mustafa, "Senin dedenin mezarı, Barbaros'la değiştirilmiş" demez mi? Erdal fırından getirdiği iftarlık çörekleri herkese dağıtırken resmi açıklamayı yaptı; "Yedi sekiz Hasan Paşa ismini taşıyan fırını yıllardır ben işletirim. Bu fırının sahipleri paşanın torunlarıdır. Dedeleri kendisi için daha ölmeden yaşarken harika bir mezar yaptırmış. Yani şimdiki Barbaros'un yattığı mezar ya da türbe..." Cabbar konuyu bağladı, "Ben şu okuma yazma bilmeyen paşayı sevdim. Şimdi nerede yatıyor?" Erdal cevapladı; "Şu anda Yahya Efendi'de annesinin kucağında. Çünkü kendisine mezar bulamamışlar, annesinin yanına gömmüşler." Kahvede bir hüzün havası esti. Hoca iftar ezanını okurken içeri önce Deryoloş ve Yılmazoş ikilisi ile Manken Adnan geldi. Sonra da sosyete Polisi Asım uykulu gözlerle içeri girdi. Hepsi de aynı şeyi söylediler; "İftarı kaçırdık mı?" Fırıldak Mustafa "Size iftar yok" dedi. "Şu uyuyarak oruç tutma işini Zekeriya Beyaz hocaya soracağım. Eğer fetva verirse size karşıdan çorba alırım!" Fırıldak ikna edildi ve çorbalarla geri döndü. Çorba dağıtan adamlara dedim ki "Bu çorbaları verdiniz, benim oyum Tayyip Başbakan'a!" Adamlar bana kızdı. Meğer çorbaları Saadet Partisi dağıtıyormuş! Çorbalar harikaydı. Teşekkür ederiz.
|