|
|
|
|
|
Kitaptan sonra Ferrari'sini satan olmadı
|
|
Geçtiğimiz hafta Türkiye'ye gelen "Ferrari'sini Satan Bilge"nin yazarı Robin Sharma Pazar SABAH'a konuştu.
26 ülkede 17 dile çevrilen kitabın yazarı Sharma "Maddiyat hayatınızda olması gereken yerde olsun. Ferrari zenginliği simgeliyor ama bizim için önemli olan maddiyat değil başka bir zenginlik" diyor. Kitap yakında filme de çekilecek. Yazar Sharma da rol alacak.
Bush ilgimi çekmiyor Clinton ise karizmatik
Yaşam koçu. Hayatın anlamını bulmanıza yardım eden konferansçı. Başarılı yazar. İyi bir pazarlamacı. Ne derseniz deyin Robin Sharma’da bir şeyler var..... Mutluluğun sırrı basit. Gerçekten yapmayı sevdiğiniz şeyi bulun ve sonra bütün enerjinizi onu gerçekleştirmek için harcayın..... Ferrari zenginliği simgeliyor ama bizim için önemli olan maddiyat değil başka bir zenginlik.
Ferrari'sini satan bilge. Neredeyse okumayan kalmadı. 26 ülkede 17 dile çevrilen kitap, Amerika ve Kanada'da 1 milyonun üzerinde sattı. Türkiye satış rakamı ise 250 bin adet. Robin Sharma geçtiğimiz hafta Türkiye'ye geldi. Kitabının Türkiye satış grafiği onu çok etkilemiş. Birçok ülkeden davet almasına karşın İstanbul'u tercih etmiş. Sharma'nın bir de "Uluslararası Liderlik" şirketi var. Dünyanın her yanında yaşam konusunda seminerler veren Sharma ayın zamanda liderlik hakkında da danışmanlık yapıyor. Kendisi bu konuda fazla konuşmak istemese de danışmanlık yaptığı iki ünlü isim Clinton ve Gates, onun Amerika'da ne kadar ünlü olduğunun bir göstergesi. Sharma ile Swissotel'de buluştuk. Müthiş enerjik, sürekli gülümseyen, sempatik bir adam. İstanbul'a bayılmış. "Öyle bir şehir ki burası" diyor, "İnsanı içine alıyor, her köşeden başka bir sürpriz çıkıyor. Çok şanslısınız." Gülümsüyorum. Önce kitabın başarısına şaşırıp şaşırmadığını soruyorum. Şaşırmış. Hem de çok. "Düşünebiliyor musunuz? Kitabımı bitirdiğimi zaman basacak yayınevi yoktu. Bende kendim bastım. Annem kitabın kopyalarını mutfağında saklıyordu. Evin her tarafı kitapla doluydu."
DERİN ANLAMLARI VAR Ferrari'sini Satan Bilge aslında son yıllarda son derece moda olan "Hayatınızın erdemlerinin farkına varın" türünde bir kitap. Tek farkı bunu ders olarak anlatmıyor. Yazar paylaşmak istediği düşüncelerini bir hikayenin etrafında toplamış. Hoş bir hikaye bu. Stresli ve yoğun iş yaşamına geçirdiği bir kalp krizi sonucunda ara vermek zorunda kalan başarılı bir avukatın hikayesi. Hırslı ve zengin avukat ölümle burun buruna gelince, hayata birden farklı bakmaya başlıyor. Hayali nedir? Varmak istediği nokta neresidir? İç hesaplaşmalar sonucunda avukat elinde avucunda ne varsa satıp Hindistan'a gidiyor. Oradaki yaşam guruları sayesinde farklı bir dünya bakışı ve hayat tarzı edinen avukat öğrendikleri paylaşmak için eski hayatındaki bir arkadaşının kapısını çalıyor. Hikaye basit. Anlatımı kolay. Su gibi okunuyor. Böyle olunca 26 ülkede en çok satanlar listesine girmeyi başarmış tabii. "Kitabım okunması kolay diye basit algılanmasın" diyor Sharma. "Tam tersine son derece derin anlamlar taşıyor. Her cümle başka bir cümlenin önsözü aslında. Doğru bakmayı öğretiyor. Doğru bakarsanız hayatta mutluluğu yakalamak son derece kolay. Hikaye bunun yolunu gösteriyor." Peki ya hikayede Robin Sharma'nın gerçek hayatıyla benzerlikler taşıyor mu? Yazar aslında Hintli bir ailenin oğlu. Ailesinin işleri nedeniyle Uganda'da doğmuş. Çok küçük yaştayken Kanada'nın küçük bir kasabasına taşınmış. Hayatta ne yapmalıyım sorusuna cevap ararken birdenbire kendini hukuk fakültesinde bulmuş. "Hukuk okuyordum. Keyif alıyor muydum? Fena değildi. Okul bitince avukatlık yapmaya başladım. İyi de para kazanıyordum. Sonra bir gün bir şey oldu. Herkesin hayatında kendisini için dönüm noktası olarak nitelendirdiği bir an. O an kendi kendime dedim ki. 'Ben avukatlık yapmak istemiyorum. Ben annem için hukuk okudum ve kendim için ne yapmak istediğimi bilmiyorum.' O noktadan sonra başka bir boyuttaydım. Etrafıma farklı bir gözle bakmaya başladım. Ve oturup yazdım. Bir hikaye çıkardım. Biraz yaşadıklarım biraz anlatmak istediklerim derken ortaya Ferrari'sini Satan Bilge çıktı." Robin Sharma için her ne kadar guru, bilge yakıştırmalarını yapsalar da o bu sıfatları biraz yersiz buluyor. Onun tek amacı insanların hayatlarını güzelleştirmek mi peki? Yoo. Adam kendi hayatını güzelleştirmiş. Hayatta yapmaktan keyif aldığı işi yapıyor, üstüne bir de para kazanıyor. Hakkını yememek lazım, bencillik de yapmıyor, öğrendiklerini ve kendine uyguladıklarını dünyayla paylaşıyor. Diyor ki "Mutluluğun sırrı basittir. Gerçekten yapmayı sevdiğiniz şeyi bulun ve sonra bütün enerjinizi onu gerçekleştirmek için harcayın". Bunu söylerken de güzel bir hikaye anlatıyor. Eh daha ne olsun? Peki ya kitabın ismi diye takılıyorum. Niye Ferrari? Sizin de mi vardı? Hayatında hiç Ferrari'si olmamış. Parası olmadığından değil canım, onun tarzı değilmiş. Bir cip kullanıyormuş. Aile tarzı. Hani çocukları ve karısıyla rahat gezebileceği. Aile deyince, Sharma bu konuda hassas. Ailenin insanın yapı taşları olduğunu belirten yazar, "Çocukların büyümesini kaçırmamak lazım" diyor ve ekliyor "Öyle bir mutluluğu parayla pulla satın almak mümkün değil." Kitabın isminde ve hikayede çok zengin olanlara karşı bir yergi var. Ya Ferrari? Yani insan hem Ferrari'ye sahip olup hem de hayatının anlamını bulamaz mı? Sharma bir süre gülüyor söylediklerime sonra anlatıyor: "Bazı insanlar kitabın mesajını yanlış anlıyorlar. Sanki mutluluğa kavuşmak, huzuru bulmak için bütün evlerini, arabalarını satmaları gerekirmiş gibi düşünüyorlar. Böyle bir şey yok. Benim söylemek istediğim çok farklı. Ben diyorum ki hayatınızın amacı para kazanmak olmasın. Maddiyat hayatınızda olması gereken yerde olsun. Birinci sırada başka şeylere ihtiyacınız var. Ferrari'ye gelince. O bir simge. Bir gün arabamı kullanırken buldum bu başlığı. Ferrari zenginliği simgeliyor ama bizim için önemli olan maddiyat değil başka bir zenginlik." Acaba Sharma Ferrari firmasıyla sorun yaşadı mı? Halkla ilişkilerinden "İyi de niye Ferrari'lerini satmak zorundalar?" diye bir mektup almadı mı? Almamış. Sorun da yaşamamış. "Ayrıca" diye ekliyor. "Kitabı okuyan Ferrari sahipleri de otomobillerini satmadılar, inanın bana." Ferrari'sini Satan Bilge kitabını kapağında ünlü yazar Paulo Coelho'nun bir notu var. "Öğretirken keyif de veren büyüleyici bir öykü". İki ünlü yazarın arkadaşlıklarının hikayesine gelince... Sharma kitabını bitirip, bastırdıktan sonra Coelho'ya göndermiş. Coelho kitabı okuyunca Sharma ile tanışmak istemiş. "O günden beri benim yol göstericim oldu"diyor Sharma Coelho için. Dostluğumuz iki yılda müthiş yol aldı. Coelho'nun yazdıklarının dünya insanları üzerinde çok olumlu etkiler bıraktığını düşünüyorum. Robin Sharma'nın dünyadaki başarısı kuşkusuz bu kitapla sınırlı değil. "Sharma Uluslararası Liderlik" ismini taşıyan bir de şirketi var. Ne mi yapıyor orada? Günümüz liderlerine danışmanlık, lider olmak isteyenlere ise yol gösteriyor. Günümüz liderleri nasıl olmalı diye soruyorum. Örneğin Bush'u nasıl buluyorsunuz? Sharma herkese iyi görünmek isteyen Amerikalı konferansçıların ortak tavrını takınıyor. "Bush ilgimi çekmiyor. Daha çok karizmatik liderleri beğeniyorum. Örneğin Mandela. Ayrıca Clinton'ı da son derece parlak buluyorum." Peki lider olmak için karizma şart mı? Konferanslarınızda yaşam koçluğu yapıyorsunuz. İnsanlar hayatın sırrını öğrenmeye mi geliyor? Ya siz, siz hayatın sırrını bulabildiniz mi? Birbiri ardına soruları sıralıyorum. Sharma otel odasındaki çikolatadan ikram ediyor bana. "Hayatın sırrı kendi içinizde" diyor, "Liderlik için ise karizma evet, şart." Biraz daha konuştuktan sonra Kuruçeşme'deki Ferrari mağazasına gitmeyi teklif ediyorum. Aslında pek de beklemiyorum kabul edeceğini. "Hadi" diyor "Gidelim, müthiş yaratıcı bir fikir." Ferrari'lerle fotoğraf çektirirken Sharma kendisiyle getirdiği kameramanına poz verip konuşma yapmayı da ihmal etmiyor. "Hayatımdaki en eğlenceli röportajlarımdan biriydi."
KİTAP FİLM OLUYOR Yaşam koçu, hayatın anlamını bulmanıza yardım eden konferansçı, başarılı yazar, iyi bir pazarlamacı... Ne derseniz deyin Robin Sharma'da bir şeyler var. Karizma mı evet. Etkileyicilik mi ona da evet. Ama Sharma'yı anlatmak için bu iki kelime haksızlık olur diye düşünüyorum. Sharma'da farklı bir ışık var. Ya hayatta ne yapacağını bulmanın getirdiği huzur ya da dünyada onu taparca seven insanların üstüne yapıştırdığı "guru"luk baskısı. Bilmiyorum hangisi. Ama bildiğim bir şey var; Sharma önümüzdeki yıllarda hayatımızın vazgeçilmez yazarlarından biri haline gelecek. Unutmadan bir yıl içinde Ferrari'sini Satan Bilge'nin filmi çekilecek. Üstelik filmde Sharma'da da oynayacak. Ama başrolünde değil. Kitabı Türkiye'ye getiren GOA Yayıncılık'ın ise kitap dünyasının hiç de alışık olmadığı bir sürprizi var okuyucularına. Önümüzdeki günlerde kitabın reklamı çizgi film şeklinde ekranlara gelecek. Kırmızı bir Ferrari'den inen adam önce elbiselerini atacak, sonra ayakkabılarını çıkaracak. Ardından kendi yoluna devam edecek. Gerçekten de çok eğlenceli. Kaçırmayın.
|
|
|
|
|
|
|
|
|