Hepsinin ayrı bir öyküsü var
TATLI HÜSNÜ Kronik hastalardan biriydi, her sabah başhekimliğin önünde dururdu. Bir taraftan sol kolundaki (gerçekte olmayan) saatine bakar, bir yandan da 'Yine niye geç kaldın?' der gibi sağ elinin başparmağını havada sallardı. Adı Hüsnü Tatlı'ydı. Ortamı müsait bulunca, kendi usulünce sigara isterdi. Eli ile saçlarını karıştırarak kepeklerini döker önce, sonra da tek tip kıyafetinin göğüs cebindeki Birinci sigarasını gösterirdi. Bu, 'Birinci kepek yapıyor, Maltepe var mı?' demektir. Adil Üçok bazen ona eski giysilerini getirirdi. Bir gün üst üste dört pantolon giymiş, en üste de tek tip eşofmanını. Adil ağabey gösterdi, ben şaşırdım. 'Ne diye hepsini üst üste giydin' diye sordum. 'Hetif Ağabey, düzecekler diye korkuyorum' demez mi? Adil Ağabey şakayla karışık sordu 'Ne faydası olur ki?' O, hiç sektirmedi. 'Hiç olmazsa zaman kazanırım'.
|