Sabah Deniz Kuvvetleri Kupası'nın ardından
Yaklaşık on gündür deniz ve yelkenle iç içeyiz. Sabah Deniz Kuvvetleri Kupası ve Sabah Doğu Ege Yelken Haftası dün akşam D- Marin Turgutreis'in ev sahipliğiyle düzenlenen mükemmel bir resepsiyonla sona erdi. Yarışların bir bölümü rüzgarsız havada geçmesine rağmen insanların neşesi kaçmadı. Hatta bazı denizci dostlarım bunu, "Asıl yarış şimdi oldu. Usta olan, ufacık bir esintiyi bile değerlendirebilmenin keyfini yaşadı" diye değerlendirdiler. Yarışlar sadece yarışanlar değil, izleyenler için de şölen havasında geçti. Bozcaada startını izleyen büyük kalabalığı görmeliydiniz. Tüm ada mendireğin üzerinde toplanmıştı. Yerlisi, turisti... Kalabalığın içinden bir hanım yanındakine, "Ah keşke bizimki iki gün daha kalabilseydi de bu güzelliği görebilseydi" diye dert yanıyordu. Evet gerçekten de keşke bu güzelliği görebilseydi. O beyefendi kim bilemiyorum ama bu güzelliği göremeyenlerin arasında bilerek gözünü kapayanların olması beni gerçekten çok üzüyor. Medyadaki refiklerimizden söz ediyorum. Yarışın başladığı gece televizyonlardaki tüm haberlere özellikle de spor haberlerine baktım. ATV, TRT ve TV8 dışında -göremediğim varsa özür dilerim- neredeyse bilmem ne futbol kulübünün başkanının ayağındaki nasırı haber yapmışlardı da, bu yarıştan tek bir haber yoktu. Bir ülkede elli yatın katıldığı, beş yüz yelkencinin yarıştığı, savaş gemilerinin eşlik ettiği en büyük organizasyon gerçekleşecek, yer yerinden oynayacak ve sen onu görmeyeceksin.
BU NASIL HABERCİLİK? Bu nasıl spor gazeteciliğidir? Senin kültürün bu işi algılamaya müsait olmayabilir, acaba her izleyicinin de aynı seviyede oluduğunu mu sanıyorsun? Lafa geldiğinde "üç tarafı denizlerle kaplı ülke" edebiyatını kimseye kaptırma, iş yelken olduğunda dudak kıvır. Eğer memleketimizin ilerlemesi denizciliğimizin gelişmesi için içinizde ufacık bir iyi niyet taşıyorsanız insanlarımızın yüzünü denize döndürmek için bundan büyük fırsat bulamazdınız. Yarışan dostların arasından biri yanıma geldi ve "Biliyorsunuz bu iş biraz da alışkanlıktır, kendimi bildim bileli ... gazetesini alırım. Bugün gazetemi aldım en azından yarış sonuçlarını verirler diye umuyordum. Tek bir satır göremedim çok üzüldüm" dedi.
HERKES DAVETLİYDİ Okurlarımızın aklında en ufak bir tereddüt kalmasın diye yazıyorum. Basın davetlilerini tek tek kontrol ettiğim için rahatlıkla söylüyebilirim; Sabah, medyada kim varsa bu organizasyona davet etti. Bir medya kuruluşu olarak, denizciliğe katkıda bulunmak isteyen sağduyulu bir müessese olarak elinden gelen her şeyi yaptı. Gerisi diğer müesseselerin ve o gazetecilerin kendi bilecekleri bir iş. Yeri gelmişken söyleyeyim eğer bizim dışımızda bir yayın kuruluşu bir yelken yarışına sponsor olursa ben onların haberlerini mutlaka kullanacağım. Hem de en iyi şekilde... Yarışlarla ilgili geniş bilgileri gazetemizden verdik. En çok ilgi görenlerden biri de Mansur Forutan'ın yazılarıydı. Mansur'u tekneye bindirmek fikri aklıma geldiğinde çok gülmüştüm. Yazılarını okurken de çok güldüm. Bozcaada'ya çıktığında gırtlağıma sarılır diye düşünüyordum. Tam tersine galiba bir denizci daha kazandık. Gani Müjde, Doğu Ege Yelken Haftası'nın Çeşme- Bodrum etabında yarıştı ve izlenimlerini sizler için kaleme aldı. Kendisi de iyi bir yelkenci olan Gani'nin yazdıklarını siz de severek okuyacaksınız.
|