Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye'de bugünden sonra, artan verimlilikle birlikte ''istihdam artışı'' için mikro adımlar atılması gerektiğini bildirdi.
Vorkink, Merkez Bankası, Bonn Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi'nin işbirliğiyle düzenlenen ''AB'ye Katılım İçin Makro Ekonomik Politikalar'' konulu konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin geçen 4 yıl içinde son derece önemli başarılar elde ettiğini, son 3 ardışık yılda yüksek büyüme kaydettiğini söyledi.
Türkiye'nin son derece dinamik ekonomik yapısı ve özel sektörün, AB yaklaşımında itici gücü oluşturacağına dikkati çeken Vorkink, enflasyon oranlarında elde edilen yüksek düşüş oranının, güvenin artmasına katkıda bulunduğunu kaydetti.
Türkiye'nin GSMH-net kamu açığı düzeyi yüksek olmakla birlikte, kamu borç kompozisyonu değişiminin yatırımcıların risk algılamasında azalmaya neden olduğunu, cari açığın sermaye girişi ile finanse edilmekle birlikte risk oluşturmaya devam ettiğine işaret eden Vorkink, ancak bunda uluslararası faiz oranları ve petrol fiyatlarındaki artışın dikkate alınması gerektiğini bildirdi. Vorkink, şöyle devam etti:
''2005 yılında makro ekonomik politikaların sürdürülebilirliği için, yabancı yatırımların artması önemli unsur. Türkiye'de buna ilişkin bir yatırım teşvik kurumu kurulmalı.
Öncelikle Türkiye'de güçlü büyümeye rağmen, istihdam yaratımı kısıtlı olmuştur. Geçtiğimiz 20 yılda, Türkiye'de nüfus artışı istihdam artışından fazla oldu. Nüfus artışı, Türkiye için bir fırsattır. 2040 yılına kadar çalışan nüfusun artmaya devam edeceği görülüyor. Nüfus artışı, AB'ya girişte hem bir şans hem de güçlük teşkil edecektir. Bu da AB ülkelerinin tam tersine Türkiye'de yeni işe almada engellerin kaldırılması, istihdamda vergilerin azaltılması, toplu sözleşmenin geliştirilmesi gerekmektedir.''
Vorkink, istihdam yaratmada doğrudan yabancı yatırımların da önemli olduğunu belirtirken, şöyle konuştu:''Bu konuda özel sektörün geliştirilmesi de gerekli. Verimlilik bazı sektörlerde son derece düşük. Hali hazırda Türk KOBİ'leri toplam istihdamın yüzde 61'ini sağlarken, katma değeri yüzde 26.5 düzeyindedir. Diğer ülkeler ile kıyaslandığında önemli bir açıktır.
Geleneksel sektörlerin modernleşmesine katkı sağlanırsa, Türk ekonomisinin birçok sektöründe verimliliğin artması mümkün olacaktır. Ayrıca Türk ekonomisinin kayıtdışı unsuru, diğer ülkelere göre çok büyük. Bu da, ekonominin önünde büyük engeldir.''