|
|
Muhtar baba sözünü tutmadı
Harran'ın Çatalhurma köyünde Fatma Baturay adında 13 yaşında bir kız çocuğu yaşıyor. Çabuk "büyüyor" ve 4'üncü sınıfta okuldan alınıyor. Fatma 4 yıldır, okula gitmiyor, okuma yazmayı bile unutmuş. Babası köyün muhtarı. İki ailesi var, iki evi. Son karısını Suriye'den getirmiş. 10 çocuğu var. Muhtar baba, diğer evinde. Haber salıyoruz, misafiri olduğunu öğrenince hemen geliyor. Bizi sıcak karşılıyor. "Mehmet Bey, kızını okullu yapmaya geldik" diyorum. "Olmaz, büyüdü artık" yanıtını alıyorum. Fatma okula gitmek istiyor ama utanıyor. "Okullu olmak istemez misin, diplomam olsun, bir şeyler öğreneyim istemez misin?" diye soruyorum. Gözleri çakmak çakmak oluyor, besbelli sinirleniyor: "Kim ister cahil kalmayı, okumamayı? Tabii ki okula gitmek istiyorum." Babası işin şakasında: "Ben kızıma iki yol gösterdim, birini seçmesini istedim. 'Ya okula gidersin, ya kocaya'. O kocayı seçti." Fatma'nın yüzü kızarıyor: "Ben evlenmek değil, okumak istiyorum." Fatma'nın babası köyün muhtarı, köylüye örnek olması lazım. Kızını okula gönderirse, tüm köylü gönderir. Ancak 4 yıldır, kaymakam da dahil kimse ikna edememiş. Uzun uzun konuşuyoruz. Fatma'nın babası, köyün muhtarı lise mezunu Mehmet Baturay'ı o gece ikna ediyorum. "Kızımı yarın sabah okula getireceğim ve kaydını yapacağım" diyerek söz veriyor, öğretmenlerin, ailesinin ve kızı Fatma'nın huzurunda. Fatma'nın gözleri parlıyor. "Bu gerçek olur mu, ben okula gider miyim?" diye soruyor. "Gidersin" diyorum Fatma'ya. Muhtar babadan tekrar tekrar söz alıyorum. Fatma okula gönderileceğinden emin, babasına güveni sonsuz: "Babam verdiği sözü tutar." Biz o gece köyden ayrılıyoruz. Sabahı zor ediyoruz. Ancak, güzel Fatma'nın muhtar babası, sabah okula gelmiyor. Fatma da gelmiyor. Okulun müdürü ve öğretmenleriyle bir saat kapının önünde bekliyoruz. Gelen giden olmuyor. Muhtar baba sözünü tutmuyor.
|