|
|
|
|
|
|
Yılmaz Güney beni sevmezdi
' 12 yıl kaldığı Türk cezaevlerindeki anılarını bir kitapta toplayan İngiliz Daniel Koplowitz, Yılmaz Güney, Bülent Ersoy gibi ünlülerin cezaevi günlerini anlattı.
12 yılını Türk cezavlerinde mahkum olarak geçiren İngiliz Daniel Koplowitz'in yaşadığı hapishane günleri roman oldu. Geceyarısı Ekspresi adlı filmin gerçek kahramanıyla aynı koğuşta kalan Koplowitz, "Karafatmanın Sarayı" adını verdiği romanında Hasan Heybetli'den Kürt İdris'e, Yılmaz Güney ve Bülent Ersoy'a, ülkücülerden devrimcilere kadar pek çok kişinin cezaevi yaşantısını gözler önüne serdi. Hitler rejiminden kaçan komünist bir anne babanın çocuğu olarak İngiltere'de dünyaya gelen Daniel Koblowitz ilk gençlik yıllarını bu ülkede geçirdi. Altmışlı yıllarda başlayan gençlik hareketlerine katılan Daniel Koblowitz, bu eylemler sırasında uyuşturucu ile tanıştı. Koblowitz, "Esrar bizim için sisteme başkaldırının bir parçasıydı. Bu konuda daha sonra Türkiyeli devrimcilerden çok farklı düşündüğümüzü onlarla kalınca anladım. Mesela Yılmaz Güney uyuşturucadan yakalandığım içinbeni sevmezdi" diyor. 68'in bütün çiçek çocukları gibi Hindistan'a gitmeye karar veren Koblowitz, İstanbul'a ilk kez adım attı. Otostopla Hindistan'a ulaşan, dönüş yolunda da İran'da uyuşturucu nedeniyle 2 yıl cezaevine giren Koblowitz, Lübnan'da aldığı 4 kilo esrarı gitarının içinde Türkiye'ye sokmaya çalışırken yakalandı. Tutuklanarak Antakya Cezaevine konan Koblowitz'in Türkiye cezaevlerinde 13 yıl süren macerası böyle başladı.
GÜNEY'LE TANIŞMA Daniel Koplowitz, ününü Antakya Cezaevinde duyduğu Yılmaz Güney ile Sağmalcılar Ceazevinde karşılaştı. Koplowitz, "Yılmaz Güney beni sevmezdi. Cezaevinde de esrar içtiğim ve küçük çaplı ticaretini yaptığım için bana tepki duyardı. Onun için ben yozlaşmış biriydim. Fakat cezaevinde müthiş bir karizması vardı. Bütün mafya babaları ona saygı duyardı. O da otorite sahibi kişilerdenbiriydi" diyor. Daniel Koplowitz, cezaevinde karşılaştığı mahkumlar için "Ben cezaevine ilk girdiğimde çok korktum. Herkes çok tehlikeli geliyordu bana. Hele Sağmalcılar Cezaevi bana korkunç gözüktü. Ama sonradan Cezaevinde anladımki Türklerin sert olması yapay bir imaj. Aslında o büyük kabadayılar bile çok duygusal insanlar" yorumu yapıyor. 1987 yılında cezaevinden çıkan Koplowitz ilk olarak anılarını "Hilal'in Işığında" adlı kitapta yayımladı. "Dünyanın en yanlış anlaşılmış halkına " ithafıyla Türkçe'ye de çevrilen kitap "Gece yarısı Ekspresi" filminden ağzı yanan Türkiye'de çok yankı yapmadı. Bir süre İngiltere ve Almanya'da yaşayan Daniel Koplowitz babasının ölümünden sonra kendisine miras kalan parayla Türkiye'ye yerleşti. Daniel Koplowitz'in son romanı "Karafatmanın Sarayı" Ocak ayında Pusula yayınlarından çıkacak.
SADIK GÜLEÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|