|
|
|
|
|
Kalbinizi egzersizle koruyun
|
|
Yaşlılarda kalp ve damar hastalıkları sıklıkla görülüyor. Fiziksel aktivite yetersizliği, vitamin eksikliği, sigara gibi çeşitli etkenlerin yol açtığı kalp ve damar rahatsızlıklarının önüne geçmek mümkün.
Çoğu kimsede yaşlanma kalp kaslarına yetersiz kan gitmesi ve kalp kasının zayıf düşmesi sonucu başlar. Kalp hastalıkları her yaşta tehlikelidir. Ancak yaşamın ikinci yarısında özellikle tehlike yaratır. Önceki yıllar; yağdan zengin beslenmenin koroner damarlar ve kalp kası hasarı için en büyük risk faktörü olduğu düşüncesi yaygındı. Ancak son yıllarda araştırmalar kalp ve damar yaşlanmasına daha açıklık getirdi. Bugün damar hastalıklarının bir uygarlık sorunu olduğu ve ana risk faktörü olan bedensel aktivite yetersizliği yanı sıra * Hormon bozukluğu * Vitamin yetersizliği * Hipertansiyon * Sigara * Yağ metabolizması bozuklukları * İleri yaş (60'tan büyük) * Diyabet * Şişmanlık * Kalıtım gibi diğer birçok faktörün de kalp ve damarların yaşlanmasında etmen olduğu anlaşılmıştır.
1. Bedensel Aktivite Yetersizliği Hareketsizlik; hipertansiyon, kalp krizi ve inme için bir risk faktörüdür. Aşırıya kaçmayan, ölçülü egzersizlerin kalp krizi riskini düşürdüğüne değin çok sayıda bilimsel araştırma var. Kalbe yararlı aktiviteler arasında hızlı yürüyüş, bisiklete binme, yüzme, ip atlama ya da koşu özellikle önerilebilir. Egzersiz ideal vücut ağırlığınızı sağlar. İyi kolesterolü (HDL) artırır. Kan basıncını düşürür. Kalbi güçlendirir. Koroner atardamar hastalığı riskini azaltır.
2. Kalp ve Damarlara Etkili Hormonlar Kalp-damar sağlığında egzersiz, yeterli uyku, doğru beslenme, gündelik düşük doz aspirin gibi önlemler kuşkusuz yararlıdır. Ancak damar sisteminin yaşlanmasında hormonların rolü yadsınamaz. Çok sayıda bilimsel araştırma hormon replasman (yerine koyma) tedavisinin pozitif etkilerini ortaya koymuştur. Östrojen hormonu deri yoluyla kullanılırsa sistolik ve diastolik kan basıncını düşürür. Ağız yoluyla alınan sentetik östrojenler ise tansiyon yükselmesine neden olur. Testosteron da (jel ya da enjeksiyon şeklinde) damarları genişleterek kan basıncını düşürücü etki yapar. Tansiyonu yüksek erkeklerde kan testosteron düzeyi düşüktür. Ayrıca testosteron kalp hücrelerinde yaşamsal önemi olan protein yapımını uyarır. Yeterli testosteronla beslenen kalp, bol oksijen alır, güçlü ve dayanıklıdır.
DHEA hormonu da stres hormonlarına karşıt etki göstererek ve damarları genişleterek tansiyonu düşürür. Melatonin de tansiyon düşürücü hormon grubu içerisindedir. Yüksek tansiyonlu kimselerde çok düşük melatonin düzeyleri saptanır. Büyüme hormonu böbrek fonksiyonunu iyileştirir. Kanlanması iyi olmayan atropik (hacim ve ağırlığı azalmış) böbrekler kan basıncının yükselmesine neden olur. Büyüme hormonu replasmanı burada yarar sağlar. Çünkü kandaki somatomedin C (büyüme hormonu etkisiyle karaciğerde yapılan madde) miktarı ne kadar azsa, kan basıncı da o derece yüksektir. Ayrıca büyüme hormonu kalp kasını da güçlendirir, kalp kasılmaları optimum olur ve daha çok kan damarlara pompalanır.
KOLESTEROLE DİKKAT 3. Vitamin Eksikliği Vitamin eksikliğinin kalp enfarktüsü, inme (felç) ve damar tıkanmasında rolü olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Çok sayıda araştırma, vitamin E yetersizliği ile kalp-damar hastalıklarının oluşumu arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Vitamin C, vitamin E'nin etkisini artırır ve iyi kolesterolü (HDL) yükseltir. B-kompleks vitaminlerinde B12 (kobalamin), B6 (pridoksin) ve B9 (folik asit) kanda homosistein düzeyini normale döndürür. Homosestein düzeyinin yüksekliğinde atardamar iç yüzeyinde bozulmalar olmakta ve plak oluşumu kolaylaşmaktadır. Bir protein metabolizma ürünü olan homosistein oluşumu yaşlanmayla birlikte artmaktadır. Normal değer 5-15 mikromoldür. B3 vitamini (niasin ya da nikotinik asit) lipoprotein (a)'yı düşüren tek ilaçtır. Östrojen hariç, hiçbir ilaç Lipoprotein (a)'yı düşürmez. LP (a) kalp-damar hastalıklarının yüzde 30 kadarından birinci derecede sorumludur. Ayrıca B3 vitamini LDL'yi, trigliseridleri düşürmede; HDL'yi artırmakta belirgin bir etkiye sahiptir.
4. Yağ Metabolizması Bozuklukları Yağ metabolizması bozuklukları damar yaşlanmasının en önemli nedenlerinden biridir. Kolesterol, lipidlerin (yağların) bir üyesidir. Kandaki yağlar fazla olursa damar duvarlarına yerleşerek plak oluşumu riski artar. Kolesterol ve diğer yağlar kanda erimezler, proteinlere bağlanarak taşınırlar. Yağ protein bileşimine lipoprotein denir. Kötü kolesterol düşük yoğunluklu lipoproteindir (low density lipoprotein=LDL). Yüksek yoğunluklu lipoprotein (high density lipoprotein= HDL) iyi huylu kolesteroldür. HDL fazla kolesterolü damar dışına, karaciğere taşır. Böylece kolesterol vücuttan elimine edilir.
Total kolesterolün 240 miligram üzerinde olması yüksektir ve damar yaşlanmasına yol açar. İdeali 200 miligramın altında olmasıdır. Total kolesterolün HDL'ye oranı da önemlidir. Bu oran ne kadar düşükse o kadar iyidir. İdeal olan 4,5'un altında olup, LDL düzeyinin de 130 miligram/dl altında olması gerekir. VLDL (very low density lipoprotein) çok düşük yoğunluklu lipoprotein olup, özellikle zararlıdır. VLDL 30 miligram/dl altında olmalıdır. HDL'nin 60 miligram/dl üstünde olması kalp ve damarlar için koruyucudur. 40 miligram/ dl altındaki HDL değerleri ise kalp ve damarlar için risk faktörüdür. Trigliserit değerinin de 200 miligram üzerinde olması arterlerin çabuk yaşlanmasına ve damar duvarlarında plak oluşmasına neden olmaktadır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|