|
|
|
|
|
|
Demokrasiyi yaymanın ABD'nin görevi olduğunu savunuyorum
Robert Kagan Washington Post'un köşe yazarı. Bir dönem ABD Dışişleri Bakanı Shulz'un konuşmalarını da yazan Kagan Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerilimi ve yakınlığı anlattı.
Amerika'nın en saygın gazetelerinden Washington Post'un köşe yazarlarından biri Robert Kagan. Uluslararası ilişkiler konusunda uzman olan, bağımsız ve kar gütmeyen "Carnegie Endowment for International Peace" örgütünün etkin isimlerinden... 1884-1988 yılları arasında Amerikan Dışişleri Bakanı George P. Shulz'un baş konuşma yazarı. Kagan Yale Üniversitesi mezunu, yazdığı kitaplarla ülkesinin en çok ses getiren ve dış politika konusunda en etkili olan isimlerinden biri... Türkiye'de Amerikan karşıtlığının arttığı bir dönemde Amerikan yönetiminde egemen güç neo-conlar'ın önde gidenlerinden biri olarak nitelendirilen Robert Kagan ile görüştük. "Amerikalılar Mars'tan, Avrupalılar Venüs'te" diyerek bir anda bütün dünyada dikkatleri üzerine çeken Kagan ile Türkiye- Amerika ilişkileri, Ortadoğu'da barış ve Amerikan politikaları üstüne konuştuk.
TÜRKİYE VENÜS'TEN OLURSA * Amerikalılar Mars'tan, Avrupalılar Venüs'ten demiştiniz. Türkiye bu gezegen diziminin neresinde? Bu oldukça basitleştirilmiş bir formüllendirmeydi. Aslında bu kadar basitleştirdiğim için biraz üzüntülüyüm. Türkiye konusunda da böyle basitleyici olmak istemiyorum. Ancak Türkiye tehlikeli bir bölgede yaşıyor. Dünya'nın o bölgesinde fazlasıyla karmaşa yaşandı, istikrarsızlık var. Türkiye her zaman -haklı gerekçelerle- kendini korumak için askeri kapasitesine güvendi. Eğer yapılan anketlere bakılırsa Türkler bir bakıma bu savaşın gerekli olduğunu düşünüyor. Bu bakımdan Türkiye, Amerika'ya tarihsel olarak daha yakın. Ancak Türkiye Venüs'ten olmak istiyorsa bu mükemmel olacaktır!
* Önde gelen neo-con'lardan biri olarak Türkiye'yi, ABD, Avrupa ve Ortadoğu ilişkilerinde hangi noktaya koyuyorsunuz? Ben her zaman Türkiye'nin stratejik konumu ve doğasından ötürü önemli bir ülke olduğuna inandım ve halen inanıyorum. Kişisel olarak da Türkiye'nin Amerika için önemli bir müttefik olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin olası AB üyeliğin de memnuniyetle karşılıyorum. Bu hem ABD'nin, hem AB'nin, hem de Türkiye'nin çıkarına olacaktır. Türkiye, Avrupa çerçevesine ne kadar girer ve ABD ile ne kadar yakın ilişki içinde olursa dünyada daha büyük önemli bir rol oynayacaktır.
* Neo-con'lar Bush hükümetinin Türkiye ile ilişkisine nasıl bakıyor? Nasıl etkileyebilirler? Ben neo-con'ların ne yaptığı ya da ne düşündüğü konusunda konuşmakta her zaman tereddüt ettim. Bunların kim olduğunu bile bilmiyorum. Var olduklarını da... Ancak her durumda, ben bir köşe yazarıyım. Amerika'daki herkesin Türkiye'nin ve sizinle ilişkilerimizin önemini anlamasını umuyorum.
İŞGAL GEREKLİYDİ * Bir Cumhuriyetçi senatör, Başkan Bush'un partisinin aşırı sağcı kanadına rehin olduğunu söylemişti... Bence bu pek doğru kaynaklara dayanan bir haber değil. Bush çok güçlü ve bağımsız bir lider. Onun partisinin herhangi bir kanadına esir olduğunu düşünmüyorum. Her kesimden, bütün cumhuriyetçiler arasında inanılmaz popüler. Geleneksel muhafazakarların çoğu, Bush'un Ortadoğu'ya demokrasiyi yayma gibi politikalarından yana değil. Bu nedenle esir olduğunu düşünmüyorum. Demokrasiyi yaymanın ABD'nin görevi olduğunu savunmuyorum. Ancak birçok ülkede birçok halk demokratik bir ortamda yaşamak ister. Sadece Amerika'nın değil aynı zamanda bütün dünyanın çıkarınadır demokrasinin yayılması. ABD demokrasinin hep destekleyicisi olmuştur. Çok tutarlı bir sicilimiz yok. Ancak ABD diğer ülkelerden çok daha fazla desteklemiştir bunu. Ortadoğu'da yaşayan bir tek kişinin bile ABD'nin Irak'ı işgal ederek kendi güvenlik çıkarları için hareket ettiğini nasıl söylediğine inanamıyorum. İşgalin gerekli olduğunu düşünüyorum. Saddam komşularını biyolojik silahlarıyla tehdit eden biriydi. Miloseviç de iktidardan indirildi. Saddam'ın amaçları, hedefleri çok açıktı. Çok tehlikeli bir adamdı. Kendi halkı için bile. Savaş kaçınılmazdı. Yapılmalıydı.
* ABD'nin kendi güvenliğini korumak için Irak'ı işgal etmesinin kaçınılmaz olduğunu söylüyorsunuz. Peki ama Türkiye'nin olası Kuzey Irak operasyonu gündeme geldiğinde ABD "uyarı" yaptı... Bence Türkiye'nin bu kararı almak için kendi askeri gücünü kullanmaktan başka seçeneği olmadığını göstermesi gerekiyordu. Türkiye bunu yapmak zorunda olsaydı yapardı diye düşünüyorum. Duyduğum kadarıyla sonunda yapmamanın (Kuzey Irak'a girmemenin) daha iyi olduğu kanaatine vardı. Özgür ve bağımsız, birleşik bir Irak Türkiye'nin de çıkarına. ABD, Türkiye'ye bir şeyi yapmamasını emretmedi. Sadece yapmamasının daha iyi olacağı konusunda ikna etti. Bazı insanların şikayetleri olabilir. Türkiye doğru kararı verdi ve hükümetiniz de bu doğru kararı verdiğini biliyor.
ÖNLEYİCİ SAVAŞ ABARTILDI * Irak'a olduğu gibi önleyici savaşlar (pre-emptive war) açılmasına inanıyor musunuz? İnsanlar önleyici savaş konusunu biraz abarttı bence. Irak Savaşı böyle bir durum değildi. Bir saldırıyla tehdit edildiğini düşündüğünde her ülkenin, her zaman önleyici saldırı düzenleme hakkı olduğunu düşünüyorum. Önleyici savaş yeni bir fikir değil. Çok nadir bir durum. Politikası olan her ülkede vardır. Bush yönetiminde de. Ülkeler her zaman böyle bir seçeneğin gerekli olabileceğini anlıyor. Kofi Annan ve onun kurduğu üst düzey yetkililerden oluşan komisyona bakarsanız, onlar da bazı zamanlarda önleyici olarak harekete geçmenin doğru olabileceğine katıldılar. Bunun tartışmalı bir fikir olduğu kanısında değilim. Ama çok özel şartlar altında bu kararın alınacağı görüşündeyim.
* Peki şu anda ABD'yi tehdit eden bir ülke var mı? Belki ABD'nin yeni hedefi olabilecek? Kuzey Kore çok özel bir konu. Kuzey Kore'nin komşularının önümüzdeki yıllarda ne olacağı, tehditkar davrandığını düşünüp düşünmediklerini bekleyip göreceğiz. Kuzey Kore'ye karşı büyük olasılıkla önleyici bir harekat düzenlemeyeceğiz. Çünkü bu çok zor bir şey olacaktır. Bana kalırsa Kuzey Kore'yi izole etme, (nükleer) çalışmalarını bırakmaya ikna etme çabaları olacaktır. Amerika kendi sınırları içinde güvenlikte. Tek tehlike terörizm. ABD bir terör saldırısı olacağına geçerli nedenle inanırsa, tıpkı diğer ülkelerin yapacağı gibi bunu önlemek için ne gerekiyorsa yapacaktır. ABD'nin Çin'e karşı bir önleyici saldırı düzenleme ihtimali yok. Eğer Çin'le bir savaş çıkarsa bu Tayvan meselesi yüzünden olacaktır. Ancak bu durumda da ilk saldıran Çin olur. Çin saldırmazsa bir savaş çıkmaz.
Burcu Yakar - DIŞ HABERLER
|
|
|
|
|
|
|
|
|