|
Sonu gelmeyen savaş
|
|
Aşı gripten korunmak için en iyi yöntemdir. Bağışıklık sistemini bedensel aktivite sauna, bol sebze ve meyve, hatta gerekirse vitamin C ve çinko ile güçlendirmelisiniz.
Bitkinlik, yutak bölgesinde (genizde) kaşınma, göz sulanması ve sık sık hapşırma, burun tıkanıklığı ve öksürük, herkesin bizzat yaşadığı veya yaşayacağı soğuk algınlığının belirtileridir. İçinde bulunduğumuz mevsimin özelliği sis, nem ve soğuk; nezle, ses kısıklığı, boğaz ağrısı ve grip gelişmesine uygun koşulların olduğu mevsimdir. Çünkü bu koşullarda güneşin ultraviyole ışınlarına ve sıcağa karşı dayanıksız olan virüslerin yayılması kolaylaşır. Soğuk algınlığı, burun tıkanıklığı, üst solunum yolları iltihabı (bronşit), sinüzit, orta kulak iltihabı ve ateş yükselmesi gibi birçok belirtileri kapsayan bir hastalıktır. Tüm bu belirtiler temel bir mekanizmaya bağlıdır. Soğuk algınlığı virüsleri üst solunum yolları mukozasına yerleşir ve hücreleri tahrip eder. Mukoza hücreleri savunmaya geçer ve prostaglandin (doku hormonu) salgılar. Bu olay ağrı, ateş ve iltihabi reaksiyonla birlikte olup, bir gripal enfeksiyon belirtilerini oluşturur. İnsan nezle ve soğuk algınlığı ve grip virüsünden niçin kaçınamaz? Virüs, yerleştiği üst solunum yolu hücrelerini önce bir enzim yapımına zorlar. Bu enzim virüsün kendi RNA moleküllerinin çoğalmasına yardımcı olur ve yeni nezle virüsleri oluşur. Ayrıca virüsün yaptığı durdurucu maddeler üst solunum yolları hücrelerinin normal metabolizmasını felç eder. Neyse ki vücut birkaç koruyucu mekanizmaya sahiptir.
* Burun mukozası vücudun en iyi kanlanan dokularından biridir. Eğer kişi aşırı soğuktan kaçınırsa, virüsler 37 derecedeki burun mukozasında zor gelişir.
* Gırtlak yoluyla mideye ulaşan virüsler mide asidinde ölürler.
* İmmün sistemi virüsleri özel savunma hücreleri ile yok eder.
* İmmün sistem beyini vücut derecesini artırması için uyarır ve ateş yükselir. Virüsler ateşi sevmez. Halk arasında akut solunum yolları enfeksiyonları yanlışlıkla grip olarak tanımlanır. Klinik olarak gerçek virüs gribi ile gripal enfeksiyonu birbirinden ayırmak gerekir. Gripal enfeksiyona üst solunum yollarına giren çok sayıda etken neden olabilir. Ancak bunlar influenza (grip) gibi ciddi komplikasyonlara yol açmaz. Bu bakımdan koruyucu aşının bunlara yararı olmaz. Kural olarak sadece semptomatik (bulgulara göre) tedavi yeterli olur. Yani hangi belirtiler hastayı en çok rahatsız ediyorsa, tedavi ona yöneliktir. Yatak istirahatı, terleme (kalın örtünme), ballı sıcak bitki çayları, meyve suları ve aspirin (prostamilandin oluşumunu önler) yararlıdır. Grip hastalığı genellikle bir hafta sonra sonlanır ve geçirilmiş hastalıktaki virüs tipine karşı bağışıklık kazanılır. Her geçirilen gripten sonra, o virüs tipine bağışıklık oluşur. Bundan dolayı yaşlı insanlar çocuklara göre daha seyrek grip olurlar.
KORUNMA YOLLARI Gripte belirtiler aniden başlar. Bacaklarda ve sırtta ağrılar tipiktir. Şiddetli baş ağrısı, titreme ve ter boşalması ve bitkinlik vardır. Ateş 40 derece üstüne çıkar. Boğaz ağrısı, ağrılı kuru öksürük, daha sonraları nezle ve hapşırma ortaya çıkar. Bu basit bir hastalık değildir. Tehlikeli komplikasyonlara (akciğer iltihabı) yol açabilir, hatta ölümcül olabilir. İmmün sistem ne kadar güçsüzse, gribin seyri de o kadar şiddetli olur. Ülkemizde senede yaklaşık 15 bin kişi gripten yaşamını yitirmektedir. Her yıl yapılan grip koruyucu aşısı korunmak için en iyi önlemdir. Özellikle immün sistemi zayıf olan yaşlılar ve enfeksiyon ortamı ile iç içe olan kişilerin aşı yaptırmaları gereklidir. Ayrıca kronik kalp ve akciğer hastalığı olanların da aşı yaptırmaları çok önemlidir. Bunlarda ayrıca her 5 yılda bir pnömokok aşısı uygulaması yararlı bir önlemdir. Grip aşısı eylül-ekim aylarında uygulanır. Özellikle gribe duyarlı bireylerde takip eden ocak ayında tekrar edilir. Neuraminidaz insibitörü (tamiflu) grip aşısının yerine kullanılacak bir ilaç değildir. Ancak grip aşısını ideal bir biçimde tamamlar. İmmün sistemi; bedensel aktivite, sauna, bol sebze ve meyve, gerekirse vitamin tabletleri ile özellikle vitamin C ve çinko ile güçlendirmelidir. Vitamin C ve çinkoyu birlikte değil, ayrı ayrı zamanlarda almalıdır.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ İlk planda yatak istirahati, ağrı ilaçları, ateş düşürücüler uygulanır. Eğer bronşit, pnömoni (ateşin yeniden yükselmesi, balgam vb) varsa, Cefuroxim damar yoluyla günde 2-3 kez 1,5 mg ya da ağızdan günde 2 kez 250-500 mg verilir (Zinacef, Zinnat). Antivirütik ilaç Zanamivir (Relenza) günde 2 kez 75 mg, hastalığın başlangıcından sonraki 30 saat içinde alınırsa hastalık süresini kısaltır.
GRİP bir hafta sonra son bulur. Her gripten sonra, o virüs tipine bağışıklık olur. Bu yüzden yaşlılar, çocuklara oranla daha seyrek hastalanır
|