|
|
Bebek arabaları ve Türk erkekleri
Kebab Connection Fatih Akın'ın son filmi. Filmde yok yok. Kebap var, Yunan-Türk atışması var. Aşk var, dövüş var
Aslında bir aşk hikayesi. Kadın erkek ilişkilerinin evrensel olduğunu bir daha hatırlatan bir hikaye bu. Kadın her yerde kadın, erkek her yerde erkek. Araya ufak tefek ülke farklılıkları yerleştirilmiş. "Sen hiçbir Türk erkeğini bebek arabası iterken gördün mü?" diye soruyor annesi. Alman kız bir süre düşünüyor, karar veremiyor. Bir bebek arabası satın alıp sevgilisine "Bunu benim için eve götürür müsün?" diyor. Sonra? Sonrası büyük komedi. Delikanlı arabayı var gücüyle itiyor, sonra sanki kendine ait değilmiş gibi elleri cebinde ıslık çalarak yola devam ediyor. Fatih Akın senaryosunu yazmış, yapımcılığını üstlenmiş. Bu sefer yönetmenliği bir başkasına bırakmış. Ama her sahnede hissediliyor gücü. Sahneyi yazarken çekmiş bitirmiş adeta. Fatih Akın'ı anlatmama gerek yok herhalde, "Duvara Karşı"nın mimarı. Hani Avrupa'daki tüm ödülleri toplayan Türk. Yoksa Türk asıllı Alman mı demeliydim? İnanın bilmiyorum, her ikisinden galiba. Kebab Connection isimli filminde de her ikisinden olmayı anlatıyor Akın. Güven Kıraç nasıl güzel Almanca konuşuyor anlatamam. Sinirlenince oğluna bir "Allah Allah" patlatıveriyor ki sormayın. Oğlu da aynı hesap başı zora girince "Baba" diye sesleniyor Türkçe, keyfi yerinde ise Almanca konuşuyor.
***
Kült komedileri sever misiniz? O mu ne demek? Kara mizah desem pek yanlış olmaz herhalde. Hani nerede güleceğiniz pek belli olmayan. Hayatın içinden bir yerden olayların komik yüzünü ce eee diye yüzünüze bağıran. Kahkahalarla gülmediğiniz ama film salonundan büyük bir gülümsemeyle ayrılıp eşe dosta "Ağabey nasıl sıkı bir filmdi!" diye anlattığınız türden. Hani "Bir kadeh de bir şey olsaydı seyrederken" diye iç geçirdiklerinizden. Fatih Akın'ın son filmi Kebab Connection son zamanlarda gördüğüm en iyi filmlerden bir tanesi. Hikaye güzel, içindeki motifler harika. Her şeyden önce kebap var, Yunan yemekleri var, Uzo var... Türk-Yunan atışması bu sefer mutfakta yani. Kavga sahneleri de var meraklanmayın, hem de çok iyi çekilmiş sahneler. Matrixvari sahneler... Romantizm mi? Romeo-Jülyet var onca kebap tartışmasının içinde... Hadi bakalım buradan buyurun. Madonna'nın kocası yönetmen Guy Ritchie'nin "Snatch" isimli filmini hatırlar mısınız? Brad Pitt'in başrol oynadığı. O tarz bir film işte. Abuk sabuk komiklikler var ya hepimizin yaşadığı, güldüğü, birbirimize anlattığı... Öylesine hayattan, öylesine içten bir film. Fatih Akın'ın Kebab Connection ile Avrupa'da büyük gişe başarısı gerçekleştireceğine inanıyorum, belki de yaptı bile. Umarım burada da özlediği seyirciyle buluşur. Kendinize bir iyilik yapın, bu filme gidin. Gününüz güzelleşecek, iddia ediyorum. Unutmadan; 1. Filmin müzikleri harika. "Kuşu Kalkmaz" şarkısıyla başlıyor, Nil Karaibrahimgil ile devam ediyor. 2. Eğer bunu severseniz bir tavsiyem daha var. Yine Guy Ritchie'nin çektiği "Lock, Stock and Two Smoking Barells"ı bir yerlerden bulun ve DVD arşivinize koyun derim. Keyfiniz olmadığında izler, gözlerinizden yaş gelinceye kadar gülersiniz. Komik bir soygun hikayesi. Zaten Brad Pitt bu filmi seyrettikten sonra Ritchie'ye gidip "Bana ne bana ne, ben de bundan istiyorum" demiş de, öyle ortaya çıkmış ünlü Snatch filmi. Benden duyurması.
|