|
Beyazperde hüzünlendi
|
|
Aşk İçin Ağlayanlar Love Story filminin çok benzeri, Japon bir yönetmenin gözünden anlatılıyor. Duygusal bir şölen.
Büyüleyici Bir Film Yavuz Turgul Türk sinemasının en iyi senaristi. "Gönül Yarası" nda da bunu kanıtlıyor.
Bir Göçün Hikayesi Bulutları Beklerken, göçe zorlanan Rumlar'ın hikayesi.
Bir hüzünlü hayatlar yumağı
Yıpranıp giden değerler, kaybolan metropol ve de taşra kültürü, gitgide daha hoyrat ve acımasız hale gelen hayatlarımız... Yavuz Turgul bize sürprizlerle dolu bir film armağan ediyor.
Ne garip, ne tuhaf, ne büyüleyici bir film bu böyle... Bir açıdan eski Yeşilçam'ın tipik melodramlarını andırıyor. Ama Yeşilçam'ın hemen hiç yapamadığı biçimde, dört başı mamur karakterlerle donanmış, unutulmaz sözlerle bezenmiş, dram sanatının doruklarına doğru tırmanırken bizi de alıp götüren bölümler içeren... Bir başka yanıyla ve özellikle Samatya Meydanı'nı merkez olarak alan dekoruyla, son dönemin TV dizilerini ve onların biraz tek düze duyarlılıklarını akla getiriyor. Ama o dizilerin asla erişemediği sinemasal ustalıklarla yüklü, o hızlı temponun asla izin vermediği ve vermeyeceği inceliklerle sarmaş-dolaş. Tek bir örnek vermek gerekirse, Samatya'nın tam ortasında kopan o kavgayı, hem de tek bir çekimle veren muhteşem sinema bölümü gibi. En klasik ve klişe karakterlere dayanır gibi başlıyor hikaye... İyi kalpli pavyon kadını Dünya, onu vaktiyle pavyondan çekip almış, evlenip yuvasının kadını yapmış ama sonra boşandığı eski kocası Gaziantep'li Halil... Hayatını işine ve öğrencilerine adamış, idealist, Atatürkçü ve artık emekliye ayrılmış ilkokul öğretmeni Nazım... O Nazım ki, Cumhuriyet'in ilk öğretmenlerinden olan babası, adını ünlü şairden esinlenerek koymuş, Nazım da sırası geldiğinde kendi çocuklarına Piraye ve Mehmet demeyi seçmiştir. O çocuklar ki, ikisi de artık babadan kopmuş, onu sevip istemeyen, sadece çıkarlarını düşünen iki yetişkin olmuşlardır. Ama sonra herkes için bir "hakikat anı" geliyor. Ve biraz Demirkubuz filmlerini hatırlatan uzun monologlarla, herkes sırası geldiğinde içini döküyor. Böylece, Halil'in aslında pavyon kadını Dünya'yı kendince nasıl çılgın gibi sevdiği ve tek arzusunun yine onunla birleşmek olduğu, Nazım'ın kendisini ideallerine adarken, yıllar boyu iki çocuğunu hiç düşünmediği ve korumadığı, özellikle kızı Piraye'nin ağzından bu sağlıksız aile ilişkilerinin çocuklara neler kaybettirdiği ortaya çıkıyor. Çünkü şu yeryüzünde hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve insan karakterinin derininde yatan temel şey, çelişkiler, zıtlıklar ve sahte görüntülerdir.
FİNAL SEYİRCİYE KALMIŞ Yavuz Turgul'un sinemamızın en iyi senaryocusu olduğu su götürmez. Onun aynı zamanda hikaye anlatma sinemasının önde gelen ustası olduğu da hemen hemen kesindir. Böylece ortaya, yavaş yavaş gelişen, tüm boyutlarına kavuşan ve özellikle finale doğru gemi azıya alan bir hüzünlü hayatlar yumağı çıkar. Turgul, beklenen veya beklenmeyen sürprizlerle sona yaklaşırken, belki tek bir finalde karar kılamadığı için, hepsi de final güzelliği ve vuruculuğu taşıyan üç noktayla bitirir filmini... Hangisinin final olmaya en çok yakıştığı, artık seyircinin takdirine kalmıştır. Bu büyük kente taşınmış Anadolulu kahramanlar destanı, temelde yine tipik Turgul temalarına dayanır: Yıpranıp giden değerler, kaybolan metropol ve de taşra kültürü, gitgide daha hoyrat ve acımasız hale gelen hayatlarımız. Ama, hepsinin içinden filizlenen bir umut, yarınlara dönük bir iyimserlik, insancıllığın eninde sonunda kazanacağına dair, kesin olmasa da en azından varolan bir olasılık... Soykut Turan'ın çok başarılı görüntüleri, Tamer Çıray'ın dantel gibi müziği, Şener Şen'in her zamanki harika oyununa eklenen Meltem Cumbul, Güven Kıraç, Sümer Tilmaç, Devin Çınar ve diğerlerinin birinci sınıf oyunları. Ve de, yeni gelen Timuçin Esen'in perdeyi dolduran varlığı... Hepsi de yılın en güzel sinema olaylarından birini yaratmada birleşiyorlar.
GÖNÜL YARASI * Yönetim ve senaryo: Yavuz Turgul Görüntü: Soykut Turan Müzik: Tamer Çıray Oyuncular: Şener Şen, Meltem Cumbul, Timuçin Esen, Güven Kıraç, Sümer Tilmaç, Devin Çınar, Erdal Tosun, Ecenaz Kızıltan FilmaCass yapımı.
|