|
|
|
|
|
|
74'ünde aşkın kitabını yazdı
10 yıl önce iflas edip kendi inşa ettirdiği huzurevine yerleşen Hanri Benazus, o dönemde basının ilgi odağı olmuştu. Huzurevinde tanıştığı Sevgi Hanım'la büyük aşk yaşayan Benazus, "Herşeye Rağmen Aşk" adlı kitabını eşine ithaf ediyor.
Örnek olsun diye "aşk"ı anlatıyor
Hanri Benazus 74 yaşında eski bir işadamı. 10 yıl önce iflas edip huzurevinde yaşamaya başlayan Benazus, son kitabını orada tanışıp büyük bir aşkla bağlandığı Sevgi Hanım'a ithaf etmiş.
Aşk üzerine kitap yazmaya cüret etmek gerçekten büyük bir cesaret" diyor Hanri Benazus... Son günlerde aşk yazmak moda ama "Herşeye Rağmen Aşk" isimli kitabı yeni piyasaya çıkan Benazus, bunun farkında bile değil. 74 yaşına rağmen aşk üzerine yazmak onun için her zaman yaptığı gibi duygularını anlatmanın ve insanlarla paylaşmanın tek yolu. "Herşeye Rağmen Aşk", Hanri Benazus'un 17'nci kitabı. Kitaplarının çoğu deneme türünde. Ancak bu son kitabını diğerlerinden ayıran çok belirgin bir özellik var. Kitabı eşi Sevgi Hanım'a ithaf etmiş: "Bu kitabımı, küllerimden tekrar doğuşumu sağlayan 'Aşk'ım, 'Eş'im, 'Kadın'ım 'Sevgi'ye ithaf ediyorum." Hanri Benazus, bu son kitabında eşine duyduğu aşkın yanı sıra her türlü aşktan bahsetmeye çalışmış. Ancak asıl anlatılması gereken Hanri Benazus'un şimdiki eşi Sevgi Hanım ile tanışma hikayesi. Aslına bakılırsa Benazus'un hayat hikayesi baştan sona bir filmi hatırlatıyor. 500 yıldır İzmir'de yaşayan köklü bir ailenin mensubu olan Hanri Benazus, ünlü bir işadamıyken her şeyini kaybetmesiyle 90'lı yıllarda basının ilgi odağı olmuş. "Şirketleri ben değil, etrafımdaki insanların beceriksizlikleri batırdı" diyor ama bu onun mevcut durumunu değiştirmiyor. Ünlü bir işadamıyken her şeyini kaybeden ve borçlarını kapatabilmek için tabir-i caiz ise yatını satan Benazus eşinin ölümüyle iyice yıkılıyor. Bir zamanlar eşiyle dünyayı gezerken dikkatini çeken ve yaşlıların yakınlarına yük olmadan yaşadıkları yurtları örnek alarak inşa ettirdiği Zübeyde Hanım Huzurevi'ne yerleşiyor. "Çocuklarım çok itiraz etti bu duruma. Ben yine de orada yaşamayı seçtim. Adı üstünde 'Huzurevi'" diyor. Ünlü işadamının yaşadığı bu olaylar "Bir zamanlar yaptırdığı yaşlılar evine şimdi kendisi düştü" başlığıyla verilen haberlerle bütün gazete ve televizyonlarda yer alıyor. Bu haberleri izledikten sonra çok etkilenen Sevgi Hanım, soluğu Hanri Benazus ile tanışmak için kaldığı yaşlılar yurdunda alıyor. İlk tanışmalarından sonra aralarında büyük bir elektrik doğuyor ve tekrar görüşmeye karar veriyorlar. Bu görüşmelerden bir süre sonra da 1994 yılında evlenmeye karar veriyorlar. Hanri Benazus kendisinden 15 yaş küçük Sevgi Hanım için: "Beni küllerimden yeniden yarattı çünkü beni yaşlılar yurdundan aldı ve çok güzel bir ilişki yaşamaya başladık. Yaklaşık 10 yıldır evliyiz ve bir günü bile ayrı geçirmedik. Buna rağmen ona olan sevgim daha da arttı. Her ikimizin de birinci evliliklerimizden çocuklarımız vardı. Onun iki benim üç çocuğum ve torunlarımız var. Onlar da bu birlikteliğe çok olumlu baktılar" diyor. Sevgi Hanım'ın da çok sayıda çocuk kitabı bulunuyor. Evlendikten sonra da kitap yazmaya ve Kıbrıs'ta arada bir çocuk programları yapmaya devam etmiş. Hanri Benazus "İlk eşinize duyduğunuz aşk ile ikinci eşinize duyduğunuz aşk arasında yaş itibariyle bakıldığında bir farklılık görüyor musunuz?" sorusuna ise şöyle cevap veriyor: "Birinde olgunluk birinde ise delikanlılığın getirdiği coşku fazlalığı var. Şimdi olgun bir aşk yaşıyorum. Gençken deli deli yaşadığınız aşkı olgunlaştıkça daha iyi doyumsuyorsunuz."
KADINLAR SIRAYA GİRDİ Hanri Benazus, Toplumsal Dönüşüm Yayınları'nda çıkan, "Herşeye Rağmen Aşk" isimli deneme niteliğindeki kitabında tanrıya duyulan aşktan tutun da doğaya ve sevgiliye duyulan aşka kadar her türlü aşktan bahsetmiş. Ona göre tüm bu duygular tek bir noktada birleşiyor zaten: "Bütün bu duygular aşk noktasında birleşiyor. Ben yıllardır yazıyorum ve seçtiğim konu hep insan oldu. Bütün bu aşkları yaşamak tabii ki mümkün. Ancak tek şart, kendi kimliğine bürünmen. Eğer kişiliğine esir olursan tabii ki bu aşkları kısıtlı yaşarsın. Kişilik genellikle insanın maskelerle kılıflandırdığı dış kısmı, kimlik ise özüdür. Eğer özünü yaşarsan aşkı doyasıya yaşayabilirsin" diyor. Büyük şehirlerde yaşayan insanların kendilerine çok fazla zaman ayıramadıkları için kendi özleri ile fazla buluşamadığını anlatıyor: "Biz kendimizle tanışmıyor ve kendimizden korkuyoruz. Yalnız kalabilmek, kendini sorgulayabilmek kadar yüce bir şey yok. O zaman kendinizin günlük hayatta göremediğiniz taraflarınızı görürsünüz. 74 yaşında bir insan aşktan bahsedince genelde boş gözlerle bakılır. Ama bu geçtiğimiz ay kitap fuarında kadınların almak için sıraya girdiği bir kitap oldu. Özellikle eşlerine hediye etmek için aldıklarını söylediler. Ben herkese örnek olmak için aşk konusunu seçen bir kitap yazdım. Hiçbir şey için geç kalınmış olmadığını, yaşlanmanıza rağmen aynı şeyleri hissedilebileceğini iddia ediyorum. Herkes kendine göre yorumlayabilir."
Aynur Erdem
|
|
|
|
|
|
|
|
|