|
|
|
|
|
|
20 yılını 40 fotoğrafta özetledi
20 yıllık gazetecilik yaşamında çektiği fotoğrafları bir kitapta toplayan Ali Öz, "Türkiye'nin görsel tarihine ışık tutmak istiyorum" diyor. 'Politik belgesel' olarak adlandırdığı türde fotoğraf çektiğini söyleyen Öz, "Türkiye'de yaşanan olayları belgelemeyi amaç edindim" diyor.
Bazen bir fotoğraf karesi, sayfalarca yazılmış bir yazıya ya da saatlerce konuşmaya bedeldir. Her dilden her ırktan insanı aynı paydada buluşturabilme gücü vardır fotoğrafın. Kimilerine göre şanstır iyi fotoğraf çekebilmek, kimilerine göre ise eğitimli olmayı gerektirir. Eğer hem eğitimli, hem de şanslıysanız o zaman fotoğraf karelerine sığdıramayacağınız an yoktur. Bir de bunların üzerine gazetecilik ruhu eklenirse, o zaman vizörden tüm dünyayı görebilirsiniz. İşte 20 yılını gazeteciliğe, fotoğrafçılığa adayan Ali Öz de bu şanslı insanlardan biri...
TAKİP ETMEDİĞİ OLAY YOK 20 yıllık gazetecilik hayatına milyon kare fotoğraf sığdıran Öz, seçtiği 40 fotoğrafı Türkiye'nin görsel tarihine ışık tutmak amacıyla bir kitapta topladı. Gazeteciliğe başladığı ilk günden itibaren Türkiye'nin toplumsal hareketliliğini belgelemeyi amaç haline getiren Öz, gazeteciliği görsel tarihi geleceğe taşımakta bir araç olarak görüyor. Fotoğraf makinesini eline aldığı günden bu yana katılmadığı olay, takip etmediği gösteri kalmamış Öz'ün. YÖK mücadelesinde yaşanan olaylar, öğrenci hareketleri, 1 Mayıs'lar, Güneydoğu olayları, Cumartesi anneleri, Türkiye'de İslam konusu... Fotoğrafın gücünü üniversite yıllarında fark eden Öz, basın fotoğrafçılığı serüvenine 1982 yılında Nokta Dergisi'nde başladı. Ankara Siyasal Bilgiler Basın Yayın Yüksek Okulu mezunu olan Öz, bugüne kadar pek çok gazetede görev yaptı. Bir yandan gazetecilik yaparken bir yandan da 'politik belgesel' olarak adlandırdığı türde fotoğraf çektiğini anlatan Öz, "Belgesel fotoğraf birtakım somut olayları, hayatı belgelemektir ama politik belgesel fotoğrafları için durum çok daha farklı. Türkiye gibi toplumsal hareketlerin yoğun olarak yaşandığı ülkelerde sürekli bir değişim ve gelişim söz konusudur. Ve yaşanan şeyler belgelenmediği taktirde unutulur. Ben de 80 döneminden bu yana Türkiye'de yaşanan olayları belgelemeyi amaç edindim. Gazeteciliği para kazanma aracı olarak görmedim. Çünkü biz çektiğimiz fotoğraflarla görsel tarih yaratıyoruz. Bugüne kadar çok büyük olaylar yaşamamıza rağmen, 1970 ya da 1980'den bu yana günümüz Türkiye'sini anlatan bir fotoğraf albümü yok. Ben yaptığım bu çalışma ile yaşadığımız olayları kalıcı hale getirmek istiyorum. Çünkü bir gün her şey unutulacak. Bizim gibi okumayan bir toplumda yazıların bile çok önemi kalmıyor. Biz gazetecilerin yaşanan olayları belgelemek ve geleceği kaynak bırakmak gibi bir yükümlülüğümüz olduğunu düşünüyorum" diye konuşuyor.
Seda ÇAKIR / HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|