|
|
Yalan söylüyorum, alınma
Derin bir nefes alıp bir süre duruyorum. Sessizliğimden midir bilinmez, bazıları dayanamayıp beni avutmaya başlıyor. Bir taraftan gözüyle teybi işaret ediyor
Yalan söylüyorlar. Gözümün içine baka baka... Bazısı beni salak yerine koymadığını göstermek için göz kırpıyor. Diyor ki "Yalan söylüyorum ama kusura bakma canım işte..." Kimi zaman sinirleniyorum. Derin bir nefes alıp, bir süre duruyorum. Sessizliğimden midir bilinmez, bazıları dayanamayıp beni avutmaya başlıyor. "Şimdi bunları sordunuz ama, ben açıkçası diyorum ki soru yanlış, iddialar tamamen asılsız." Göz göze geliyoruz. Gözüyle teybi işaret ediyor. "Efendim?" der gibi bakıyorum. "Canım teyp var konuşamam" işareti yapıyor. Neden? Teypten mi korkuyoruz? İnadım tutuyor. Elimi uzatıp kapatmıyorum teybi. Bu karşılıklı göz kırpışma ve tuhaf dudak işaretleri sürüp gidiyor. Zaman zaman dışardan bizi seyreden varsa ne diyordur yanındakine diye düşünmüyor değilim hani. Öylesine kötü hissediyorum ki kendimi. Her şey bir oyunmuş gibi geliyor. Ben de figüran. Hem nereden çıktı bu teyp fobisi? Aklıma bir anda Sezen Aksu'nun şarkısı geliyor... Ne alakaysa? Hani herkes arkadaş, hani oyunlar sürerken Hani çerçeveler boş hani körkütük sarhoş Eskidendi eskidendi, çok eskiden. Eskiden teypten korkmazdı kimse. Eskiden teyp yokmuş gibi davranırdı herkes. Hiç kimse söylediğinden böylesine endişe duymazdı. Çekinen olmaz mıydı? Tabii ki olurdu. Ama yine de teybe konuşurdu. Sonra en sevmediğim kelimeleri duyardım. Off the record (kayıt dışı) Yalvarır yakarırdım. "Söylediniz ama, yapmayın, röportajın en güzel bölümü o" diye... Bazen ikna eder, çoğu zaman elimdeki "off the record" kasetlerle eve dönerdim. Geçenlerde Bekir Coşkun'un yalan üzerine yazdıklarını okuyunca gülümsedim. Ne diyordu? "Yalan söylediğim belli olur benim."
*** Joseph Messinger'in "Size ihanet eden hareketleriniz" isimli bir kitabı var. Hangi hareketin gerçekte neyi söylediğini anlatıyor Messinger. Örneğin; Sağ elinizin avucuyla sol omzunuza sık sık bastıran kişilerden misiniz? Öyleyse hayata gülen gözlerle bakıyorsunuz, iyimsersiniz demektir. Peki ya oturduğunuzda ellerinizi yandaki iskemlelerin arkasına dayıyorsanız? Hani kanatlarını dinlendiren bir kuş misali... Bu ne demek? Kendi alanınızı korumaya geçmiş, güvende gözükmeye çalışıp, karşı taraftan bir saldırı bekliyorsunuz anlamına geliyormuş. Yani uzun lafın kısası vücut dili her şeyi açık ediyor. Öyle diyor bilimadamı Messinger ve yazar Bekir Coşkun. Benim de yalan söylediğim belli olur aslında. Saçlarımı kıvırarak konuşurum. Öyle diyor kocam. Peki ya yalanı bir hayat tarzı haline getirenler? Şaka yapmıyorum. Onlar asla açık vermez, şeytana külahı ters giydirirler, inanın. Birkaç tane tanıyorum. Öylesine profesyonel yürütürler ki işlerini, asla açık vermezler. Gözünüzün içine baka baka yalan söylerler.
|