|
|
|
|
Edebiyat insanı en sade biçimde açıklar
G Prof. Dr. Alemdar Yalçın edebiyattan yola çıkarak insanlık tarihini değerlendiriyor. Denizbank, DenizKültür'ü faaliyete geçirdiğini duyurdu.
Geçen hafta sonu bir arkadaşımla İstanbul'un kalabalığından kaçıp, Balıkesir Gönen'deki tarihi kaplıcalara gidip, bir güzel dinlendik. Yanıma aldığım henüz yayımlanmamış bir kitap dosyası, tatilime büyük bir heyecan kattı. Kitabın yazarı Ozanser Uğurlu. İlk kitabı "Aşk Güzellik ve Mutlu Bir Hayat" Remzi Kitabevi'nden 2002 yılında yayımlanmıştı. Yeni kitabının adı da "Sevişme Gerginliği". Bu eseri herkesten önce okuma fırsatına sahip olduğum için Ozanser Uğurlu'ya teşekkür ediyorum. Kitapta beni en çok ilgilendiren konu; hasta-psikolog ilişkisiydi. Yaşantıların duygusal içeriğine kapılan bizler, kendimizle ilgili olayların farkında olamıyoruz. Romanımızın kahramanı medya dünyasından bir kadın gazeteci. Yalnızlık, ölüm korkusu, yaşama amacımızı yitirme gibi aslında hiçbirimizin tamamen kaçamayacağı temel insanlık kaygıları var bu romanda. Yaşamsal tecrübeyle bunların edebi bir üslupla okuyucuya yansıtılması, yazarın herkese ulaşma amacını büyük ölçüde katkı sağlıyor. "Sevişme Gerginliği", sevgiyle yaşanan cinselliğin önemini, cinsel sevginin nasıl olduğunu ve olmasını gerektiğini ortaya koyan ilginç ve etkileyici bir roman. Eminim ki, bu romanı okuduğunuzda kendinize ve sevgilinize bakış açınız daha farklı olacak. Psikolojik roman sevenlere duyurulur. Bu yıl yayımlanacak kitabı, bakalım hangi yayınevi çıkaracak? Ozanser Uğurlu, gerçekten de işini seven, iyi yapan ve bununla kalmayıp tecrübelerini herkesle paylaşmayı isteyen; usta kalemiyle de bunu çok iyi başaran bir yazar.
COLOMBUS'UN KADINLARI İş Bankası Kültür Yayınları yazarları arasına katılan Müge İplikçi'nin 2000 yılında kaleme aldığı "Colombus'un Kadınları"nı yeniden okurları ile buluşturdu. Kitapta "keşif" sözünden yola çıkan yazar, anlatılarında Columbus'ta yaşayan üçüncü dünyalı kadınların yaşamlarını -Ortadoğulu kadın ya da üçüncü dünyalı kadın sorunsalı ile uğraşarakkurguluyor. Columbus'un Kadınları, bir göçler öyküsü dizisidir. Göç eden kadınların hepsi, Columbus şehrinde, birbirlerinde haberli ya da habersiz bir şeyler yaşar. Bazı özel ve siyasi nedenlerin ardından Columbus'ta buluşurlar. Buluşma noktasının neden Columbus olduğu, sorusuna şöyle cevap veriyor İplikçi: "Çünkü kader beni Columbus'a (ABD'nin Ortabatısı'nın Ohio'su, Allahın Ohio'suna) yolladı! Bir yıl Ohio eyaletinin başkenti Columbus'a gidip, yaşamam gerekiyordu. Gidip, oradaki insanlarla tanıştım. Sonra uzun bir dönem Amerika'nın keşfini ve 'Keşif nedir?' sorusunu düşündüm. Bir yandan da sürekli olarak kadın sorunu -Ortadoğulu kadın ya da üçüncü dünyalı kadın sorunsalı ile uğraşarak- böyle bir kitabı yazma fikrine ulaştım. Ama Columbus'a kitap yazmak için gitmedim. Oraya kitap yazmak için gidilmez. Felaket bir yer... Durağan bir senaryo. Yani bunu mekan için söylüyorum. İnsanlar ise her yerdeki gibi. Oraya gitmişim oradaki kadınları ele almalıyım, diye düşündüm... O kadar sağlam duruyorlardı ki hayatın içinde. Etkilenmemek mümkün değildi. Bu kadınların bir kısmıyla söyleşiler yaptım. Söyleşiler için onlardan özel randevular aldım. Çok canciğer dostlarım olsalar da, özel bir zaman dilimini bu insanlarla -onlar da bana- röportaja ayırdım. Fotoğraflarını çektim, notlar düştüm... Tüm anlatılar bittikten sonra ise oturup sahicilik payı yüksek olan ama aynı oranda gerçekçilikle didişip duran bir Columbus masalı yazdım." Denizbank, kültür-sanat yaşamımıza katkı amacıyla Denizbank Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş.; kısa adıyla DenizKültür'ü kurdu. Faaliyetlerinde ulusal değerleri ön planda tutma ilkesine dikkat çeken Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, DenizKültür'ün de çalışmalarını aynı anlayışla yürüteceğini aktardı... DenizKültür'ün tanıtıldığı törende basılan son kitap; "Bilinmeyen Yönleriyle Cumhuriyet Tarihi" hediye edildi. Kitap, Cumhuriyet döneminin ilginç olaylarını bir araya getiriyor. Bu toplantıya önemli yazarlar ve tiyatrocular katıldı. Ataol Behramoğlu, Feridun Andaç, Macide Tanır, Ertugrul Ateş, Yekta Kopan, Hami Çağdaş, Sunay Akın, Nebil Özgentürk konuklar arasındaydı. Prof. Dr. Alemdar Yalçın'ın "Çağdaş İnsan ve Edebiyat" ile "Anadolu Ezgisi" kitapları Akçağ Basım Yayım tarafından kısa sürede 4 ve 5. baskılarını yaptı. Prof. Dr. Alemdar Yalçın, edebiyata ve kitaplarına ilişkin şunları söylüyor: "İnsanlık tarihi boyunca en saf ve yalın sanat türü edebiyat olmuş ve insanı en sade bir biçimde açıklamıştır. Çünkü dil yeryüzünde yalnız insanın geliştirdiği bir iletişim aracıdır. Edebiyat dile dayandığı için insanın beyninde oluşur ve gelişir. 'Çağdaş İnsan ve Edebiyat' birbirine bağlı denemeler biçiminde bir insanlık tarihi değerlendirmesi olarak hazırlanmıştır. Edebi verimlerden yola çıkan ve onun mesajlarının insan ve düşünce üzerindeki etkisi araştıran bir çalışmadır. Bu yüzden Çin, Hint, Önasya uygarlıkları gibi geçmiş uygarlıklardan, Hıristiyanlığın Avrupa'ya gelişine kadar geçen süreç içinde insanı ele almaktadır. Üstünlükleri ve düşkünlükleriyle insanın edebiyat içindeki yerini irdelemeye çalışır. Böylece edebiyatın yeryüzündeki en akıllı yaratık olan insana yeteri kadar uyarıcı bir görevi olup olmadığını araştırır. Çağımız uygarlığının belirleyici unsurları olan Judeo- Greko- Latin uygarlıklarının özünün kavramaya ve bunun ülkemizin kültürel birikimleri açısından değerlendirmeye ve eleştirmeye çalışır. Böylece insanoğlunun geliştiğini düşündüğümüz bir anda nasıl kendi yeryüzündeki varoluş nedenlerine ters düşebileceğini ortaya koymaya çalışır. İnsanlık yeni bir çağa girmiştir. Girdiği bu yeni çağda geçmişte yaptığı bütün yanlışları nesnel bir değerlendirme ile ortaya koyarak yeni çıkış noktaları bulmalıdır. 'Çağdaş İnsan ve Edebiyat', sözün en estetik kullanım biçimi olan edebiyatın zaman zaman bir acem kılıcı gibi insanoğlunun kendi değerlerini yok ettiğini de göstererek aydınlarımızın sorumluluk sınırlarını da irdelemektedir. 'Anadolu Ezgisi' bir noktada 'Çağdaş İnsan ve Edebiyat'ın farklı bir varyasyonudur. Türk aydınının nasıl ortak değerler çevresinde buluşacağını irdelemek için yazılmış birbirine bağlı denemelerdir. Bu yüzden genelde aydınlarımıza seslenir ve onların sorumluluk çizgileri konusunda bazı nesnel ölçüler getirmeye çalışır."
Sayım Çınar
|
|
|
|
|
|
|
|
|