|
|
Beklentisiz sevmenin özgürlüğü
Bir arkadaşım, daha doğrusu abla dediğim benden büyük bir arkadaşım, geçenlerde Amerika'da okuyan oğlundan pek bir dertliydi. Oğlunun oraya gittiğinden beri pek arayıp sormadığını, hatta onun dertleriyle ilgilenmediğini filan anlattı. Bütün bunları dinlerken bir şey fark ettim ki; hayatımızdaki her şeyi hatta çocuğumuzu bile bir beklentiyle seviyoruz. Ondan bile en azından bizi aramasını bekliyoruz. Aramadığında da, "Ben onun için ne fedakarlıklar yaptım, o bir telefon bile etmiyor" diye düşünüyoruz. Yani hiçbir şey beklemeden sadece sevmek için sevmiyoruz. Şöyle bir düşünün bakalım hiç beklentisiz sevdiniz mi? Yani "Bugün telefon etmedi" demeden, "Şu an nerede acaba?" diye kendi kendinizi yemeden "Yaş günümü hatırlayacak mı acaba?" diye bir beklenti içine girmeden, "Sevgililer Günü'nde arayacak mı?" demeden sevdiniz mi? Yanındaki erkek arkadaşına aldırmamayı öğrenip -ama aldırmıyormuş gibi yapmadan-, gerçekten aldırmadan, "Bitecekse biter bunu ben değiştiremem. Beni sevmeyi bırakmasını değiştiremeyeceğim" gibi diye düşünüp, onu yersiz kıskançlıklara boğmaktan ve kendinizi yıpratmaktan vazgeçebildiniz mi hiç? Sizsiz geçen vakitleri kıskanmadığınız oldu mu hiç? Halbuki hiç beklemeden çalan bir kapıda, onu karşınızda görmek ne güzeldir bilir misiniz? Beklemediğiniz bir anda bir hediye almak sevdiğinizden... Ve beklemeden gelen bir "Seni seviyorum" mesajının tadına varabildiniz mi hiç? Siz istediğiniz için değil, o istiyor diye yaptınız mı tüm bunları? Ve beklentisiz sevmenin tadına bakabildiniz mi hiç? "Bugün beni hatırlamadı" yerine, "Hiç beklemiyordum senin geleceğini" diyebilmek ne güzeldir oysa... Onu boğmadan, kendinizi boğmadan sevebilmek ne güzeldir... Sahiplenme duygusundan uzak, sevmenin, sevilmenin tadına varabildiniz mi? Yapılmamış davranışlar, söylenmemiş sevgi sözcükleri ile kendi kendinizi aşk çıkmazında kaybedeceğinize, hiç beklenmeyen bir demet çiçekle mutlu oldunuz mu? Beklentisiz sevin... Ben, beklentisiz seviyorum... "Niye aramadı?" diye düşünüp kendi kendinizi yiyeceğinize, hiç beklenmedik bir "Seni özledim" mesajı ile aşkı yakalayın. Beklentisiz sevin... O, sizin sevgiliniz olduğu için değil, onu sevdiğiniz, o da sizi sevdiği için sevin... Sevgiye karışan beklenti denilen illeti hemen silin aşkın ak sayfalarından. Göreceksiniz ki, o zaman aşk başka bir güzel... Göreceksiniz ki, o zaman sevgili daha bir romantik... Göreceksiniz ki, o zaman sevmek ve sevilmenin damaklarda bıraktığı tat, yıllanmış şarap gibi, beklenti zehrine karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını. Ben beklentisiz seviyorum... Onun nerede olduğunu merak etmiyorum... "Bugün beni neden aramadı?" diye geçirmiyorum içimden, aramadığı zamanlarda... Geleceğe dair hayallerim de yok zaten... Ben, sevgiyi yaşıyorum... Onun yanımda olduğu anlar o kadar değerli, o kadar kıymetli ki... Gerçekleşmemiş ve gerçekleşmeyecek beklentilerle mahvetmiyoruz o anları... Beklentisiz seviyoruz... Sevdiğimiz için seviyoruz... Hayalsiz, geleceksiz, beklentisiz... Anlık seviyoruz... Deneyin... Beklentisiz sevmeyi deneyin bir gün... Beklentilerinizle boğduğunuz aşklarınıza acıyacaksınız...
İLİŞKİ CADISI AYŞE
|