|
|
|
|
|
|
Faili meçhul bir cinayet
Kendine has üslubu ile tanınan Selçuk Altun'un "Annemin Öğretmediği Şarkılar" adlı romanı pazartesi çıkıyor. Kitap birbirine zıt iki karakterin hayatı etrafında şekilleniyor.
Türkiye'de edebiyat tartışması "İyi edebiyat mı, yoksa kötü edebiyat mı" ekseninde yaşanıyor. Ben bu tartışmaların dışına çıkıp, yeni bir romanı tanıtmak istiyorum. "Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir", "Bir Sen Yakınsın Uzakta Kalınca" ve "Ku(r)şun Lezzeti" romanlarının yazarı Selçuk Altun'un yeni kitabı "Annemin Öğretmediği Şarkılar" 10 Ocak Pazartesi günü okurla buluşuyor. Önceki romanı "Ku(r)şun Lezzeti" gibi yeni kitabı da Sel Yayıncılık tarafından yayımlandı. Selçuk Altun, önceki üç romanında kendine özgü dil ve üslubunu okura sevdirdi, kitapları ilgiyle karşılandı. Yeni kitabında yazar dille oyununu sürdürüyor ve okuru peşinden sürükleyen gizemli bir öykü anlatıyor. Kitapta iki ayrı karakterin hayatının ilerlemesi sarmal biçimde anlatılmış. Temel karakterlerden Arda tam bir "beyaz Türk"; Harvard mezunu, aşırı hırslı dahi kocası ile evlenebilmek için dinini bile değiştirmiş bir annenin oğlu. Babası cinayete kurban giden ve katilin peşinden ancak annesinin ölümünden sonra gidebilen bir karakter. Sarmalın diğer ipi milliyetçi ve kendine göre saf tarafları olan, özünde doğrudan yana Bedirhan; kiralık katil... Zamanla filozoflaşan çok ilginç bir karakter. Romanın birbirinden sürükleyici satırları arasında bu iki karakterin çözümlemesi yapılırken, Arda'nın peşinde okur İstanbul'un ara sokaklarını, tarihini keşfediyor. Satır aralarında insani bir gülümseyiş seziliyor. Kıvrak dil okuru iki ayrı yöne götürüyor. Bir solukta okuyacağınız, satır aralarında Türkiye'nin ana açmazlarına, güçlünün oyunlarına rastlayacağınız, usta işi bir roman. Altun'un kendine özgü dili romanın en güzel yanlarından biri.
ŞEHRİ GÖZETLEYEN ADAM Tayfun Pirselimoğlu'nun yeni romanı mart ayında İthaki Yayınları tarafından çıkarılıyor. "Şehrin Kuleleri", gelecekte belirsiz bir zamanda İstanbul'da bir kuleden şehri gözetleyen T. Kara'nın tuhaf hikayesi. Kimselerin görmediği bir filmin yönetmenliğini yapmış ve bir daha film çekmemiş yönetmenin evini gözetlemeye başlayan T. Kara, bu acayip adamın ortadan kaybolmasıyla sonu belirsiz bir karmaşanın içine düşer. Pirselimoğlu, yazarlık ve ressamlığın yanı sıra yönetmenlik de yapıyor. Milli Reasürans Galerisi tarafından düzenlenen sergide özel desenleriyle Pirselimoğlu da ilgi çekeceğe benziyor. 9-29 Mart 2005 tarihlerinde gerçekleşecek sergiler Günter Grass'la başlamıştı. Yayın hayatına Eylül 2003'te Hasan Bülent Kahraman'ın "Kitle Kültürü Kitlelerin Afyonu" ve Tarık Ali'nin "Bush Bağdat'ta" kitaplarıyla giren Agora Kitaplığı, yeni yıla iddialı bir programla başladı. Okurlarını Mehmet Eroğlu, Hasan Bülent Kahraman, Susan Sontag, Arundhati Roy, Terry Eagleton, Ariel Dorfman ve Azer Nefisi gibi yazarların eserleriyle buluşturan Agora Kitaplığı, faaliyetlerini edebiyat, siyaset, kültürel çalışmalar ve sinema alanlarında sürdürüyor. Siyaset-İnceleme serisinde Seymour Hersh'in "Kumanda Zinciri", Edward Said'in "Oslo'dan Irak'a Yol Haritası", Robert Fisk'in "Ortadoğu'nun Fethi", Mehmet Uğur ile Nergis Canefe'nin derledikleri "Türkiye ve Avrupa Entegrasyonu" ile New Left Review'un "2004 Yılı Seçkisi"; Düşünce-Bilim-Felsefe alanında Edward Said'in "Hümanizm ve Demokratik Eleştiri", Eric Hobsbawm'ın "Geleneğin İcadı", Şükrü Argın'ın "Aşk Kitabı"; kültürel çalışmalarda Susan Sontag'ın "Bir Metafor Olarak Hastalık - AIDS ve Metaforları" yayımlanacaklar listesinde. Türkçe edebiyatta da Mehmet Eroğlu'nun tüm yapıtları ile sonbahar aylarında çıkaracağı yeni romanı, Reha Mağden'in "Ah O Müstehcen Salınış" başlıklı öykü kitabı okurla buluşacak. Aylık kültür, sanat ve edebiyat dergisi Picus'un ocak sayısı da birbirinden ilginç konularıyla okurların dikkatini çekecek gibi görünüyor. Büyük romancı Tahsin Yücel, son romanı "Kumru ile Kumru" yu anlatıyor. Derginin kapağında göz kırpan Şarkıcı Nil Karaibrahimgil tüm içtenliği, yönetmen Sinan Çetin ise açıksözlülüğüyle ego, özgürlük ve mutluluğa dair konuşuyor. Dosya konusu, yazarlar ve çizerler yani aynı anda hem edebiyatçı hem ressam olan sanatçılar. Picus'un Karamela Sepeti diye yepyeni bir bölümü de var. Bu bölümde çocuk edebiyatı ve kitapları yer alıyor. Popüler kültür eki Panzehir'in kapağı ise Okan Bayülgen'e ayrılmış. Galatasaray'daki Can Kitabevi'nde "Sanat Can'da Canlanıyor" başlığı altında başlatılan etkinlikler, bugün ailesinin "Alyoşa" adıyla çağırdığı, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Masal adeta gözlerinde! Pek az insan etrafında bu kadar güzel görebilir" diyerek güzelliklere olan aşkını dile getirdiği; Orhan Peker'in "Çağımızın en gerçek, en sevgili kadınıydı" dediği ünlü ressam Aliye Berger'in yaşamı ve sanatı üzerine yapılacak söyleşi ile sürecek. Etkinlik bugün saat 18.00'de yapılacak.
Sayım Çınar
|
|
|
|
|
|
|
|
|