|
|
Çocukların seni özleyecek Selahattin Abi
Gündem Gazetesi'nin 6 Ağustos 1992 tarihli sayısında Metin Sever'in "Uzun yıllardan beri felsefe ile uğraşıyorsunuz ama -belki de bilinçli bir tercih- kenarda durmayı tercih ettiniz. Neden?" sorusunu şöyle yanıtlıyordu: "Evet, bilinçli bir tercih bu. Ben, kurulu düzenden tiksinen bir insanım. Resmiyet, kural, hiyerarşi mizacıma uygun değil. Bunun için resmi kurum ve kuruluşlardan uzak durdum. Yaşam tarzım da kalıplar içine girmeye elverişli değil." Selahattin Hilav, benim ve kuşağımın Selahattin Abi'si artık aramızda değil. "Ortalarda görünmek" tense kenarda durup üretmeyi hayatına şiar edinen Hilav, geçen perşembe sabahı kalbinin ihanetine uğrayarak sevenlerinden ayrıldı. 70'li yılların başında kısa bir süre de olsa Meydan Larousse'da birlikte çalışmıştık. Öğle paydosunda Sultanahmet'te, "ayakçı" tabir edilen İsmail'in meyhanesinde "zula" dan rakısını içerdi, rakı verme ruhsatı yoktu İsmail'in... Ama İsmail, kural tanımazlığını bildiğinden olacak, onu rakı içme zevkinden mahrum etmezdi. Akşamüzeri beş sularında ise Meydan Larousse içinde küçük, el radyosu aramaya çıkardı, "fasıl" dinlemek için... Hayatını adadığı sanat ve felsefe içinde bir güzel merakı da klasik Türk müziği idi. Cağaloğlu'nun lüks lokantalarından çok, akşamları Erdoğan Tokmakçıoğlu'nun "Sirkeci Aslanları" dediği ayak takımının mekanı "T...kçı Selahattin"in meyhanesi sevdiği uğrak yerlerinden biriydi. Yazlarını, sosyete işgal etmeden önce Bodrum Türkbükü'nde geçiriyordu. Orada da en yakın dostları balıkçılardı.
BİLİMDEN YANA OLMAK Edebiyatın da, felsefenin de en karmaşık sorunlarını yalın bir dille anlattı. Sanat anlayışını şu sözleri özetler: "Bilimden yana olmak ya da ilericilik, genel ve soyut kavramları her güçlüğü çözen sihirli sözler sanmak değil, alışkanlıkların ve inançların yıkılmasını göze alarak somuta, tikele, özele yönelmek; sonuçların şaşırtıcı olabileceğinden korkmadan araştırmak ve yaratmaktır." "Felsefe Yazıları" nda Marxçılık ve sosyalizmi, Asya tipi üretim tarzını, felsefe ile sanatın ilişkisini irdeledi. Osmanlı- Türk toplumumun gerçeklerini, resmi tarih ve ideolojinin ötesine geçerek içyüzlerini ortaya dökerek açıklamayı amaçladı. "Edebiyat Yazıları" nda Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Irgat, Can Yücel'i inceleyerek "Batı kültür darbesi altındaki bir Doğulu toplumun bireyleri olarak yazarlar ne gibi formel ve içeriksel çözümler bulmuşlardır?" sorusunun yanıtlarını aradı. "100 Soruda Felsefe" kitabı ise felsefeyi öğrenmek isteyenlerin en önemli bir başvuru kaynağı... İki ay kadar önceydi, şair arkadaşlarım Eray Canberk ve Erdal Alova ile Bostancı'da bir küçük meyhanede ziyaretine gittik. Saat 14.00 sularında geldi. Önce çorbasını içti. Ardından kuru fasulye ve pilavıyla rakısını... Dünyadan ve Türkiye'den, günlük hayat içinde yaşadıklarımızdan ve elbette felsefe ve sanattan konuştuk. Bunun son görüşmemiz olacağını kim bilebilirdi? "Çocuklar"ın seni çok ama çok özleyecek Selahattin Abi...
|