|
|
|
|
|
Keşke YÖK hiç olmasaydı
|
|
YÖK konusunda ne düşünüyorsunuz? -Ben meseleyi önce farklı bir yere getireceğim. Türkiye'nin şöyle bir açmazı var. Bir üniversiteden ne beklenir, hangi standartlar üniversite oluşumu olarak tescil edilir ya da edilmez böyle kurallarımız yok bizim. Olan kurallar da pek işlevsel değil. Yani tercihim bir şekilde kendi içinde kalite kontrolü sağlanan bir üniversite. Mekanizmalarını, amaç çeşitliliklerini kendi belirlemeli, bağımsız davranmalı.
Yani YÖK gibi bir kurum olmadan.. -Olmadan yani. Keşke olmasa ama var. Üniversiteler arasında bu tür oluşmuş değerlendirme mekanizması da yok. Türkiye'de üniversite dendiğinde mutlaka tek tip üniversite modeli öngörülüyor. Devlette birçok kişi hatta üniversitedekiler de bunu böyle görüyor. Ben onlardan değilim. Yüksek öğretimde çeşitli amaçlar ve işlevler vardır. O amaçlara yönelik üniversiteler geliştirilmesi gerekmektedir. Tek tipin kabahatlisi YÖK değildir. Üniversitelerin çoğu da bu tek tip model isteğinde olmuştur, doğruya doğru. Bu istek bizi zor bir duruma getirmiştir. Rüştünü ispatlamış uluslararası düzeyde mezunlarıyla kendini tescil etmiş üniversiteleri kısıtlamak yerine önlerini açmak gerekiyor.
Yani siz de özerklik istiyorsunuz. -O özerkliğin tanınması lazım. Ama sadece özerklik de değil itimat gerekiyor. Temel problem itimatsızlık. Kimse gelip Boğaziçi'ne şunu kötü yaptı, bu öğrenciye haksızlık ettin, kötü eğitim verdin falan demiyor aksine sonuna kadar alkışlanıyoruz ama güven yok. Herkes diyor ki harikasınız. O zaman bırak da ben kendi başıma bir şeyler yapayım, itimat et bana.
Keşke YÖK olmasa diyoruz ama var. Siz nasıl bir çözüm öneriyorsunuz? - Türkiye'nin durumuna bakarsak, bu şartlarda birçok üniversite daha kurulması lazım. YÖK, kuruluş aşamalarında onlara rehberlik edecek bir kurum görevini üstlenebilir. Bugünün şartlarında bu gerçekten yararlı olabilir. YÖK bize karışmıyor, niye? Çünkü işimizi iyi yapıyoruz.
O zaman YÖK Boğaziçi için ne yapıyor ve niye var? -Bilmiyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|