|
|
|
|
|
|
Olimpiyatlar'da doping alarmı
Genetik teknolojisindeki gelişme, olimpiyat ruhuna da gölge düşürüyor. Kasları üç katı büyüten, kolayca uygulanan gen dopingi şimdiden spor otoritelerini endişelendiriyor. Çünkü bu yeni yöntem hiçbir testte ortaya çıkmıyor.
Dünyanın en prestijli bilim dergilerinden "Scientific American" ve "Discover", 2004 Olimpiyatları'nda çok tartışılacak bir şüpheye yer veriyor; gen dopingi. Enjeksiyonla kolayca uygulanan ve kasları üç katı güçlendiren gen dopinginin en önemli özelliği kan ya da idrar gibi bilinen hiçbir testle anlaşılamaması!
VETERİNER DE UYGULAYABİLİR Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Kemal Ün, gen transferinin deneyimli bir biyolog, veteriner ya da tıp doktoru tarafından altı ayla bir yıl içinde öğrenilmesinin ve uygulanmasının mümkün olduğunu söylüyor. Hacettepe Üniversitesi'ndeki Türkiye Doping Merkezi Başkanı Prof. Dr. Aytekin Temizer ise bu yöntemin basitliği ve anlaşılamaması yüzünden Türkiye'de de rahatça uygulanabileceğini, kimsenin bunun farkına varmayacağını söylüyor.
GEN DOPİNGİ NEDİR? *Gen dopingi vücuttaki hastalıklı genlerin yenilenmesine dayanıyor. *Hayvanlara IGF-I enjekte edildiğinde üç kat fazla yük taşıyabiliyorlar. *2002 yılından beri gen dopingi de spor müsabakalarında kullanılması yasaklanan yöntemler arasında.
*** Olimpiyat ateşine gen dopingi gölgesi düştü
Olimpiyatlar başlarken korkunç bir "şüphe" bilimadamlarının ve spor otoritelerinin ruhunu kemiriyor. Hiçbir biçimde tespit edilemeyen "gen dopingi" rekorları tartışılır hale getirecek.
Dünyanın önde gelen bilim dergilerinden "Scientific Amerikan" ve "Discover" bu sayılarında 2004 Olimpiyatları'nın başlamasıyla birlikte ortaya atılan rahatsız edici bir şüpheye yer verdi; Gen dopingi. Çünkü diğer doping yöntemlerinin aksine kan ya da idrar testleriyle tetkik edilemeyen bu yöntem çok yeni olmasına rağmen kolayca uygulanabiliyor. Üstelik bu seneki Olimpiyatlarda gen dopingi yapılması ihtimali çok yüksek ve bu da spor otoritelerinin kabusu. Türkiye Olimpiyat Evi'nden Neşe Gündoğan Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin sporcuların kullanmalarını yasakladığı maddeler listesinde gen dopinginin de olduğuna dikkat çekiyor. Listeye göre atletik performansı artıracak herhangi bir genetik müdahale inceleme sonucu ortaya çıkarsa kullanan sporcular yarışmadan diskalifiye oluyorlar.
Uzmanlara göre gen dopinginin yapılıp yapılmadığının anlaşılması için biyopsi yapılması gerekiyor. Kaslarına önem veren sporcuların da vücutlarının "kesilmesine" itiraz etmesi, yani biyopsiyi kabul etmemeleri ise apayrı bir tartışma konusu. Olimpiyat Evi Hacettepe Üniversitesi'ne bağlı bulunan Türkiye Doping Merkezi ile birlikte çalışıyor. Dünyada sayılı örneklerden olan merkezin başkanı Prof. Dr. Aytekin Temizer gen dopinginin 2002 yılında alınan kararla yasaklandığını belirtti. Temizer de sporculara aşı yoluyla bazı genetik unsurlar vermenin insan potansiyelini artırabileceğini doğruluyor; "Üstelik bunun analiz edilmesi şu andaki şartlarda neredeyse imkansız. Ve konu tam olarak araştırılmadığı için yan etkilerinin ne olacağı da bilinmiyor. Doping kullanımı ile ilgili düzenlemeleri artık tüm dünyada Dünya Anti-Doping Merkezi (WADA) gerçekleştiriyor. Ama komite üyeleri neden mesir macununu ya da ginsengi değil de gen terapisini yasakladı? Çünkü gelecekte çok önemli olacağını anladılar." Peki gen dopingi Türkiye'de uygulanıyor mu? Temizer'e göre bu sorunun yanıtı da koca bir soru işareti. Çünkü uygulanması çok basit ve anlaşılması imkansız! Genler insan metabolizmasının temelini oluşturuyor. Yaşamsal fonksiyonları yerine getiren ve hücresel yapıları oluşturan proteinlerin yapımı da genlere bağlı. Bu mekanizmanın bozulması genetik hastalıklara yol açıyor. Dopinge dönüşen gen terapisi de bu hastalıkları önlemek amacıyla vücuttaki hasarlı genlerin yenilenmesine dayanıyor.
Çoğu vakada işlevlerini yerine getirmediği için "anormal" olarak tanımlanan hasta genler normal çalışan genlerle değiştiriliyor. Pennyslvania Üniversitesi'nden genetikçi Lee Sweeney'in yürüttüğü deneye göre IGF-I adı verilen ve insüline benzeyen bir hormonu enjekte ettiği denek hayvanlar iki hafta sonra diğerlerine göre 3 kat fazla yük taşıyabiliyor. Sweeney'e göre gen dopinginin özellikle atletlere çekici gelmesinin nedeni doping yöntemlerinin tersine ortaya çıkartılamaması. Ayrıca gen dopinginin en çok (kaslarını hızla yenileyeceği için emekliliklerini geciktireceği) haltercilere ve atletlere yarayacağını düşünüyor. Bu yüzden uzmanlar ve spor otoriteleri şu sıralar bütün enerjilerini gen dopingi tetkiklerine veriyor.
REKORLAR ETKİLENECEK Amerika'da özellikle tarımla ilgili çalışmalarda kullanılan gen teknolojisinin tıptaki kullanımı Jesse Gelsinger vakasıyla gündeme kamuoyuna taşındı. Az rastlanan genetik bir hastalığından dolayı uygulanan gen terapisi 18 yaşındaki gencin ölümüyle sonuçlandı. Ancak bu yöntemi bir mastır öğrencisinin bile uygulayabileceği söyleyen uzmanlar, gen terapisini şimdiden bazı sporcuların denemek istediğini belirtiyorlar. Ayrıca, fizik terapistlerinin gen terapisi yoluyla sakatlanan atletleri daha kolay tedavi edebileceği, bu nedenle bütün kariyerini bir burkulma yüzünden kaybetme riskiyle çalışan sporcular için gen terapisinin tedavi amaçlı olarak kullanılabileceğini savunan uzmanlar da var. 1964 yılında iki altın madalya kazanan Finli kayakçı Fero Mantyranta yıllar sonra gen araştırmalarına kaynak olan sporculardan. Genetik mutasyon geçiren Fero'nun ve çeşitli altın madalyalar kazanan Mantyranta ailesinin diğer üyelerinin kanlarında al yuvarların normalden fazla olduğu ve kandaki oksijen oranının normalin çok üzerinde olduğu ortaya çıkmıştı. Daha önce de pek çok doping skandalının gölge düşürdüğü Olimpiyat heyecanını gen dopingi tartışmasının nasıl etkileyeceği merak konusu. Yine de değişen genetik yapıyla oynanması ihtimalinin spor protokollerini ve prosedürlerini etkileyeceği kesin.
GEN dopingi 2002 yılında alınan kararla bütün dünyada yasaklandı. Ancak bu dopingin denetlenmesi mümkün değil.
|
|
|
|
|
|
|
|
|