IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, Türkiye'de dış borcun GSYİH'ye oranının yüzde 50 olmasının, bir risk unsuru oluşturmaya devam ettiğini vurgulayarak, hükümetin yapısal reformları sürdürmesi gerektiğini, Türkiye ekonomisi için bunun gerekli olduğunu bildirdi.
Krueger, Merkez Bankası, Bilkent Üniversitesi ve Bonn Üniversitesi'nin ortak düzenlediği, ''AB'ye Katılım İçin Makro Ekonomik Politikalar'' konulu konferans çerçevesinde verilen öğlen yemeğine, konuk konuşmacı olarak katıldı.
Konuşmasında ekonomide sağlanan gelişmeleri değerlendiren Krueger, Türkiye'de olmanın her zaman kendisi için memnun edici olduğunu ifade etti ve Türkiye'nin çok önemli bir ekonomik performans gösterdiğini kaydetti. Ekonomi alanında yapılan yapısal reformların çok önemli olduğuna işaret eden Krueger, bunun IMF'nin 3 yıllık stand-by anlaşması çerçevesinde vereceği 10 milyar dolar ile destekleneceğini bildirdi.
Fiyat istikrarının AB'ye yaklaşmak açısından önemli olduğunu, Türkiye-AB üyelik müzakerelerinin başarılı sürdürülebilmesi için çerçevesinin iyi çizilmesi gerektiğini belirten Krueger, Türk ekonomisinin adaptasyon yeteneğinin yüksek olduğunu, AB üyeliğine yönelik sağlanacak ilerlemeler için de bunun önemli olduğunu söyledi.
AB üyeliği olsun olmasın reformların devam etmesi gerektiğini, bunun Türkiye ekonomisi için gerekli olduğunu vurgulayan Krueger, Türkiye ekonomisinde makro ekonomik istikrarın sağlandığını, bundan sonra dış şoklara karşı korunmanın ve sürekliliğinin sağlanmasının önemli olduğunu bildirdi.
Daha önce yapılan reformların ekonomik istikrarsızlık nedeniyle etkili olamadığını anlatan Krueger, 2001 krizinin Türkiye ekonomisi açısından önemli bir değişim getirdiğini kaydetti.
Krueger, yapılan ekonomik reformlar sonucunda ekonomik performansın ve son yıllarda sağlanan büyümenin etkileyici olduğunun altını çizdi. Krueger, 1995-2000 yılları arasında ortalama yüzde 2 büyüme sağlanırken, bugün bu oranın yükseldiğini, enflasyonun yüzde 8'lere düştüğünü, faiz dışı fazlanın yüzde 7 civarında gerçekleştiğini ifade etti.
'ENFLASYONUN DAHA DA DÜŞMESİNDE FAYDA VAR'
Krueger, 2004'de kamu borçlarının GSMH'ye oranının yüzde 30'lara düştüğünü, bunun daha da aşağı indirilmesi gereken bir konu olduğunu kaydetti. Enflasyonun düşürülmesinde parasal politikanın önemli bir rol oynadığını, enflasyonda düşüşün hızlı bir büyüme ile erçekleştiğini, bunun kendi içinde büyük bir başarı olduğuna dikkat çeken Krueger, şöyle devam etti:
''Ekonomik istikrar önemli. Mevcut gelir dağılımı ile büyümenin artması ve enflasyonun düşmesi çok önemli oldu. Enflasyonun daha da düşmesi faydalı olacak. Böylece verimsizlikler ortadan kalkacak. Yüzde 2-4 enflasyon oranına inilirse Avrupa ülkeleri ile benzer enflasyon oranı gerçekleşmiş olacak. Enflasyonun düşürülmesinde Merkez Bankası'nın bağımsızlığının korunması da önemlidir.''
Mali politikaların kontrol altına alınmasının, enflasyonun düşürülmesine ve makro ekonomik istikrarın sağlanmasına yol açtığını, hükümetin faiz dışı fazlayı korumak için gerekli çalışmaları yaptığını, kamu borç yükünde önemli düşüş sağlandığını, vade yapısının geliştirilmesi konusunda çalışmaların devam ettiğini anlatan Krueger, şöyle dedi:
''Borcun azaltılması çok önemli. Bunun düzeltilmesi gerekli. Ekonominin hızla büyüdüğünü unutmamak gerekiyor. Türkiye'nin büyümesi beklentinin üzerinde. Bu büyüme oranı önümüzdeki yıllarda biraz daha ortada sürecek. Büyüme hızlı olacak, ama bunun için reformlara devam edilmeli. Yapısal reformlar, büyüme oranı için çok önemli. Bu değişim,tüm Türk insanı için önemli. Şişe boynunun dar noktalarını aşmak lazım. Ya büyüme azalacak ya da enflasyon yeniden güçlenecek. Bunlara engel olmak için reformların devamı gerekiyor. Yapısal reformlar sürdürülmediği zaman bir süre sonra ülkeler sıkıntıya giriyor. O açıdan reformların devam ettirilmesi gerekiyor.''
BANKACILIK SEKTÖRÜ
Finansal sektörün, hızlı büyüyen bir ekonomide sağlıklı olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan IMF Birinci Başkan Yardımcısı, bankacılık sektöründe yapılan reformların devam ettirilmesi ve sektörün hızla gelişen ekonomiye yanıt vermesi gerektiğini belirtti.
Yapılan reformlar sonrasında şeffaflığın sağlanmasının, vergi tabanının geliştirilip büyütülmesinin önemli olduğuna işaret eden Krueger, sosyal güvenlik reformunun önemine de değindi.
Sosyal güvenlik alanında yapılan reform sonucunda açığın yüzde 7'den 10 yıl içerisinde yüzde 1'in altına çekileceğini ifade eden Krueger, ekonomikalanda reformlar yapılmasına karşın, daha yapılacak çok şeyin olduğunu, hükümetin aktiflerinin özelleştirilmesinin gerektiğini belirtti.
Yabancı sermayenin Türkiye'ye gelişi konusunda çıkartılan kanuna ilave olarak, hukuki sistemin iş standardının geliştirilmesinin ihtiyaç olduğunu anlatan Krueger, esnek ücret sistemine geçilmesi gerektiğini, çünkü mevcut sistemin kayıtdışılığa gittiğini belirtti.
Türkiye'de ücret, fiyat politikalarının esnek hale getirilmesinin fakirliği azaltırken büyümeyi artıracağını kaydeden Krueger, yapılan reformların ülkeye faydası olduğunu, daha fazla büyüme beklemenin mümkün olduğunu, bunun için büyüme potansiyelinin yapısal reformlarla desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Krueger, bunun için zamanlamanın çok önemli olduğunu ve şu an zamanın uygun olduğuna işaret etti. IMF Birinci Başkan Yardımcısı Krueger, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Şu ana kadar yapılan reformlar etkili. Reformlar yapıldıkça, elde edilecek fayda artacak. Şimdi ileriye gitmenin tam zamanıdır. Önemli fırsat var. Bunlar hem AB için hem Türkiye'nin kendisi için faydalı olacak fırsatlardır.''