|
|
|
|
|
Türban sorunu hiç yaşamadık
|
|
Boğaziçi Üniversitesi genelde üç büyük şehir üniversitesi olarak bilinir. Bu öğrenci profili değişti mi? -Çok değişti. Buraya girmek zorlu bir yarış sonucu. Öyle koşulları var ki en iyi kimse o girebiliyor. Yani paranın satın alabildiği bir şey değil buraya girmek. Öğrencilerimizin çoğunluğu Anadolu'dan geliyor. Yıllara göre şehir ağırlığı artıyor. Örneğin bir yıl Eskişehirli öğrenci fazla ertesi yıl Konyalı. Öğrencilerimizin sosyoekonomik durumu da çok değişti artık. Orta ve ortanın altında olan öğrencilerin çoğuna ihtiyaç bursu sağlıyoruz. Boğaziçi'nin bir başka özelliği de İzmirli öğrencisinin çok olması.
Bir öğrenci mozaiği var yani. Peki çatışmaları nasıl önlüyorsunuz? Örneğin Boğaziçi'nde hiç türban tartışması yaşanmıyor mu? -Yaşanmıyor, yaşanmadı da. Biz gelen öğrencilerin kamplaşıp kutuplaşacak şekilde farklı gözükmemesine özen gösterdik. Mesela ailesi çok zengin olan öğrencilerin otoparkında spor bir Mercedes'e rastlayamazsınız.
Ne yapıyorsunuz, yasak mı koyuyorsunuz? -Hiçbir şey yapmadık. Kampusumuza bir bakın daha standart kıyafetler göze çarpar. Koyu renk giyerler, göze batmayan kıyafetler tercih ederler. Örneğin Bilkent'teki öğrencilerin kıyafetleri çok daha şıktır, saçlar jölelidir, yapılıdır. Burada öyle değil.
Peki türban sorununu nasıl hallediyorsunuz? Mutlaka başörtüsü takan öğrenciniz vardır. -Biliyorsunuz üniversitelerin uygulamaları ve gerekli yönetmelikler var. Dolayısıyla benim kişisel olarak nasıl düşündüğümü söyleyebilmem rektörlük makamıma ters düşebilir.
Yani türban konusundaki düşünceleriniz mevcut uygulamayla çelişiyor mu? -İnsanın temsili bir görevi olduğu zaman ki ben bunu dekanlıkta da yaşamıştım, eli kolu bağlanabiliyor. Dolayısıyla bu soruya daha net cevap vermemi engelleyen bir konuma sahibim şu anda. Beni anlayacağınızı düşünüyorum. Şunu söyleyebilirim ancak Boğaziçi Üniversitesi genel ortamını ve huzurunu her zaman muhafaza etmiştir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|