|
|
|
|
|
Erken yaşlanmayı önleyin
|
|
Vücuttaki her türlü biyokimyasal olayda etkin olan enzimlerin üretimi orta yaşlara gelince düşüyor. Bu nedenle besinleri pişmiş değil, çiğ tüketmek büyük önem kazanıyor.
Enzimler, sağlığımızı korumak ve erken yaşlanmanın önüne geçmek için çok önemli. Çünkü biyokatalizör görevi görüyorlar. Örneğin besinlerimizle aldığımız karbonhidrat, protein ve yağları enzimler olmaksızın sindiremeyiz. Enzim yetersizliğinde yaraların iyileşmesi güçleşir. Öyle ki, kötü iyileşen yaralar olduğunda enzim azlığından kuşkulanmalıdır. Bazı enzimlerin daha önemli bir görevi de, vücudumuzda temizlik işini yapmasıdır. Zararlı maddeleri ve zehirleri çözer ve atılmaya uygun hale getirir. Bağışıklık sisteminin vücuda giren mikroplarla savaşması sonundaki enkazı enzimler ortadan kaldırır. Öldürülen mikroplar, antikor-mikrop bileşimi ve zehirlerin vücuttan atılması gerekir. Aksi takdirde organizmadaki kirlilik romatizma, damar sertliği gibi müzmin hastalıklara yol açar. Demek ki bağışıklık sistemi de enzimlere bağlıdır. Vücutta enzimsiz olarak gerçekleşen biyokimyasal olay yoktur. Kısacası enzimler olmaksızın yaşam mümkün değildir. Yeterli enzim olmadan sağlığın iyi olması da olanaksızdır. Her erken yaşlanma olayı bir enzim yetersizliği ile birliktedir. Çoğu ağrılı hastalıklar enzim yetersizliği sonucudur. Vücudumuz sürekli enzim yapar. Tükürükte enzim vardır. Eğer bir parça ekmeği çiğnersek, giderek tatlandığını hissederiz. Ekmekteki nişasta, tükürükteki enzimle şekere dönüşür. Midede de özellikle proteinleri parçalayan pepsin ve diğer enzimler vardır. Ameliyatla midesinin bir kısmı alınmış bir kişinin eksilmiş olan enzimleri enzim tabletleriyle tamamlaması gerekir. Pankreas bezi vücudun en büyük enzim kaynağıdır. Her gün 5 litreye varan pankreas suyu üretir. İnce bağırsaklarda da besin hamuru üzerine bir kez daha enzim dökülür. Tüm vitaminler, mikro elementlerin (çinko, selenyum gibi vücutta çok az miktarda bulunan elementler) bir kısmı ve aminoasitler enzimlerin bileşenidir. Vücudumuzun enzim yapımında azalma var mı? Besinlerimiz enzimden yoksunlaştı. Bu besinlerimizin pişirilmesi, pastörize edilmesi ve depolanmasına bağlıdır. Çünkü enzimler ısıya çok hassastır. Çoğu enzim 50 derece ısıda bozulur. Eskiden süt önemli enzim kaynağımızdı. Bugün önümüze konan süt hemen hemen boş. Eskiden meyve ve sebze doğrudan bahçeden alınırdı ve enzimden zengindi. Bugün manavdan aldığımız genellikle beklemiş ve enzimini yitirmiş sebze ve meyvedir. Ayrıca vücudun yapacağı enzimler için gerekli olan yapı taşları da (vitaminler, eser elementler) besinlerimizde yeterli miktarlarda bulunmamaktadır. Ancak vücut, gereksinimi doğru sağlanırsa, enzimleri yeterli miktarda ve kalitede yapabilir. Enzimlerin yeterli olması için sağlıklı, enzimden zengin beslenmenin yanı sıra, vücudun enzim yapma yeteneğinin de iyi olması çok önemlidir. Stresi en aza indirmek ve stresle baş etmeyi öğrenmek, endişelerden arınmak, iç huzuru sağlamak vücudun enzim yapımında aksaklık olmaması için önemlidir. Sağlığı ihmal etmemek ve kronik hastalıklardan koruyucu bir strateji izlemek enzim yapımının iyi ve düzenli olmasını sağlar. Modern insanın eski jenerasyonlara göre daha fazla enzime gereksinimi var. Buna karşın besinlerimizle aldığımız enzimler ve enzim yapıtaşları eskiye göre çok daha azalmıştır. Enzimlerin sihirli gücü Çok eski zamanlardan beri Hintliler iyileşmeyen yaralarda papaya bitkisinin yaprak ve meyvelerini kullanır. Bu bitkinin yanıklarda ve iltihaplı yaralarda çabuk iyileşme sağladığını görmüş ve urların bu tedavi ile kaybolduğunu ve ağrının azaldığını saptamışlardır. Papaya özellikle protein parçalayıcı çok değerli enzimler içeren bir bitkidir. Amerikalı bir doktor 19. asrın başında mide suyu ile kanser tedavisinde başarılı sonuçlar elde etmiştir. Buradaki etken madde sindirim enzimi pepsindir. 2. Dünya Savaşı sonrasında Alman doktor Gaschler pankreas ekstresinden "Carzodolan" isimli kanser ilacını geliştirdi. Amerikalı profesör Max Wolf kanserde, virüs enfeksiyonlarında, aterosiklerozu önleyici olarak ve ağrı giderici olarak enzimlerin etkilerini araştırmıştır. Profesör Wolf'un uzun araştırmalar sonucu bulduğu bitkisel ve hayvansal enzimlerin karışımı mucize ilaç "Wobe-Mugos" bugün en çok kullanılan biyolojik doğal şifa maddelerinden biridir. Kalıtımsal eksiklik Kalıtımsal olarak bir ya da birçok enzimin eksikliğiyle dünyaya gelen çocuklar vardır. 50 bin yeni doğandan biri uygun enzim olmadığından anne sütünü sindiremez. Doğuştan olan enzim eksikliğinin en sık görülen türü 'fenilketonüri'dir. Aminoasitleri parçalayan enzim olmadığından bu kusurla doğan çocuk derhal tedavi edilmezse zeka geriliği olur. Evrim daima kilitle birlikte anahtarı da vermiştir. Evrim tüm besinlerle birlikte onların sindirilmesi için gerekli olan enzimleri de paketlemiştir. Çoğu taze doğal ürünler çok değerli enzimleri ve ayrıca vücudun kendisinin yapması için de gerekli olan enzim yapıtaşlarını içerir. Şu var ki, topraklar öylesine tüketildi ki artık önemli minerallerden yoksunlaştı. Öte yandan pişirme ve depolama gibi yanlış uygulamalarla besin maddelerindeki var olan enzimleri de yok ediyoruz. Pişirilmiş besinlerdeki enzim eksikliğinin sonuçlarını bir hayvanat bahçesinde yapılan bilimsel araştırma apaçık ortaya koymuştur: İki hayvan grubundan birincisine aynı besinler sadece pişmiş olarak, diğer gruba çiğ olarak verilmiştir. Pişmiş besinlerle beslenen hayvanlar orta yaşa ulaşıncaya kadar iyi gelişmişlerdir. Ancak orta yaştan sonra tıpkı insanlarda olduğu gibi bu hayvanlarda da kalp-dolaşım hastalıkları, diyabet, romatizma ve yüksek oranda kanser hastalığı ortaya çıkmıştır. Bu hayvanların yaşlanmaları hızlanmış ve erken ölmüşlerdir. Anlaşılan belirli yaştan sonra bu hayvanlar besinlerdeki pişirme sonucu eksilen enzimleri kendileri yaparak telafi edememişlerdir. Genç yıllarında vücudun eksiği kapatma yeteneği iyi olduğundan o yıllarda hastalıklar ve olumsuzluklar olmamıştır. Çiğ besinlerle beslenen hayvan grubu ömürlerinin sonuna kadar sağlıklı, güçlü kalmışlar; bunlarda diğer gruptaki hastalıklar görülmemiştir. Bu araştırmanın ortaya koyduğu gerçek yüzlerce defa teyit edilmiştir: İnsanda enzim düzeyi orta yaşlarda belirgin olarak düşer. Bu düşüşle orantılı olarak tipik yaşlılık belirtilerinde ve yaşlılık hastalıklarında artış olur. 40 yaşından itibaren enzim yapan organlar, özellikle pankreas, zorlanmış ve yorulmuşsa, enzim yetersizliğini gösteren aşağıdaki sağlık sorunları başlar:
* Bağırsaklarda gaz ve hazımsızlık.
* Yaşlılık lekeleri ve ciltte virüs enfeksiyonuna bağlı siğiller.
* Kötü ve geç iyileşen yaralar ve yara izleri.
* Ciltteki morlukların kaybolmasının uzun zaman alması.
* Enfeksiyonlara karşı yatkınlık. Önümüzdeki hafta enzimlerle tedavi olanaklarını ve enzimlerinizi artırmanın yollarını işleyeceğiz.
AMERİKALI bir doktor 19. yüzyılın başında mide suyu ile kanser tedavisinde başarılı sonuçlar elde etmiştir. Bu tedavi yöntemindeki etkin madde sindirim enzimi "pepsin"dir
|
|
|
|
|
|
|
|
|