|
|
Kızım masada oynamaz
Yeni bir diziyle gündeme gelen Cihan Ünal evliliklerinden kızlarıyla olan ilişkilerine kadar ilk kez bu kadar açık konuştu; "Kızlarım hakkında yazılanlar abartılıyor. Küçük kızım Yağmur'un masalara çıkıp oynamasına imkan yok."
Hayatıma girecek kadın güzel ve temiz olmalı
Cihan Ünal zor da olsa Ankara'daki o çok sevdiği sessiz ve huzurlu dünyasından çıkıp yeni dizi çekimleri için İstanbul'a geldi. Sanatçı kızları, evlilikleri ve hayatıyla ilgili Aktüel Pazar'a konuştu.
Baba olmak zor zanaat, hele kız babası olmak... Tiyatro sanatçısı Cihan Ünal'ın durumu da diğer babalardan farksız, hatta daha zor. Çünkü kızının annesi de ünlü, kendi de. Ünal özel hayatı ister istemez gözler önüne serilse de, kimi zaman çaresiz kalsa da iyi bir baba, eski koca ve insan olarak yaşamayı, elinden geldiğince başarmaya çalışıyor.
* Sizi uzun süredir görmüyoruz, neler yapıyorsunuz? Televizyonda görünmediğim için hiçbir şey yapmadığımı sanıyor insanlar. Tiyatroya aralıksız devam ediyorum, her yıl bir ya da iki oyun oynuyorum. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü Ana Sanat Dalı Başkanlığı'na getirildim. Orada ders de veriyorum.
* Türkan Şoray'la evliyken de gözlerden uzaktınız. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Bu konuda kesin kararlı ve tavırlıyım. Basın tabii ilgilenecektir ama sanatçının özel yaşamıyla göz önünde olmasından yana değilim. Bilinçli koyuyorum bu bariyeri. Kızlarım ve ayrıldığım eşlerimle ilişkilerim, benim ve onların hayatıdır çünkü.
* Sert mizaçlı olduğunuz ve basına çok tepki duyduğunuz doğru mu? Ben Kastamonu'da doğdum, Anadolu kültürüyle büyüdüm. 15 yıl Ankara'da devlet tiyatrosunda çalıştım. 80 yılında İstanbul'a geldiğimde, daha Anadolu çocuğuydum. Gerek Türkan'la yaşantım, gerek diğer bir takım dedikodu haberlerine çok tepki gösterdim zamanında. Halbuki bu şehrin kurallarını bilmek gerekiyormuş ama ben acemiydim. Ama artık öğrendim, daha sakin karşılıyorum.
* Mesafeli ve otoriter durduğunuz kesin ama... Bunu çok kişi söylüyor, hatta öğrencilerim bile çekiniyormuş benden, sonradan öğrendim. Öyle bir şey yok aslında. Ben sadece ucuz, vasıfsız, kalitesiz olan şeylere karşı tepkiliyim.
* Eski eşiniz Türkan Şoray ve kızınız Yağmur'la ilişkileriniz nasıl, sık görüşüyor musunuz? Türkan'la bizim dostluğumuz hala sürüyor. Gerek kendi hayatımızla, gerek kızımız Yağmur'la ilgili konularda konuşur, görüşürüz. Yılbaşı, bayram ve doğumgünlerinde bir araya geliriz. Arada onlar Ankara'ya gelir ya da ben İstanbul'a gelirim. Benim ağabeyim ve ablamla da hala görüşür Türkan, onlarla da arası çok iyidir.
* Merak ediyorum, Türkan Şoray'la aranızdaki "ilk bakışta aşk" mıydı? Biz ilk "Seni Kalbime Gömdüm" filminde tanıştık. O zamanlar bir sıcaklık oldu aramızda. Sonra "Mine" filminde bir araya geldik. Ben Londra'ya gittim, Türkan o sırada ayrı bir eve çıktı ve geldiğimde evlendik zaten. Sevgiyle başladı ve aşka dönüştü bizim ilişkimiz. Belki aşk değil ama bizim sevgimiz, saygımız, birbirimize özenimiz hala eskisi gibi devam ediyor.
* Birkaç kez denediniz ama evlilikleriniz yürümedi, hala ısrarlı mısınız? Anne babamın 50 yıl çok mutlu bir evliliği oldu. Onları ayıran annemin ölümüydü. Ben ikisini her zaman çok mutlu gördüğüm için, mezun olur olmaz "Evlenmeliyim" dedim. Evlendim ama yürümedi. Sonra malum Türkan'la olan evliliğim var. Ardından hatalı bir evlilik yaptım. Aslında ben evliliğe karşı bir adam değilim. Tam tersi çok evcil bir adamım. Şimdi de tek başınayım, bekarım ama hiç dağıtmamışımdır kendimi, dağıtmam. Hayatım çok düzenlidir.
* Ayrılıklarınıza temelde neden olan neydi? Benim ayrılıklarımın nedeni hiçbir şekilde aldatma, kadın ya da erkek meseleleri yüzünden olmamıştır. Farklı dünyalar, hayattan farklı beklentiler diyebiliriz sadece. Ama nedense meslek yaşamımda ne kadar istikrarlı olduysam, evliliklerimde o başarısız oldum.
* Peki, geriye dönüp baktığınızda kendinizde bulduğunuz hatalar nelerdi? Bu konuda kendimi suçlu görmüyorum ama alınan ayrılık kararında iki tarafı da haklı görüyorum.
* Gelecek için palanlarınız var mı, yeniden evlenecek misiniz? Benim Ankara ve İstanbul'da kurulmuş bir düzenim var. Yazları da İzmir civarına gidiyorum. Hayatımdan çok memnunum. Şimdilik köpeğim Hamlet ve ben, hayatımda biri olana kadar ikimiz yaşamaya devam edeceğiz. Ama bu sefer çok seçici olacağım hayatıma alacağım kadın konusunda.
* Nasıl bir kadın olsun isterdiniz hayatıızda? Bir defa güzel insan seviyorum, güzel olmalı birlikte olacağım kadın. İkincisi temiz olmalı. Yani bildiğiniz temizlik ve titizlikten bahsediyorum. Bu konu önemli ama hastalık derecesinde titizliği kastetmiyorum. Sonra zevklerimiz, ilgi alanlarımız birbirine uymalı. Farklı karakterlere sahip olabiliriz ama benim bir dünya görüşüm var. Ne bileyim Amerika'da veya Londra'da bir oyunu birlikte seyredip zevk alabilmemiz, ikimizin de keyif alabileceği bir müziği dinlememiz benim için önemli. Bunu kimseyi yargılamak için söylemiyorum, kimse alınmasın ama ben bunlara dikkat ediyorum.
* Ne tür müzik dinliyorsunuz? Klasik müzik ve soft caz seviyorum. Norah Jones'u da çok seviyorum ama. Başka şeyleri az dinliyorum ya da dinlememeyi tercih ediyorum. Biraz katıyım bu konuda.
* Hiç Türkçe şarkı dinlemez misiniz? Zuhal Olcay'ı dinlerim, hatta yakın zamanda konserine de gittim. Candan Erçetin'in yeni albümünü beğendim bir de. Ama Fransızca şarkılar söylediği albümü tercih ederim.
* Çok rafine bir hayatınız var, çok seçicisiniz. Kendinizden memnun musunuz gerçekten? Değilim, daha rahat ve vurdumduymaz olmayı çok isterdim. Kendini sürekli kontrol etme, rafine olma ihtiyacı hayatla bağlantı kurduğunuz zaman sizi çok zedeliyor. Çünkü dışarıda bunu zedeleyecek çok şey var. O yüzden hep korunma ve bir kalkan koyma gereği duyuyorum. Bu da ister istemez bünyede stres yaratıyor.
İŞ yaşantımda ne kadar istikrarlı olduysam, evliliklerimde o kadar başarısız oldum. Ama Türkan'la sevgimiz, saygımız hala eskisi gibi
İlknur Kızıltoprak
|