|
|
|
|
|
Marka Türk tasarımcısı Karim Rashid
|
|
Dünyayı peşinden koşturan tasarımcı Karim Rashid, otelden kozmetik ürünlere, telefondan bardağa pek çok alanda sıradışı işlere imza atıyor. Rashid son olarak da Gaia&Gino isimli koleksiyonuyla büyük sükse yaptı. New York ve Paris'te görücüye çıkan koleksiyonda yer alan vazo, bardak ve mumluklar tamamen bir Türk markasına ait. Ünlü tasarımcı İstanbul'dan çok etkilenip 7 tepeli bir mumluk yapmış. Rakı bardağını ters çevirdiğinizde ise şarap kadehi oluyor.
*** Rakı bardağını ters çevir bak şarap bardağı oluyor
Ben İstanbullu kadına İstanbullu demem yağmur çamur demeden alışverişe çıkmazsa. Yeni açılan bir mağaza izdiham yüzünden kapılarını kapatmak zorunda kalmış. Hem de ortalığı sel götürdüğü gün.
Favorim martini bardağı. Hani kendinden zeytin kürdanı olan. "Ne demek kendinden kürdanı olan?" demeyin, var işte. Bardağın ortasından çıkıyor, size de ucuna zeytin takıp üstüne martini dökmesi kalıyor. Müthiş yaratıcı değil mi? Martini bardağının yaratıcısı dünyaca ünlü bir isim Karim Rashid. Karim Rashid 44 yaşında yarı Mısırlı yarı İngiliz bir tasarımcı. Rashid, Blobizm'in önemli temsilcilerinden biri olarak kabul ediliyor. Yani yuvarlak, köşesiz, yumuşak, kabarcığa ve topa benzeyen ürünler bu akımın içinde. Günümüzde teknolojinin de yardımıyla çoğu üründe sentetik materyaller kullanılıyor.
Bütün dünyanın 1980 yılından beri peşinden koştuğu Karim Rashid'i Türkiye, marka konferansında keşfetti. "Dünyayı değiştirmek istiyorum" isimli kitabını anlattı o konferansta. "Siz de dünyayı değiştirmeyi kendi markanızdan başlayabilirsiniz" dedi. Kimse "Taklitçi değil yenilikçi olun" gibi sözleriyle ilgilenmedi "Şiir sevmem, doğadan hoşlanmam" cümleleri üzerine yazılar yazıldı. İster doğayı sevsin, ister şiirden nefret etsin; Karim Rashid Amerikan tasarım endüstrisinin öncülerinden. Ne mi tasarlıyor? Kozmetik ürünleri, objeler, telefonlar, bilgisayarlar, bardaklar, çanaklar, oteller... Bu arada New York'ta son tasarladığı "Nooch" isimli restoranı "Bir görün" derim. Girişinde yaklaşık 3 metre yükseklikte Uzakdoğulu bir modelin portresi var. Peki Karim Rashid şimdi ne yapıyor? Ağustos ayında New York'taki uluslararası hediye fuarını gezenler Karim Rashid'in son tasarımlarıyla karşılaştı. Gaia&Gino isimli koleksiyon fuarda müthiş sükse yaptı ve birçok ünlü mağazadan sipariş aldı. Öncelikle de Barney's ve Modern Sanatlar Müzesi'nin (MOMA) alışveriş dükkanından. Eylül ayında ise aynı koleksiyon bu sefer Paris'te ev ve obje fuarında görücüye çıktı. Sonuç? Mükemmel. Buraya kadar tamam. "Bravo Karim Rashid'e ve yeni markasına" diyorsanız şimdi sıkı durun. Rashid'in tasarladığı vazolar, bardaklar ya da mumluklar tamamen bir Türk markasına ait. Hayır yanlış okumadınız. Rashid sadece markanın tasarımcısı. Markanın arkasında başarılı bir Türk iş kadını var. Gaia, Gaye Çevikel'in (Onu siz zaten tasarım sayfalarından iyi tanıyorsunuz) Gino ise Gaye'nin Golden Retriver cinsi köpeğinin isminden geliyor. Yüzde yüz Türk yani.
***
Koleksiyon gerçekten de çok matrak. Örneğin meyvelik ters çevrilince mumluk görevi görüyor. Rashid, İstanbul'dan çok etkilenmiş ve yedi tepeli bir mumluk yapmış. Rakı bardağını ters çevirdiğinizde ise ortaya şarap kadehi çıkıyor. En beğendiğim ürün ise Osmanlı hat yazılarından esinlenilmiş olan 2 ağızlı limoj beyaz vazo. Mutlu insanlar koleksiyonundaki bardakların her birine farklı ülke insanlarının isimleri verilmiş. Mehmet, Pierre, Yuri... Tuz ve biber değirmenleri ise Türk musluklarından esinlenerek ortaya çıkmış, Karim Rashid ile Gaye Çevikel bu proje için 3 buçuk yıldır çalışıyorlar. Rashid İstanbul'a birkaç kez gelip gitmiş özellikle Osmanlı İmparatorluğu üzerine kitaplar okumuş ve ortaya Gaia&Gino çıkmış. Porselenler Almanya'da, üfleme bardaklar Slovenya'da üretilmiş. Dağıtım yine Almanya'dan.
Gaye, yıllardır hayalinde yaşatıp, gelişmelerini en yakın arkadaşlarından bile gizlediği yeni markasının keyfini yaşıyor bu aralar. Avrupa Birliği'nin bolca konuşulduğu şu günlerde müthiş bir gurur tabii bir Türk markasının dünyadaki başarısı. Gaia& Gino şu anda Amerika, Japonya, Avrupa ve Ortadoğu'da satışa sunuldu bile. Ya Türkiye? Gaye kendi ülkesini sona saklamış. "Marka olmak için ilk önce Türkiye'den çıkacaksınız diye bir şey yok. Ben burayı sona sakladım" diyor. Bu tabii ki bir strateji. Emin Tracey'nin Longchamp'a tasarladığı çantaların tükendiğini duydum. Ya Accessorize markasının Metrocity'de açıldığı gün yaşanan izdihama ne demeli? Hani şu eşarp, şapka, küpe yani her çeşit aksesuvar bulabileceğiniz günümüzün çıfıt çarşısı. Sevindik tabii Türkiye'ye gelmesine ama... İnsaf yani, açılışı hani şu korkunç yağmurun başladığı hemen her yeri sel bastığı gündü. Accessorize yetkilileri dükkanı kapatmak zorunda kalmışlar. Nasıl yani? Düşünebiliyor musunuz bir kesim dışarda yağmurla cebelleşirken bir kesim de mağazanın kapısında itişiyormuş. Zengin-yoksul edebiyatı yapacak değilim ama biri bana söyleyebilir mi acaba, ürünleri bedava mı dağıtıyorlardı? Gaye haksız mı yani "Önce dünyada marka olmak lazım!" derken? Tabii bizdekiler de durumu biraz abartıyorlar ya, o da ayrı. Gaia&Gino markası bardakları, vazoları, mumluklarıyla kasım ayında Türkiye'de. Benden duyurması. Emin Tracey başarısını yakalamazsanız yazıklar olsun size diyorum İstanbul kadınları!
|
|
|
|
|
|
|
|
|