Likit felaket
Çok üzüldüm, içim acıdı. Yılların gazetecisi Atılay Kayaoğlu'na, Rahmi Turan'a ve tüm yakınlarına başsağlığı dilerim. Arkadan çarpan bir araç yüzünden, gazetenin arabasında sıkışan, bagajdaki LPG'nin patlamasıyla da yanarak ölen Oya Kayaoğlu, bir sürü tuzakla dolu bu ülkede 2005'in ilk sabahından ötesini göremedi.
Birinci tuzak, bildik, tanıdık. Sorumsuz sürücü, varsa içki. İkinci tuzak, biraz sinsi. Aslında çevreye, motora ve keseye "faydalı". Ama, LPG evlerden sonra, başta taksilerin bagajı, çok sayıda aracın içinde sinsi bir tuzak olarak yatıyor. Tuzak, yakıtın kendisinden çok, kullanılış biçiminde, denetimsizlikte. Taksiciler, "ekmek parası" derdinde. Ne ucuzsa, ne daha az masraflıysa, başta kendi canı, riskler içinde direksiyon sallıyor. Ama işletmelerin, büyük işletmelerinki biraz farklı. Ortada, riski yüzünden, güvenlik için, sanki birer bombaymışçasına, binalarının altındaki kapalı otoparklara sokmadıkları araçlar var. Birçok alışveriş merkezinin de otoparkına, birçok garaja sokulmayan bu araçlara, başta sürücüleri, çalışanlar bindirilip oradan oraya koşturuluyor.
Medya kuruluşları da bunu yaptı. Çoğu taşeron olan şoförlere, bir dönem LPG'li araç zorunluluğu getirdi. Dönüşümler yapıldı; kim nasıl yaptırdıysa. Maksat, "benzin maliyeti"ni düşürmek, kısacası "likit" fayda sağlamaktı. Ancak, "likit kar" sağlayan "likit gaz"lı araçları, binaların bodrum katlarına sokmadılar. Şoförler araçlarını dışarıda bıraktı. Sonra, gece gündüz haberden habere koşturan muhabirler, evine yollanıp alınan çalışanlar ve tabii ki her daim şoförler o araçlara emanet edildi. Yani, bina ve tabii bina içindeki insanlar için "tehlikeli" görülen araçlar, araca bindirilenler açısından "tehlikesiz" sayıldı. Sanıyorum, artık yavaş yavaş "dizel" araçlara geçiyorlar. Elde kalanlardan biri ise, rahmetli Oya Hanım'ın talihsiz anındaki gibi, özellikle arkadan sorumsuz birinin çarpmamasına, herhangi bir kaza olmamasına, LPG sisteminin güvenliğinin doğru dürüst çalışmasına emanet.
"Nakitten, yakıttan, likitten tasarruf" humması sonunda, hababam yönetmelikle güvenlik sağlanmaya çalışılıyor. Vicdanla cüzdan arasında, cüzdanı tercih edenlerin bol olduğu bir ülkede, elbette tasarrufun da vicdansızlığı mevcut. Evlerde kullanılacak LPG'nin, vergi avantajı yüzünden, araçlara doldurulanla karıştırılması... Dönüşüm yaptıran 100 küsur bin araçtan sadece 8 bin kadarının kontrolden geçmiş olması gibi, gayet bildik korsanlıklar, yamyamlıklar, umursamazlıklar, vurdumduymazlıklar. "Nakit petrol gazı"nı, "likit ölüm tuzağı" olarak salmışız çayıra. "Faydalı bir şey"i kanırta kanırta "arsızlık gazı" haline getirince, "Cinayet gibi kaza" oluyor! Hürriyet'e, Gözcü'ye, Atılay Kayaoğlu'na başsağlığı dileklerimle.
|