|
Çiftlik kardeşliği ölmüş de haberimiz yokmuş meğer
|
|
Birilerini gözetlemece, saç saça baş başa girmelerini izlemece, sonra da oturup sosyal hayatımızda "Aaa olmaz böyle rezillik" tonunda dillendirmece hadisesini pek sevdik, reytingleri tavana diktik. Önce Seren Serengil ve saz arkadaşları, şimdi Afroditgiller! Eh ilkine gittik, gördük, yazdık... Afrodit'imizin ne eksiği var? Uygun adım ileri! Hereke yolları taştan. Geçen sefer "Hereke'ye çık, ormanda git git, toprak yolda lastik izlerini geçince ineklerden sağa dön" tarifiyle perişan olmuş, SMS'le vasiyetimi anneme yollamıştım. Bu kez tecrübeliyiz. Kazasız, belasız olay mahalline vardık. Derin nefes, sağ ayak çiftliğe daldık. Malum çiftçilerle konuşmak yasak. Ancak ilkinde Hakan Ural benimle konuşmak için isyan çıkarttığından, yönetmen sağ olsun hiç elleşmedi. Ev değişmiş. İnsan Seren Serengil'in pembe cibinliğini arıyor valla. Bulaşık yıkama işini dışarı taşımışlar, salon dağınık, kara sinekler uçuşmakta... Ali Güven elinde çaydanlıkla içeri girdi, su kaynatacakmış. Ali'den başlayalım... Albümü yeni çıkmış. "Yedi yıldır bu işin içindeyim ama pek medyada yer alamadım. İnsanların beni daha iyi tanıması için girdim" dedi. Ali'nin çocukluğunda Almanya'da yaşadığı kasaba da orman içindeymiş; favori işi keçi sağmak. "Gruplaşmak istemedim ama burada gruplaşma oldu" yakınmalarında. Gruplar şu: A grubu; Banu Alkan, Ferhat Güzel ve Ali Güven. B Grubu; Güllü, Tuba Altıntop ve Toprak Sergen.
TOPRAK EN ÇOK KIZLARI ÖZLEMİŞ Haa Toprak Sergen demişken... Çoğumuzun ortak sorusu "Toprak'ın burada işi ne?" idi. Ben de sordum. "Farklı ol ya da öl" sloganıymış. "Dizide oynasam Aaa.. Toprak dizide oynuyor demezlerdi" dedi. Kendini tekrar etmekten hoşlanmadığını, bu olayın çok farklı olduğunu, mücadele etmeyi sevdiğini söyledi. Gurbette en çok kızları özlemiş. Çıkınca tek istediği medeniyet. O sırada odadan Ferhat Güzel çıktı. Beni görünce üstünü değiştireceğini söyleyip, yok oldu. Ve Afroditimiz karşımızda. Beni görenin süslenesi tutuyor. Yahu bütün gün bu halleriyle kamera onları çekmiyor mu zaten? Neyse ünlü kısmısı bu, akıl ermez! Gelelim Güllü cephesine. Evin hamaratı Güllü. Tavuk kesiyor, keçi kovalıyor, inek sağıyor, üç su yer siliyor, yemek pişiriyor... Güllü ve Tuba'yla laflamak için odaya geçtik. Tam Banu Hanım'ın yatağına çökeceğim Güllü çığlık kıyamet "Ayy sakın oraya oturma, orası pis!" Refleks bu kalktık tabii. Güllü "Banu Alkan çok pis, yıkanıyorum diyor, biz daha yıkandığını görmedik" demez mi? Haydaaa... "Banu Alkan kültürel biyografinizin farklı olduğunu söylüyor, ne diyeceksiniz?" "Doğru benim ailemden aldığım örf adet, gelenek görenek onda yok" cevabını veriyor. Güllü pek dertli "İnsanlar beni yanlış tanıyorlar. 'Güllü, Banu Alkan'ı dövecek' diyorlar ama ben öyle bir insan değilim. Bir de çocuklarımın adını ağzına almasın."
BANU ALKAN: KAÇALIM BURADAN! Hazır Tuba da varken Ferhat Güzel konusunu açıyorum. Tuba "Ben buraya dinlenmeye geldim. Buraya girmeden yüzümde bir tane sivilce yoktu, şu anda tüm yüzüm sivilce doldu. Burada sadece bir kişi ünlü, öbürleri ünsüz değil. Ferhat konuştuğu kelimeleri doğru düzgün seçen bir insan değil. Ne küçüğüne, ne büyüğüne saygısı var." Tuba çıkışta psikoloğa gideceğini sözlerine ekliyor. Duyun da inanmayın, Güllü eskiden Banu Alkan hayranıymış sonra fikri değişmiş. "Kamera görünce tamamıyla değişiyor. Kadın sürekli oynuyor. Kendini gerçekten Afrodit zannediyor; 61 doğumluyum, diyor. Küçülsün de cebime girsin bari." Güllü'nün diğer iddiası ise çok ilginç; Banu Alkan'ın bir gece Güllü'ye yanaşıp "Gel yanımıza iki günlük yemek alıp kaçalım, herkes bizi arar, haberlere konu oluruz sonra da beraber ekstra işlere gideriz" demiş... Valla elçiye zeval olmaz... Sanırım Banu Hanım da içeride konuşulanların boyutlarını tahmin etti ki, beni tuttuğu gibi yürüyüşe kaçırdı. Tabii kendisine bu iddiaları sordum, bana "Burası Afrodit'in çiftliğidir. Kimse Banu Alkan'ı yıkamaz, Güllü hiç yıkamaz" dedi... Yok, yok ben çok yoruldum. Üç saatte bitirdiler beni. Kim doğru, kim yanlış bilemem. Ama bu sefer çiftlikte ciddi numaralar dönmekte. Benim aklım almadı. Zaten gider ayak Banu Alkan ve Tuba Altıntop benim yüzümden, 'sen onu dedin, ben bunu dedim' diye birbirlerine girdiler. İbret dedikleri budur! Bu ne ihtiras, bu ne dümen, bu ne şöhret sevdası Yarabbim!
Fotoğraflar: Korkut KALAYCI
|