Erciyes'ten iri yalan Hürriyet'i
Sabahın erken saatlerinde cep telefonum zırt-zırt edince bakıyorum ki MHP'li bir dostum zehir gibi bir mesaj atmış.. -Kahrolsun demokrasi! Yaşasın faşizm!. İlk anda sanıyorum ki dostum, Erciyes'te yaşanan çirkinlik üstüne kendi camiasına yönelik acı, alaycı ve öfkeli bir tepki sergiliyor.. Sonra cevap veririm diye bir kenara bırakıp gazetelere bakmaya başlayınca büyük 'mal'ı Hürriyet'in manşetinde görüyorum: -313 generale 'uyarı yap' mektubu.. Mesajın bununla ilgili olduğunu anlamam uzun sürmedi. Yalnız, manşetin yalan olacağına ihtimal vermediğim için kendi partisine köpüren dostuma hak verdim. Bunu yapan bir MHP için 'yaşasın faşizm' denir mi, denir! Dev gazetenin (!) dev manşetinin alt başlığını da okuyorum: -Türkiye'de ilk kez bir sivil parti (MHP) başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere 313 generale "siyasi iktidarı uyarmaları" için mektup yazdı. Hemen altta gelen iki spot ise Hürriyet'in gazetecilikte ender rastlanır bir 'anında kendi kendini yalanlayan haber üretme' örneği verdiğini sezdiriyor. Demek ki dostum haberin genişçe verildiği iç sayfaya bile bakmamış.. Orayı açınca her şey ayan beyan ortaya çıkıyor. Mağribiye ağzının suyunu akıttıran bu 'mal'ın iç sayfalarda sergilenişi sırasında saklanamayan ayrıntılar haberin başlığını bir iftira pankartı haline getiriyordu. Mesele neydi? MHP lideri Bahçeli bundan birkaç ay önce hazırlattığı bir kitapçıkta hükümeti milli meselelerde ağır hatalar yapmakla eleştiriyor, bu çalışmayı gönderdiği binlerce sivil veya üniformalı vatandaşı iktidara uyarıda bulunmaya çağırıyordu. Hürriyet'in birinci sayfasındaki koca göbeğine bakarsanız MHP sanki ordudan iktidara muhtıra vermesini istemişti.. Böylesine su katılmamış bir çarpıtma örneğini ülkenin en iddialı gazetelerinden birinde görmek, mesleğimiz adına 'ört ki öleyim' dedirtmiyorsa, zaten mevtayız! Burada önemli olan Bahçeli'nin hükümete yönelik eleştirilerinde isabet kaydedip etmemesi değil, gazete göz göre göre bir siyasi lidere ve partiye iftira atmaya kalkışabilmesidir. Bu çeşit bir iftira yüzünden Hürriyet belini bükecek kadar ağır bir tazminat ödemeye mahkum edilse sezadır. Çünkü MHP, eğer gerçekten demokrasiye inanan insanlar tarafından yönetiliyorsa, eğer eski hasımlarının kendisine yakıştırmayı adet haline getirdikleri üzere faşist bir parti değilse, kendisine yapılacak en ağır iftira olarak Hürriyet'teki manşetin mantığını görür ve kükrer: -Ben demokratım, demokrasi sayesinde ve demokrasi için varım.. Sen ne hakla ve ne cüretle beni orduyu muhtıraya çağıran bir siyasi kuruluş olarak göstermeye kalkarsın! Böyle bir iftira, benim imajım açısından düşünülebilecek en çirkin ve ağır saldırıdır! Evet, MHP kendisine yakıştırılan 'askeri hükümete muhtıra vermeye çağıran parti' yalanını gerçekten nefretle kınayacak kadar samimi olarak demokrasiye inanıyorsa Hürriyet'in yakasını bırakmaz. Doğrusu MHP'nin kendisine yönelik bu saldırı karşısında yeterince alınganlık sergileyip sergilemeyeceğini çok merak ediyorum. Ayrıca olağan bir genel uyarıyı çarpıtan bu gazetenin MHP ve Bahçeli düşmanlığı güdüp gütmediği konusu da tartışılabilir. Malum, Hürriyet'in vaktiyle Erdoğan'a ağır savaş açarak mağdur ve mazlum görüntüsünü güçlendirmede oynadığı rol unutulmuş değildir. Zerre kadar şüphem yok ki MHP tabanında, 'Hürriyet'in düşmanlık ettiği bir lider olmak' artı puandır. Oysa Hürriyet veya bir başkası düşmanlık etmek istiyorsa, bir kısım 'ülkücü' keskin sirkelerin eylemlerini alkışlayabilir; mesela Erciyes'in tepesinde müzmin Genel Başkan adayı Ramiz Ongun'a yapılan çirkinliği cilalayıp övebilir. Erciyes gibi, camia için birlik ve bütünlük zirvesi anlamındaki bir sivil (?) kurultayda, muhalif bir siyasetçiye tahammül edilememesinden, hatta 'Çek git, yoksa kardeş kanı akacak' şeklinde tehditle kovalanmasından söz ediyorum. Taammüden iftira haber ürettiğine göre Hürriyet'in eğer Bahçeli'ye bir kastı varsa, niye zahmet ettiğini anlamıyorum; hiç gereği yok, MHP'de lideri yeteri kadar yıpratacak kişi ve anlayış sorunu mevcut bulunmaktadır.
|