Tek demokratik devrim
Tiflis başbakanlık binasındaki genç görevlilere geçen kış onbinlerce kişinin gece gündüz sokaklara döküldüğü "devrim günlerini" sorunca, gergin yüzleri bir anda aydınlanıyor. Türkmenistan'dan Bağdat'a kadar Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada hiçbir komşumuzun yapamadığı bir şeyi, bölgedeki ilk "demokratik devrimi" gerçekleştirdi Gürcistan. Yılmadan günlerce sokaklara dökülen halk, yılların eskitemediği eski Sovyet kurdu Edward Şevardnadze'yi alaşağı ederek, başa genç lider Mikheil Saakaşvili'yi getirdi. Eski komünist sistemi aratmayan baskı ve yolsuzluk dönemini tarihin çöp sepetine yolladı. Hem de tek bir damla kan dökmeden. Bu yüzden de Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bugün Tiflis'e gelmesi anlamlı. Ankara'da "Bu yaz sıcağında, nereden çıktı bu gezi?" diyenler yanılıyor. Söylenebilecek tek şey, "Keşke Türkiye o dönemde statükoyu savunmak yerine, daha erken ayılıp Saakaşvili hareketini destekleseydi." Erdoğan'ın son aylarda uluslararası toplantılarda genç liderle kurduğu ayaküstü dostluk, önemli. Bu geziyle perçinlenecek. NATO kapsamında Gürcü ordusunu eğiten Türkiye, zaten uzun zamandır stratejik olarak bu ülkenin bağımsızlığını destekliyor. Ama henüz Ankara bürokrasisi tarafından özümsenmemiş daha önemli bir gerçek var: Türkiye'de istikrar, refah ve mutluluk, demokratik düzenin çevre ülkelerine yayılmasıyla artacak. Aksi takdirde Türkiye, istikrarsız bir coğrafyada yapayalnız bir ada olarak kalmaya mahkum. Gürcistan seferine bu pencereden bakmak lazım. Batılı bir diplomat Saakaşvili için "Bu yılın yıldızı" diyor. Avrupa ve ABD'nin desteği tam. Ocak ayından beri yapılan ekonomik reformlar, gerçekten hız ve derinlik açısından etkileyici. Ama etnik çatışmalar ve Rusya'nın "müdahaleci refleksleri" arasında hassas bir dengeyi korumaya çalışan Gürcistan'da her şeyin sütliman olduğunu söylemek için henüz çok erken. Güney Osetya, Acarlar ve Abhazlarla yaşanan tansiyon, her an alevlenebilir. Başbakan Erdoğan ve Türkiye'nin bu bölgede istikrar ve demokratikleşmeye vereceği aktif destek, bu açıdan önemli. Birileri araya girmezse, Gürcüler Abhazlarla savaşmaya kararlı. Başbakan Erdoğan, dün Ankara'nın etnik tansiyonun düşmesi amacıyla devreye girmeye hazır olduğu mesajını verdi. Ankara bunu yapabilir. Başbakan'ın bu gezideki amacı da bu. Büyük ağabey rolündeki Türkiye'ye düşen, Abhazları Gürcülere, Gürcüleri Ruslara karşı savunmak, bunu yaparken de Gürcistan'daki demokratik deneyimi desteklemek. Dün Tiflis'te Erdoğan'ın Gürcülerin din özgürlüğü konusunda daha duyarlı olması gerektiği yolundaki hatırlatması ve bizzat isim vererek Şişe Cam ve Aksoy gibi Türk şirketlerine yönelik serbest piyasa ruhuyla bağdaşmayan uygulamaları eleştirmesi de bu anlamda yerindeydi. Kafkaslarda istikrar, her şeyden çok Türkiye'nin çıkarına. Bunu da yapmanın yolu da, Tiflis sokaklarındaki o demokratik heyecanı yaşatmak.
|